22 Nisan 2002
Banker Kastelli olarak tanınan Abidin Cevher Özden’den bir mektup aldım. Özden, içinde bulunduğumuz kriz ile 1982 Türkiye’sinde olanları sonuçları açısından karşılaştırıyor. Pek çok da belge göndermiş. Özetle şöyle diyor:
“Bugün batmış banka sahiplerinin hortumladıkları paraları devlet kabulleniyor. Bu batık bankaların sahiplerinin her biri milyar dolar sahibi ve devlet bunlara uzaktan bakıyor. Bu kişiler de dolandırdıkları paralarla krallar gibi yaşıyorlar. Hakkında 5 bin sene hapis cezası istenen Ali Balkaner gibi insanlar dışarıda serbest dolaşıyor. Ve bunları gören basın da susuyor. İşte o zaman ben buna isyan ediyorum.
Devlet alacağı
Size 35 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi gönderiyorum. Bankalar Birliği 18 Haziran 1982 Cuma günü sırf Banker Kastelli’yi tasfiye etmek için o günkü askeri gücü arkalarına alarak, verdikleri kararla benim idam fermanımı imzaladı. Şayet bu kanun hükmündeki kararnamenin maddeleri aynen bugünkü bankayı hortumlayan banka sahiplerine uygulansa emin olun ki; devletin bu banka hortumcularından bir tek kuruş alacağı kalmaz. Ama bunu yapacak hukuk düzeninin olup olmadığı tartışılır.
O tarihteki şirketlerimin durumu şu idi: Üç buçuk milyarlık portföy, bu portföyün borçluları iki devlet bankası dahil 9 banka, Koç Holding ve Sabancı Holding’e bağlı sanayi kuruluşları ve ülkenin önde gelen diğer sanayi kuruluşları idi. Bankaların almış oldukları borçlar, bana sattıkları mevduat sertifikalarından kaynaklanıyordu. Sanayi kuruluşlarının almış oldukları borçlar da bana satmış oldukları tahvil borçlarından kaynaklanıyordu. Yani Banker Kastelli A.Ş. ve diğer yan kuruluşlarının hiç kimseye bir tek kuruş borcu yoktu. Bu kuruluşlar tamamen bankalar ve sanayi kuruluşları arasında aracı idi. Halkın nezdinde itibarlarını kullanarak bu sertifika ve tahvilleri rahatlıkla satabiliyorlardı. Ama basın mensubu bazı arkadaşlarımız cehaletini veya kinini göstererek yargısız infazla adımı dolandırıcıya çıkardılar ve 20 yıldan beri de bana atılan bu çamuru hala temizlemekle savaş veriyorum.
Demokrasi farkı
Sayın Özkan, devleti dolandıran banka sahipleri ile beni mukayese edin. Ve kararı siz verin.”
Ne dersiniz, Kastelli ile bugünküleri karşılaştırmaya. O günkü hukuk ile bugünkünü kıyaslamaya. Zaman demokrasileri yüceltmeli. Halkla birlikte. Demokrasileri ve onları taşıyan hukuku bu denli zedelersek, korkarım yarın doğru ile yanlışı karıştırırız.
Birileri Türk demokrasisini daha alt kategorilerde görmek isteyebilir. Mafyayı, yolsuzluğu, vurgunculuğu bu nedenle koruyup kollamaktan yanalar. Çünkü o zaman hem güç, hem para, hem de iktidar ellerinde oluyor. Hukukun eşitliği ve üstünlüğü bakımından yeterli düzeyde bir demokratikleşme onları rahatsız ediyor.
Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı (Bence sıfatı Türkiye Cumhuriyet Başsavcısı olmalı) Sabih Kanadoğlu gibi hukukçuların, verdiği kavganın nedeni Türkiye’nin demokrasisini yüceltme mücadelesi. Onları doğru anlayıp, destek olmalıyız. Hukukun kaybettiği bir Türkiye’de herkes kaybedecektir, bunu unutmamalıyız.
Kaliteli yaşam için…
Bu çabaların sonucunda Türkiye demokratik düzeninin kalitesini artırabilirse bölgesinde, dünyada çok daha değerli bir yere, hak ettiği düzeye ulaşabilecek. Buna yürekten inanıyorum.
Dünyada gelecek planlaması yapanlar çok uluslu şirketleri ve yarattıkları ekonomik değerleri, medyayı ve sivil toplum örgütlerini en önemli üç güç unsuru sayıyorlar. Türkiye bunlardan hangisiyle değerli olabilir? Bugün hiçbirisiyle. Bunlardan kaynaklanan tehditleri bile algılamakta zorlanmamızın nedeni de gelişememişliğimiz değil mi? Ama bu bilinç ve gelişme düzeyine Türkiye taşınabilir. Demokrasisi geliştikçe bu güçlere ulaşır. Demokrasisi geliştikçe yolsuzlukla ve vurgunla, hortumcularla mücadele eder. 1982 yılında hukuk adına yapılabilenleri 2002’de yapamayan bir sistem, ya da yanlışlarla doğruları karıştıran, yurttaşlarını hukuk önünde eşitleyemeyen bir sistem, demokratik olabilir mi? Cumhuriyetine, yarattığı kurumlarına sahip çıkabilir mi? Ekonomik olarak sağlıklı üretim yapabilir mi?
Günü kurtarmakla, geleceği planlamak ya da gerçekle, yalan arasındaki fark, Banker Kastelli ile bugünkü banka hortumcuları arasındaki fark kadar belirgin. Ama anlayana.