13.01.2000
Adnan Hoca yasaları
Adnan Hoca’nın muhasebecisi Emre Nil, teşkilatın mali kaynaklarını bir bir anlatırken, müritlerden Beyza Bayraktar, sapkınlıkları göz önüne serdi
‘Her ay milyarlar gelir’
Adnan Hoca operasyonunun başarılı olması için, teşkilatın mali kaynaklarının aydınlatılması şart. Grubun muhasebecisi Nil, çok sayıda firmanın Adnan Hocacılara ayda milyarlarca lira aktardığını söyledi. Maliye gerekli bilgileri toplayıp derhal DGM’ye iletmeli.
Şahitsiz ilişki yasak
Bayraktar’ın ifadeleri de şöyle: Biriyle beraber olurken, en yakın arkadaşı gelip katıldı. Normal cinsel ilişki yasaktı. Normal birleşmeyi engellemek için ‘şahit’ adlı gözcüler var. ‘Ecir’ sevişmeye şükretmenin adı… Tuncay ÖZKAN’ın haberi için…
Adnan Hoca krallığı
Adnan Hoca’nın muhasebecisi Emre Nil, gruba ayda milyarlarca lira gelir sağlayan şirketlerin dökümünü verirken, kadın müridi Beyza Bayraktar da ‘şahit eşliğindeki’ seks ilişkilerini anlattı
[email protected]
Türkiye’de ekonomik soygunun ipuçları elde. Ama nerede o Maliye teşkilatı ki bunları ortaya çıkartsın.
1997 yılında Orhan Aslıtürk için Mali Suçları Araştırma Kurulu ve Maliye’nin diğer birimlerine yazılan yazılar daha rapora bile bağlanmış değil. Alaattin Çakıcı, Orhan Aslıtürk, Cavit Çağlar, Nesim Malki bağlantısı konusunda Maliye hiçbir şey yapabilmiş değil. Ömer Lütfü Topal, Sudi Özkan incelemeleri ise daha ortada. Bu Mali Suçları Araştırma Kurumu’nun ne işe yaradığını da, daha bir türlü anlayabilmiş değil Türkiye. DGM savcılarına bugüne kadar kaç dosya için sonuç raporu gönderildi acaba? Adnan Hocacılarla ilgili olarak ‘Belge ve bilgi alamıyoruz’ diyen Maliye elemanlarına belge ve bilgilerin gittiği dosyalardaki tarih ve sayı numaralarından sabit. Bu organize suç örgütünün mali yapısı ortaya çıkartılmadıkça gerisinin boş kalacağı da malum.
Gelelim Adnan Hocacıların benim yazdıklarımla ilgili ‘yalan ve gerçekdışı’ diye karşı suçlamalarına. Adnan Oktar cezaevinden yazdığı mektupta, bana ‘inançlarından, dine bağlılığından, dürüstlüğünden ve namusluluğundan’ söz etmiş. Ben kendisine yanıt
olarak iki müridinin ifadelerini yayımlayacağım bugün. Birisi organize suç örgütü olmakla suçlanan Adnan Hocacıların muhasebecisi Emre Nil’in ifadeleri; diğeri ise mürit kızlardan Beyza Bayraktar’ın. Okuyup siz değerlendirin Adnan Hocacıları! Önce Emre Nil, para kaynaklarını anlatıyor:
Koruçam Ağaç Fabrikası: Esenyurt’ta
Amerikan kapı üretimi yapan şirkettir. Arkadaşlarımız Emre Çalıkoğlu, Sedat Aktar, Tufan Gürlek iki-iki buçuk yıl önce kurdu.
Atik İnşaat: Ankara Tunus Caddesi üzerindedir. Murat Atik ve annesi tarafından kuruldu. Murat Atik, bizim grubun adamıdır. Şirketten herkes hisse almaktadır. Bu şirket Ankara’da metro ve belediye otobüslerinin bir senelik reklam için satışını yapar. Bu şirketin yıllık cirosu bir trilyondur.
