Amerikan Genelkurmay Başkanı Ankara’da. Konuşulacak olanlar Irak ‘a düzenlenecek savaş ile ilgili. Türkiye’den istenilen şey savaş sırasında Irak’a karşı Amerikan saflarında yer alması.
Ayrıntılar şöyle:
-Türkiye’de Kuzey Irak sınırı boyunca 90 bin Amerikan askeri konuşlansın, bunlar savaş sırasında girsin çıksın, istediği gibi hareket etsin.
– İstenilen havaalanları ve limanlar açılsın, Amerikan askerleri istedikleri gibi girsin çıksın.
– Türk askeri Kuzey Irak’ta Amerikan kontrolü altında olsun, ne isteniyorsa onu yapsın, istenmeyeni yapmasın.
– Kürt devleti ve diğer konularda Türkiye’nin isteklerini dikkate alacağız, bunları sonra konuşuruz.
– Şimdi size IMF ve diğer finans kurumlarının yardımı sürüyor. Siz bizim tarafımızda savaşa girmezseniz bu yardımlar aksar. Savaşa dahil olursanız size 4 milyar dolar hemen yardım edeceğiz. Sonra 10 yıl içinde petrol alanlarından 100 milyar dolarlık bir fon yaratacağız. (Amerika’nın Irak petrollerinden savaş sonrası 5 yıl içinde elde edeceği gelirin 5 trilyon dolar olacağı hesaplanıyor)
– Fransızlar ve İngilizler’in bölgede asker bulundurmasına izin verin.
* * *
Şimdi bunlar karşısında Silahlı Kuvvetler’in görüşünü özetleyeyim:
– İstenilen havaalanları ve limanlardan ancak sınırlı sayıdakine izin verebiliriz.
– Türk topraklarında yabancı asker konuşlandırılmasına izin vermeyiz.
– Amerikan askerleri ancak landing and sending ( Gelip konaklamadan geçmek) için havaalanları ve limanları kullanabilirler.
– Kürt devleti konusunda asla izin vermez, mutlaka ne olursa olsun müdahale ederiz. Kuzey Irak’ta Türkmenler’i korumak konusunda elimizden geleni yapacağımızdan şüpheniz olmasın.
– Parasal yardım konusunda konuşulanlar asla gerçekçi rakamlar değil.
– İngilizler ve Fransızlar Kuzey Irak’ta asla olmamalılar.
* * *
Amerika’nın isteği Irak savaşında Türkiye’nin tutumu talimatları ve gösterdiği şekilde olsun. Yani Türkiye Amerika’nın isteklerini yarı müstemleke bir devlet statüsü içinde dinlemeye ve bu noktada davranmaya zorlanıyor.
Allah’tan Silahlı Kuvvetler ile hükümet bu noktada Cumhurbaşkanı’nın da verdiği büyük destek ile bağımsız Türkiye’nin gururunu koruyacak önlemler alabiliyorlar.
Ama dediğim gibi sadece gururunu koruyacak önlemler. Gereklerini yerine getirme ise apayrı bir iş. Bunca yıl IMF’ye bağımlılık kötüdür, ekonominin yönetimi böyle giderse Türkiye’nin bağımsızlığını tehdit edecek düzeye gelir, dedik durduk. Ama nafile. Şimdi o noktadayız.
Yani Atatürk’ün tarifini yaptığı yerdeyiz:
‘Ekonomik özgürlüklerini kaybeden uluslar, önce bağımsızlıklarını sonra özgürlüklerini yitirirler.’
Türkiye ekonomik açıdan IMF ve diğer Amerikan destekli banka ve finans kurumları ile Alman finans çevrelerinin büyük baskı ve saldırıları altında. Hepsi Türkiye’nin etkisizleştirilmesi için ekonomisini kullanıyor. Çünkü daha önce terör örgütlerine verdikleri desteklerle bunu başaramadılar. Ekonomi ise etkisizleştirme ve yönetme konusunda çok iyi bir araç. Hele Türkiye gibi ulusal unsurları bu kadar zayıflatılmış ülkelerde ekonomik krizler hükümet düşürüyor, kaldırıyor. Şimdi Kemal Derviş’in, onu allayıp pullayan basının ne işe yaradığını iyi anladınız değil mi?
Bugün hükümetin yaptığı, Amerika’ya verilecek sınırlı destek için gerekli ayarlamaları yapmak ve iç kamuoyunu karşı olduğu savaşa hazırlamak. Hükümetin ekonomik olanakları yerinde olsa, savaşa karşı duracağına da eminim. Ama yazık ki öyle bir durumda değiliz.
Bakın Amerika ekonomiyi kullanarak Türkiye’ye daha neler yapacak. Hele Amerikan Genelkurmay Başkanı istediklerini alamasın, göreceğiz olacakları. Buna karşı hazırlıklı olmak gerek. Aman dikkat.
20 Ocak 2003