12 Eylül 2003
11 Eylül dünyadaki en büyük terör hareketidir. İkinci yılını dolduran bu saldırı dünyayı bugünlere uzanan bir kaos ve savaşlar silsilesinin içine soktu. Bu hareketin planlayıcıları ve gerçekleştirenlerinin kimler olduğu hala net olarak belli değil. Bu aslında bir ilan edilmemiş terörist savaştır. İster El Kaide’den gelsin, ister Amerika’nın kendi içinden bu sonucu değiştirmez. Bu savaşla ilgili olarak Türkiye’nin en üst düzeydeki değerlendirmesi o dönem MGK’da yapılmıştı. MGK’da bu işten anlayan asker çevrelerin değerlendirmesi, saldırıların Amerika’nın kendi iç güçlerinin organizasyonu olduğu şeklindeydi. O dönemde bu görüş hükümeti oluşturan koalisyon ortaklarının kabul etmediği bir analiz oldu.
Kim organize etti
Amerika’nın yaşadığı bu dehşet olay, Türkiye’de uzun uzadıya analiz edildi. Bu analizlerde dünyada hiçbir gizli servisin ve terör örgütünün böylesi bir organizasyonu gerçekleştirme kabiliyetinin bulunmadığı şeklinde oldu. Gerçekten de bakıldığında böylesi bir terör olayını organize etme kabiliyetinin hiçbir örgütte bulunmadığı ortada. El Kaide ise olayla ilgili olarak bu tür organizasyonları gerçekleştirebilecek bir örgütlenmesinin olmadığını iki yıldır onca saldırı karşısında çaresiz saklanarak ortaya koydu. Amerikan kaynaklarının organizatör olarak açıkladıkları Usame bin Laden bile olaydan duyduğu şaşkınlığı ifade etmişti. Bu konuşmaları Amerikalılar açıkladı hatırlarsanız. Bir video kasette. Orada Laden hiç ummadığı ve beklemediği bir olayın sorumluluğunu zoraki üstleniyordu.
Analiz yetisi
Serdar Turgut’un dünkü yazısını okuyunca, katkı olsun diye Türkiye’nin o dönemki değerlendirmelerini yazayım istedim. Çünkü Turgut kimilerince bir komplo teorisi olarak değerlendirilen, bence olayları analiz etme bakış açısıyla kaleme alınan aykırı yazısında, çok önemli bir durum değerlendirmesi yapıyor. Olayın sonrasında Amerika’nın ve dünyanın değişen yüzüne dikkat çekiyor. Bugün Afganistan, Irak ile devam eden, İran-Suriye bağlamında devam edeceği dile getirilen savaşlar dizisinin başlangıcını oluşturan 11 Eylül saldırısı, dünyanın yeniden soğuk siyaset iklimine girmesine yol açtı. Amerika’nın medeni yüzünü alıp götürdü. Yeni bir despotizim dünyaya egemen oldu. Bana göre bugün yaşadıklarımız 21. Yüzyıl’ın ortaçağıdır. Acaba Amerika’da Serdar Turgut’un dediği gibi bir darbe mi yaşandı? Bu sorunun yanıtını o dönem Türk askeri çevreleri ‘Evet Amerika’da derin devlet böyle bir saldırıda bulundu’ diye vermişlerdi. Bunu MGK toplantısında uzun uzadıya ele alan Türkiye, saldırının Amerika’nın içinde örgütlü bulunan bir güç çevresinin organize ettiğini düşünmüştü. Türkiye’nin terör uzmanı olan komutanlarının yorumuydu bu. Komutanlar Kenedy suikastini de örnek olarak masaya koyuyordu.
Saldırı sonrası toplanan birkaç MGK toplantısında konu hep böyle ele alındı. Ama o dönem koalisyonu oluşturan siyasi partiler buna karşı durdular. MGK toplantısında askerlerin bu tür değerlendirmelerine siyasiler ‘Olmaz, Amerika’da hiçbir güç kendini böyle vuramaz’ diye karşı çıktılar. Toplantı sırasında dönemin kuvvet komutanlarından birinin ‘Amerika’ da bir iç darbe yaşandı, Amerika’nın içinden bu olay organize edildi’ yorumunu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz inandırıcı bulmadığını ifade etti. O dönemde DSP’li Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da askerler gibi düşünmediğini ortaya koymuştu. Mesut Yılmaz toplantı sırasında, Amerikalılar’ın kendilerini bu denli yaralayacak, kendi yurttaşlarına dönük bir eylemler silsilesini gerçekleştirmeyeceklerini ifade etmişti.
Kim yaptı
Bugün olayların üzerinden geçen zaman bize daha soğukkanlı ve belgeler ile bilgiler ışığında analiz yapma fırsatı tanıyor. Amerikan parlamentosunda oluşturulan komisyonun çalışmaları gösteriyor ki Amerika bir saldırı beklentisi içinde. Üstelik bu saldırının havadan olacağı yolunda da bilgiler var. Ama hiçbir alarm durumu yok.
Bu insanlık dışı saldırının arka planını ortaya çıkartma noktasında Amerika’da olanları ileride açıklandığında göreceğiz. Ama hepimizin bir soruyu kafamızda yanıtladıktan sonra olaya daha net bakacağına inanıyorum. Amerika kendini vurur mu? 11 Eylül sonrası olanları değerlendirip bunu yanıtlamalıyız.