18 Eylül 2003
AB’nin yeni-eskinin devamı tutumundan ortaya çıkan sonuç, ilişkilerimizde eski tas ile eski hamam anlayışının, yeni hamamcılara karşı da korunmakta olduğudur. Bu tutum eskiden beri süregelen Türkiye’yi AB’ye almama uygulamasının yeni bir versiyonu. Sırtımızı sıvazlayıp, gözümüzden öpüp, yürümeye devam diyorlar. AB yollarının da yürümekle aşınması mümkün değil biliyorsunuz.
AB macera mı
Hükümet ve Türkiye’nin diğer kurumları bu noktada tutumlarını net olarak göstermek durumundalar. Çünkü AB için masaya konulanlar arasında Türkiye’nin gururu da vardı. Sonunda tarih alamazsak, Amerikalılar’ın çuval hikayesine döner AB maceramız.
AB bir umut ve hedef oldu Türkiye için. Ama bu karşılıksız aşk olarak bizi depresyona doğru sürükleme eğilimi gösteriyor. Türkiye bu noktada AB ile ilişkilerini yeniden dizayn etmeli, dünyaya bambaşka umutlar ve hedeflerle açılabilir olduğunu halka göstermelidir.
İkiyüzlülük
AB ile Amerika yıllar yılı terör konusunda iki yüzlü davrandılar. Şimdi 11 Eylül sonrasında bu değişir diye bekliyorduk. Olmadı. AB, bildik AB. Benim teröristim iyidir anlayışında. Bakın PKK-KADEK konusunda, İslamcı teröristlerle Kürt teröristleri nasıl koruyup kolluyorlar. Onları terörist bile saymıyorlar. Bu onların eski planlarının devamı. Kürtler ve İslamcılar’ı Amerika karşısında kullanma ihtiyacı. Bölgesel etkinliklerini artırmak için terörü araç olarak tutma politikası. Türkiye’de yaşanan terör hareketlerinin arkasında AB ile Amerika vardır. Bakın o terör ile mücadelede aslan kesilen Amerikan yönetiminin şahinlerine PKK-KADEK konusunda nasıl müşfik birer ağabey oluyorlar.
Terörün bilançosu
Türkiye terör ile mücadelesinde yıllardır önüne getirilen onca engele rağmen, hatta ekonomik ve siyasal kaoslara sürüklenmesi için yaratılan teröre rağmen ayakta kalmayı başarmış bir ülke.Türkiye teröre 1960’tan bu yana 40 bin insanını, 150 milyar dolar kadar da ekonomik kaynağını heba etti. Sonuç AB ile Amerika’nın yeni terör kartları açmasıyla gelecekse olmaz. Türkiye bu terör sarmalından çıkmalıdır. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Türkiye terörde kaybetti mi, bunun etkilerini yıllarımızı kaybederek görürüz.
Batı’nın terör oyununu Türkiye’nin ters çevirebilmesi için demokrasi ve özgürlük alanlarında dev adımlar atması gerekiyor. Bu konuda atılacak adımlar, Batı’nın bizim üzerimizdeki etkinliğini ortadan kaldıracaktır. Terörsüz bir ortamın yaratılmasında Türkiye’nin elinde hangi kartları bulunduğunu ve bunları nasıl kullanması gerektiği konusunda uzlaşı içinde olması şart. Türkiye’nin kararlılıklarını ortaya koyması şart.
Siyasi geleceğini yurtdışından gelecek sinyallere, yağcılık ve tavize bağlayan politikacılarla, ulusal düşünceden ve yararcılıktan uzak devlet yönetimiyle bunlar olmaz. Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, refahımızı koruyacaksak, önce terörden kurtulup, Batı ile yeni anlaşmalar yapmamız şart. Çünkü Türkiye ne çekiyorsa başına bela edilen bu musibetlerden çekiyor.