07 Haziran 2003
Zırva, tevil kaldırmaz, diye güzel bir laf vardır. Yolsuzluk konusunda saçmalama özgürlüğü bulunanları dinledikçe, bir yandan Allah’ım aklımı koru diyorum, bir yandan da bu ülkenin ne kadar büyük bir yönetilememe sorunu içinde bulunduğunu bir kez daha görüyorum. Çünkü saçmalayanların tamamı devletin bir işi önleme ya da yapma görevi verdiği kişiler.
Ankara’da bazıları aklını kaçırmış olmalı. Çünkü anlattıklarını anlamak mümkün değil. Adam organize suçlar müdürü olmuş. Adı Şerafettin Bural. Meclis Komisyonu’nda ifade veriyor. Diyor ki, ’56 milyar dolarlık hayali ihracat yakaladık, üstüne gidecektik, Turgut Yılmaz karşımıza çıktı, durdurulduk…’ Vayyyyy.
Herkes hırsız
Memlekette vergi dairesi müdürleri, gümrükçüler herkes hırsız! Olur mu kardeşim. Bir Şerafettin Bural mı var, pırıl pırıl. Allah devlete bağışlasın! Akıllara ziyan. Bu arkadaş çok etkili. Bıraksalar memleketi temizleyecek. Ama tutmuşlar garibi. Bari şimdi bıraksalar da yapsa şu işi. Tutmayın, bırakın, yazıktır Şerafettin Bural’ı. Ben kendisini kompozisyonunun güzelliğinden tanırım. İfade alıyor bir kaçakçıdan; adam her şeyi anlatıyor, Şerafettin yazıyor, şiir gibi:
‘Dönemin Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı, Gelirler Genel Müdürü, Gümrük Müsteşarı ve diğer yetkilileri çete’…
Sonuç: Gümrük Müsteşarı hala müsteşar. Bu hükümetin de müsteşarı. Gelirler Genel Müdürü milletvekili. Memurlar hala memur. Siyasiler seçim kaybetti. DGM soruşturma yapıyor, bu adlarla ilgili bir şey yok. Bunları itiraf eden azılı sabıkalı ve bir dönem polis ajanı olarak kullanılan kişi ise hala bir hapiste, bir sokakta. Bana sorarsanız akli dengesine bakmak gerek. Şerafettin Bural da halen polis.
Böyle kardeş düşman başına
Şerafettin Bural neler diyor öyle! Vay ki vay. 56 milyar dolarlık hayali ihracat! Kim yapmış Turgut Yılmaz. Kim o: Eski Başbakan’ın kardeşi. Tam 56 milyar dolar götürmüş Turgut Yılmaz. Yuh olsun ona! İnsan birkaç milyar dolarını da devlete bırakırdı. Dış borç taksitleri için. Başbakan kardeşi Türkiye’nin dış borcunu ödeyecek kadar para götürüyor, duyun da inanmayın. Daha neler olacak neler. Artık 56 milyar dolar kaç TIR’la, nasıl götürülür, nerede tutulur, hangi devlet bunu öder, hangisi saklar ben bilemem. Polis, hem de yolsuzlukları ortaya çıkartacak polis diyor bunları. Şimdi bunu okuyan Mesut Yılmaz fenalaşmasın da kim fenalaşsın? Yazıklar olsun… Seçimde ANAP’a verseydi biraz biraz, ucundan azıcık dağıtsalardı, abi-kardeş parlamentoda olurlardı. Turgut Yılmaz gibi hasis bir kardeşi kimseye vermesin Allah. İşin şakası bir yana ölçüsüz atıldı mı insan komik duruma düşer böyle.
Bu nasıl hesap
Şerafettin Bural’ın anlattıklarını okudukça, Allah böyle devlet memurunu da hiçbir devlete vermesin demekten kendimi alamadım. Şerafettin Bey, sen sayı saymayı biliyor musun? Sen nasıl polissin? Hangi kadroyla yaptın bu işleri? Sen dinleme işini de mi yaptın? Sonra Ankara merkez kaçakçılıktaki arkadaşların ağlar, yapma, bu kadar yüksekten uçma. Türkiye’nin o tarihte dış borcu o kadardı. İnsaf! İnsaf! Bu nasıl polislik. Sonra sen bunları yaptın, ettin de ilgili savcı mı bıraktı?
O komisyonda bir Allah’ın kulu bu rakamı nereden çıkartıyorsun kardeşim diye sormamış. En çok da değerli dostum, bu işleri en iyi bilenlerden Kemal Kılıçdaroğlu’na kırılırım. Başkan Azmi Ateş’e kırılırım. Böyle zırvaları sorgulamazlar ise. O komisyon dedikodu dinleme komisyonu olur. İşini yapamaz. Belki de bunun için yapılıyordur bunlar.
Türkiye’yi polis copuyla, müfettiş raporuyla temizleyemezsiniz. Türkiye’de yasa çıkartacaksınız yasa. Temiz toplum yasaları çıkartacaksınız. Herkesi hesap verir hale getireceksiniz. Memurun dokunulmazlığını, siyasetçinin dokunulmazlığını kaldıracaksınız. Sonra hırsızın hırsız olduğunu kabul edeceksiniz, benim hırsızım iyidir muamelesi yapmayacaksınız. Temizliyoruz diye kirletene de, hesap soracaksınız. Kirletene gel temizle, demeyeceksiniz.