Tekap Aydınlatma: Haramidere’deki şirketin yüzde 10 hissesi bizim, yüzde 90’ı Alper Çakmak’ın babasınındır. Bu şirketi Alper Çakmak’ın babası kurmuştur ve Adnan Hoca’nın adamı olan Alper Çakmak, yüzde
10 hissesinin kazancını bize aktarmaktadır.
İDEA: Adnan Hoca’nın grubunda bulunan ‘Bacılar’ tarafından bir buçuk sene kadar önce kuruldu, sonraları Kardeşler’e geçti. Kardeşler ise Emre Çalıkoğlu, Ali Tulum,
Uğur Örmen, Selim Marangozoğlu’dur. Bu şirket, şirketlere eleman ve işçi temin eder. Merkezi Kadıköy Acıbadem’de bulunur. Yıllık cirosu 60 milyar TL. civarındadır.
İnter İtems: Merkezi Karaköy’dedir. Seyhun Şanda arkadaşımız kurdu, geliri Kardeşler’in olacaktı, ancak faaliyetini durdurduk. Bir ihale işi çıkarsa faaliyete geçireceğiz.
Metropol İnşaat: Kadıköy Göztepe, Minibüs Caddesi üzerindedir. Adnan Hoca’nın ‘Kardeşler’ diye hitap edilen erkek mensupları kurdu. Kurucularından Tufan Gürler’i hatırlıyorum, diğerlerini ise hatırlayamıyorum.
Rota Hukuk Bürosu: Şişli Adliyesi’nin yanında Ali Çizik isimli avukat arkadaşımızındır. Bize çalışan bir yerdir.
Uzman Kozmetik: Moda’dadır. Murat Terkoğlu ve Ferhat Terkoğlu, üç sene evvel kurdu. Deodorant, parfüm üretimi yapmakta. Yıllık cirosu 100 milyar civarındadır.
AB Ticaret: Merkezi Karaköy’dedir. Fırat Develioğlu ve Murat Develioğlu’na babalarından miras kalmıştır, gelirinin bir kısmını bize yardım olarak vermektedir. Yıllık ciroları 150 milyar civarındadır ve bize ayda 2 veya 3 milyar lira yardımda bulunmaktadır.
Farnese: Kadıköy, Göztepe Yolu Caddesi üzerindedir beş yıl kadar önce kuruldu.
Memişoğlu Makine: Beşiktaş’ta Barbaros Heykeli’nin yakınındaki üst geçidin karşısındadır. Maç makineleri satışı yapar. Adnan Hoca’nın adamı Mutlu Memişoğlu’nun babasının şirketidir, yüzde 30’u Mutlu Memişoğlu’na aittir ve bu geliri biz almaktayız.
Horoz İnşaat: Kadıköy’dedir, Kenan Horoz’un babasınındır, Kenan bu şirketten 400-500 milyon lira civarında maaş almaktadır, bunu da bize aktarmaktadır.
Arkadaşımız Atilla Menevşe tarafından dört beş ay önce Karaköy’de Galata’ya giden yol üzerinde elektrik malzemesi satışı üzerine kurulan dükkân vardır, ancak şu anda bir fazla geliri yoktur. İlerde işler düzelince grubumuza maddi yardımda bulunacaktır.
Ersel ve Ersen Alacadağ kardeşlerin Sultanhamam’da babalarından kalma tekstil dükkânı vardır. Kendi ihtiyaçlarını alırlar ve geri kalan tüm geliri gruba vermektedirler.
Hasan Basri Güner arkadaşımızın Bağdat Caddesi ve Göztepe’de Telekom isimli elektronik alet yapım şirketi var. Bu şirketin yüzde 30 hissesi Hasan Basri Güner arkadaşımızındır ve bu geliri Hasan Basri bizim gruba vermektedir. Bu şirket ayda 300-500 milyon lira yardımda bulunmaktadır.
