Türkiye’de uzunca süreler siyaset edenlerin başlıca hassasiyet gösterdikleri politika Amerika ile ilişkilerdi. Bugün bu ilişkilerin hassasiyeti artık stratejik analizleri gerektirecek düzeyde sıklaştı ve derinlik kazandı. Türkiye ile Amerika arasında giderek gerginleşen ve artık Irak savaşı konusunda karşıtlıkların gündemde olduğu bir diplomatik süreç yaşıyoruz. Amerika ikinci tezkerenin Meclis’te reddinden sonra aynı içerikteki bir üçüncü tezkerenin TBMM sıkıştırılarak geçirilmesini istiyor. Bunu Türkiye’ye ve hükümete ‘ne olursa olsun, neye mal olursa olsun’ anlayışıyla dayatıyor. Aldığı yanıttan da memnun değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili olmasını kutlama bahanesiyle Türkiye’ye yollanan mektup aslında kelimenin tam anlamıyla bir ‘aba altı sopa’ resti. Ama onu da Recep Tayyip Erdoğan geri çeviriyor. Doğru yapıyor.
* * *
Erdoğan’a Bush’un gönderdiği mektup diplomatik dilde nazik, ama içindeki unsurlarla sadece Erdoğan’ı değil Türkiye’yi incitecek unsurlar ve saklı tehditlerle dolu. Mektup içeriği ve gizli üslubu nedeniyle AKP içinde moral bozmuş durumda. Mektupla ilgili olarak Recep Tayyip Erdoğan yazılı bir yanıt verir mi bilemem, ama Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile yaptığı telefon konuşmasında bana göre gerekli bir yanıt verilmiş Amerika’ya.
Erdoğan mektuptaki milletvekili seçilmesini kutlayan bölüm için teşekkür etmiş Cheney’e.
Cheney hemen konuşma arasında tezkerenin Meclis’e getirilmesini istediklerini aktarmış. Erdoğan bunun üzerine, bu aşamada tezkerenin Meclis’e getirilemeyeceğini söylemiş muhatabına. Daha güvenoyu almadan olmaz demiş. Bu Meclis iradesine saygıyı gösteren önemli bir duruş. Bunun devamını getirirse Erdoğan’ı alkışlamak gerek. Çünkü bu Amerikan karşıtlığı değil, ilişkilerin rayına oturtulması. Türkiye ile Amerika’nın ilişkilerinde bir düzeye ihtiyaç var.
* * *
Cheney, bu yanıt karşısında, hiç olmazsa 10 gün sonra tezkerenin Meclis’ten geçirileceğinin taahhüdünü istemiş. Başbakan Erdoğan bunun üzerine bence gönderilen mektuptaki üslup ve gizli içeriğe yanıt olacak şekilde, Amerikan Başkan Yardımcısı’na şunları söylemiş:
‘Garanti edemem, böyle bir söz söyleyemem’.
* * *
Bu tavır doğru bir tavırdır. İkinci tezkerenin tekrar Bakanlar Kurulu’na gelmesi gerekiyor. Bırakın TBMM’yi, Bakanlar Kurulu’nun bu tezkereyi kabul edeceğinin bir garantisi var mı ki?
Türkiye onca sıkışmışlığına rağmen bu kadar sorunla boğuşuyor, bakın İngiltere’ye neler yaşanıyor. BM kararı olmadan savaş olursa İngiliz İşçi Partisi, yani iktidar bakanları istifa edeceklerini söylüyorlar. Parti neredeyse Tony Blair’i Irak politikası yüzünden alaşağı edecek. Türkiye’ye dayatılanların Başbakan Erdoğan kanalıyla böyle yanıtlanması çok doğru bir tavırdır. Ayrıca en az 11 hava koridoru isteğini de dile getiriyor Cheney, buna yanıt olarak Erdoğan yine TBMM’yi adres gösteriyor. Çünkü kararı Meclis verecek.
Türkiye ulusal çıkarlarını hangi iktidar, hangi lider olursa olsun ön planda tutmalı ve gereğini yapmalıdır. Bu halk ulusal tutum ve davranışlarını gördüğü hiçbir iktidarı ve lideri yarı yolda bırakmamıştır.
17 Mart 2003