22 Temmuz 2003
Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde Amerika, Irak bataklığında debelenmeye başladıkça giderek yeni boyutlar ortaya çıkıyor. Bunların en önemlisi askeri ilişkiler. Dün başlarına çuval, ellerine kelepçe taktıkları Mehmetçik’e, bugün bize yardım et diyorlar. +*bNeden?
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Amerika’ya gidiyor. Amerika’ya yeni ve çok değişmiş Türkiye’nin hassasiyetlerini aktaracak. Bu aktarım aslında Amerika’da resmi ağızların sustuğu, gayrı resmi ağızların çokça konuştuğu bir süreci de sonlandıracak. Gül bu anlamda yetkisizlerin dile getirdiklerini ortadan kaldıracaktır. Gül, Amerika’nın Bağdat için Türk askeri istemi dahil pek çok konuda resmi görüşleri dile getirecek.
Gül’ün bu konuda söyleyecekleri de açık. Amerika’ya uluslararası hukuk bağlamında ve Türkiye’nin iç hukukunun gösterdiği şekilde hareket edeceklerini söyleyecektir. Pazar günkü söyleşimizde bunun işaretlerini gördüm.
Değişen ne
Yeni Türkiye ensesine vurulduğunda lokması alınan bir Türkiye değil. Her şey değişti. Türkiye ile Amerika arasında artık farklı bir Türkiye ve bakış açısının geçerli olacağını anlamalı taraflar. Çünkü Türkiye ile Amerika’nın 50 yıllık ilişkiler tarihinde 1963’ten bu yana tam dört büyük kriz yaşandı. 50 yıllık ilişki Türkiye’ye getirdiklerinden daha çoğunu götürdü. Şimdi Amerika’nın Türkiye’ye gerçekten bir ‘derin müttefik’ gibi davranması gerekiyor.
Türk ordusu
Türkiye’nin ekonomik koşullarının düzeltilmesinde Amerika etkin olabilir. Örneğin uygulanan tekstil kotalarının Türkiye lehine düzeltilmesi gerekiyor. Finans kesimimiz üzerinde Amerikan etkisi çok büyük. Krizler genellikle dış tetikleyici unsurlardan kaynaklandığı için Amerika’nın bu noktada artık Türkiye ile oynamaması gerekiyor.
Amerika’nın siyasal açılımlarda da Türkiye’nin demokrasisine saygı duyması şart. Türkiye ikinci tezkerede istediği gibi davranmadı diye Türkiye’yi cezalandırma isteğinden vazgeçmeli. Türkiye’nin iç dinamiklerine saygı duyulmalı.
En önemlisi de Türk ordusunun gücü ve saygınlığına dönük Amerikan operasyonlarını sonlandırması. Bu noktada Amerika artık bir tek hareket dahi yapmamalı.
Dışişleri Bakanı Gül, Amerika’da terör dahil pek çok noktada görüşmelerde bulunacak. Türkiye’nin İran ve Suriye ile ilgili politikaları da masaya yatırılacak bu görüşmelerde. Amerika Türk tarafının argümanlarına iyi kulak vermeli. Irak bataklığında yaşadıklarını İran’da daha da kötü bir biçimde yaşar Amerika. Bunu iyi düşünerek Türkiye’nin bölgesel etkinliğiyle kavga edeceğine, onu yanına alabilmenin koşulları yaratılmalı bu gezide. Amerika gelmesin nidalarıyla başlayıp, daha sonra randevu vererek çağırdığı Gül’ü eli boş çevirmemeli.
Türkiye ile ilgili Amerikan tahlillerinde son derece yanlışlar var. Türkiye’yi en güçlü unsuru olan askeri cephede zayıf göstermek, onun gücünü kırmak merkezli bir çaba içinde Amerikan şahinleri. Bunu Türkiye’de siyasi olarak istediklerini alabilecekleri tezinden yola çıkarak düşlüyorlarsa yanılırlar. Türkiye askeri gücünün yerine iç dinamiklerinde yeni bir unsuru koyabilecek hazırlıkları yapamadı daha. Türk ordusu savaşçı gücünün yanı sıra, ülke içinde en önemli rejim garantisi. Ordunun siyaset içindeki gücünün tartışılmaması için Türkiye’de siyaset kurumunun yeniden ve güçlü olarak yapılandırılması gerekiyor. Amerika bunlar olmadan Türkiye’yi bir oldu bittiye götürmek arzusunda ise, çok şey kaybeder. Amerika ve İngiltere’de Irak savaşı daha yeni tartışılıyor. Bunlar orta yerde dururken, şimdi gelecek projeksiyonlarında karşılarında bir de Türk ordusunu görmek, bölgede ve dünyada Amerika’ya hiçbir şey kazandırmaz. Aksine kaybettirir. Bunları Amerika’nın anlaması gerek. Duygusal davranışların Amerika’ya kazandıracağı bir şey olmayacaktır.