Alfa: Merter’dedir. Emre Çalıkoğlu tarafından bizim gruba girmeden önce kurulmuş ve tekstil üzerine faaliyet göstermiş, Emre Çalıkoğlu bize bu şirket adına yardımda bulunamamıştır, kriz nedeniyle bir senedir geliri olmadığından bize yardımı olmamıştır.
Bora Bozca isimli arkadaşımızın Kadıköy Ziverbey’de mermer şirketi vardır. Tüm geliri grubumuza verilir. Yıllık cirosu 120 milyar.
Bir veya bir buçuk senedir ülkemizdeki krizden dolayı yurtdışına açıldık. Kazakistan’ın başkenti olan Almaata’da Global Limited Şirketi vardır ve sorumlusu grubumuz mensubu Zafer Fırat’tır. Türkiye’den elektrik armatürleri götürüp orada satmaktadır.
Bir buçuk sene kadar önce Altaç Çakmak babasıyla birlikte Moskova’da Rustektürk şirketini açmıştır ve Alkaç buradan kazandığını doğrudan bize vermiyor, ancak kendi kazancıymış gibi bize yardımda bulunuyor.
Suudi Arabistan kanunlarına göre yabancı uyruklular orada şirket açamıyor ancak kefil olabiliyorsunuz, bu nedenle Abdulaziz El Dahil isimli şahsın adına Saudilaytrink altında şirketi kurduk. Bu şirket işleri ile ilgilenen İsmail Hulusi ile Erhan Özoğuz isimli arkadaşlarımızdır.
Bir ay önce ABD’nin Minnesota eyaletinde grubumuzdan Can Apay isimli arkadaş babasının parasıyla seramik satmak üzere şirket kurdu. Şirketin gelirinin bir bölümü kendisinin bir bölümü ise grubumuzun olacaktı ancak şu anda bir geliri yoktur.
Bu saydığım şirketlerin gelirlerini, giderlerini, harcamalarını denetlerim, planlamalarını yaparım, geliştirilmelerini sağlarım. Bu şirketlere Adnan Hoca’nın bir katkısı yoktur.
Kadın mürit anlatıyor
Şimdi de Adnan Hocacıların en çok istismar ettikleri kadın öğesinin dışa yansımayan ve insanı hayretler içinde bırakan karanlık yüzünü okuyacaksınız.
Mürit kızlardan Beyza Bayraktar aktarıyor:
Barlan isimli şahıslarla burada buluştuk, Serkan Cimilli ve Gökalp Divan Pastanesi’nden bizi arabaya aldılar. Yolda tanışma faslı gerçekleşti, muhabetten sonra beni evime bıraktılar. Daha sonraları ise yine Seçil
isimli arkadaşım erkekli kızlı bir grubun bulunduğu Kanlıca’da bir villadan bahsedince birlikte gitmeye karar verdim. Beraber villaya gittiğimizde burada daha önceden Serkan ile tanıştığım Gökalp Barlan, Mustafa Kemal Gül, Tarkan Yavaş ve isimlerini hatırlamadığım, daha sonra da hiç görmediğim üç bayan bulunuyordu. Sohbetimiz esnasında Adnan Hoca’dan bahsedip dini konularla ilgili bazı görüşlerini söylüyorlardı. Benim de psikolojik sorunlarım olduğu için konuşulanları dikkatle dinliyordum, biraz sohbet ettikten sonra Seçil ile evime gittim.
Daha sonraları kendini Ömer Kartal olarak tanıtan bir şahıs, telefon numaramı Seçil’den aldığını ve konuşmak istediğini söyledi. Yaklaşık olarak bir ay kadar telefonla muhabbet ettik. Muhabbetlerimiz esnasında Kanlıca’da tanıştığım erkeklerden Mustafa Kemal Gül isimli şahıstan ve dini konulardan bahsedince, Adnan Hoca grubundan olduğunu tahmin ettim. Buluştuğumuzda da Ömer Kartal yakışıklı bir delikanlı olduğu
için kendisinden hoşlandım. Arkadaşlığımız ilerledi, bir gün beni soyismini bilmediğim Burak isimli bir şahsın Kozyatağı’ndaki evine getirdi. Burak bizi yalnız bırakıp gitti. Birlikte olmaya karar vermiştik ancak cinsel ilişkiye girmedik sadece seviştik. Ben, daha önceden kızlığımı kaybettiğim için ve cinsellik konusunda açık olduğum için, Ömer’in bu hareketine, cinsel birleşmeye girmemesine çok şaşırmıştım. Bu konuyu sorduğumda bir şeyler söyleyerek geçiştirmişti.
Daha sonra kendisine bu konuyu tekrar sorduğumda bana, vajina yoluyla birleşmenin evlenmeden olmaması gerektiğini söyledi. Birkaç hafta sonra yine Ömer Kartal ile birlikte buluştuğumda bir eve gittik, kapıyı Nuri isimli bir şahıs açtı. Ortam oluştuğunda
Ömer ile birlikte yatak odasına geçerek soyunmaya başladık, ilk sevişmemizde ben iç çamaşırlarımla kalmama rağmen bu sevişmemizde her ikimiz de çırılçıplak kaldık, bir müddet sevişmeye başladık, o sırada ben yine Ömer’e normal yoldan sevişmeyi söyledim. Fakat kendisi evli olmadığımız için bu
işin sakıncalı olduğunu söyledi ve beni yüzüstü yatağa yatırarak arkamdan bana yanaştı ve anal yoldan birleşmeye başladık. Bu esnada Nuri isimli şahıs da birden belirdi ve
o da başımın bulunduğu kısma geçerek kendi cinsel organıyla oral yoldan birleşme yapmaya başladı. Ben bu olayı biraz garipsemiştim, yani arkadaşımın arkadaşının bana yaklaşması biraz tuhafıma gitmişti fakat bir şey söylemedim. Benim ilk anal ve oral seks yapmam bu şekilde Adnan Hoca’nın cemaatine üye olan şahıslarla olmuştur.
Bu olayla birlikte girmiş olduğum grubun lideri konumundaki Adnan Hoca’yı görmeyi çok istedim. Ömer, beni Kandilli’deki çok lüks bir villaya götürdü, birçok bakımlı ve saygın bayan vardı. Orada Adnan Hoca’yla tanıştım ve bana zayıf olduğum için kilo almamı tavsiye etti. Fazla derinlere dalmayan dini konularda sohbetimiz oldu, her şeyi Allah’ın yarattığını, bu sebeple çok tevekkül sahibi olmamı söyledi, kaderden bahsetti. Bunun gibi iki üç ayda bir gidip Adnan Hoca’yla görüşmelerim olmuştur. Adnan Hoca’ya herkes ‘abi’ diye hitap ederdi, ben de
abi derdim, bazen hocam dediğim olmuştur.
Artık Adnan Hoca grubuna iyice girmiş oldum. Kanlıca’da bulunan villaya gittiğim zamanlar genelde Mustafa Kemal Gül, Tarkan Yavaş ve Serkan Ciminli isimli şahıslar
ile değişik genç bayanlar bulunuyordu, o bayanları erkek şahısların sevgilileri olarak biliyorum, bu toplanmalarda dini konular üzerinde sohbetler olur, Adnan Hoca’nın İslam’a bakışı anlatılırdı. Ayrıca Adnan Hoca’nın bazı kitaplar yazdığını bilimsel açıklamalar ile dini bilgiler verdiğini benim gibi birçok kız ve erkeğin bu şahısla irtibatının olduğunu hatta bu şahıslar arasında bazı grupların
oluştuğunu söylüyorlardı, bu vesileyle her gitmemde değişik isimler ve insanlarla tanışıyordum. Yapmış oldukları faaliyetler hakkında bilgi sahibi oluyordum, bu toplanmalar esnasında Ufuk Özturgut ve isimlerini hatırlayamadığım Adnan Hoca grubunun üyeleriyle tanışma fırsatım oldu, hatta bu zaman zarfında Ufuk ile arkadaşlığım biraz ilerledi, beni evime bırakmaya başlamıştı. Bazen Çengelköy’de bulunan villaya da gidiyordum, aynı simalarla burada da karşılaşıyordum.
Hocanın grupları
Bu zaman zarfında Adnan Hoca’nın önderliğinde hareket eden bazı grupların varlığını da öğrendim. Bacılar-Kardeşler-İmamlar gibi gruplar, bildiğim gruplardandır.
Bacılar: Adnan Hoca’ya yakın ve namaz kılan kadınlar. Hatice Tijen Özdemir, Meltem Arıkan, Alev Ulaşoğlu, Zeynep Develioğlu, Tuba Babuna, Didem Ürer, Aylin Atmaca, şu an bacı olarak hatırladıklarımdandır.
Kardeşler: Adnan Hoca’nın grubuna bağlı olan vakıf ile ilgili görevleri olan erkek şahıslardır. Bahadır Güven, Altuğ Berker, Mustafa Kemal Gül, Fırat Develioğlu, Ferhat Terkoğlu, Hasan Basri Güner, Tarkan Yavaş, Mesut Soltay, Tolga Özgiray, Seçim Köse, Korkut Yasa, Kartal İş, Ufuk Özturgut, Burak Sanver, Adnan Tınarlıoğlu, Halil Hilmi Müftüoğlu, Gökalp Barlan, Emri Nil, Burak Abacı, Dr. Cihat Gündoğdu, Selçuk Hazineci, Yakup Balaman ve Sedat Altan kardeş olarak bildiğim şahıslardan şu an hatırlayabildiklerimdir.
İmamlar: Adnan Hoca’nın fetvalarını alt kademeye, yani toplantıya katılanlara ve grup üyelerine bildiren ve talepleri Adnan Hoca’ya ileten şahıslardır. İmamlar olarak Fırat Develioğlu, Ferhat Terkoğlu, Bahadır Güven isimli şahısları tanırım ve bilirim.
Erkeğin ‘ihtiyacı’ ve sevap!
Ayrıca bu grup içerisinde bulunduğum zamanlarda duyduğum kadarıyla bazı sistemler vardı. Bu sistemler ise;
KPU: Kardeş Payını Unutma, anlamı ise gruptaki arkadaşlar arasında yardımlaşma.
İnfak: Allah yolunda malını ve canını harcamak demektir, grup içerisinde ise arkadaşlar arasında maddi olarak yardımlaşma, mesela kirayı ödemek, eşya almak gibi.
Ecir: Allah rızası için iş yapmak. Kardeşler olarak tabir edilen erkeklerle cinsel ilişkiye girerek bunların ihtiyacını karşılamak, iki tarafın da bu ilişkiden dolayı şükretmesi.
Şahitlik: Dışarıdan getirilen kızlar ile grup içerisinde bulunan kardeş tabir edilen erkekler aralarında doğabilecek bir aşkı önlemek, normal cinsel ilişkiyi önlemek amacıyla
üçüncü bir şahsın gözcülük yapması gibi.
Şimdi ne diyecekler bakalım. Bunlar bir
iki kişinin ifadeleri değil. Onlarca var. Adlarının başına İslamcı sıfatını koymakta direnenlerin bu işlere kulak tıkamamaları lazım. Ortadaki tablonun adı en hafif deyimle ruhunu şeytana satmaktır. Acaba kimin
için ve neden örgütlendi bu insanlar? Adnan Oktar’ın ardında gerçekte kim var? Yarın Adnan Hocacıların gerçek yüzlerine ışık tutmaya, kaldığımız yerden devam edeceğiz.