06 Aralık 2001
DGM’ler ekonomik suçlara bakmasın. Neden!.. Ağır cezaların yargıçları da pekala bu suçlarla ilgili değerlendirme yapabilirler. Çok doğru. En iyisini yaparlar. İyi ama DGM’ler bakmasın derken bir yandan da ilgili yasada yapılan ceza daraltmalarını ne yapalım? Sonra DGM’lere bu kadar karşı olanlar kaldırılmalarını neden savunmuyorlar da yasalarını kuşa çeviriyorlar? Yoksa herkes kendi hırsızını koruma ve kollama altına almaya mı çabalıyor? Ne dersiniz?
DGM’den kurtulmak…
Ekonomik suçlarla ilgili olarak TBMM’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri çevrilen yasa alelacele ele alınıyor. Mümkündür ki satırına bile dokunmadan yasayı yeniden Cumhurbaşkanı’na yollayacaklar. Parlamento hiç bu kadar uzlaşma halinde değildi. Bunun sağlanmasındaki kulisler insanın yüzünü kızartacak cinsten.
Ekonomik suçlarda birden tek yumruk oldular. Çünkü siyasetin finansmanı anlamında canlarını yakacak o kadar çok dava var ki DGM’de… Bunlardan kurtulmak istiyorlar. Oysa Ceza Kanunu’nun 313. maddesini, 4422 sayılı organize yasasının içine koysalar iş bitecekti. Ama maksat başka. DGM’den kurtulunsun gerisi önemli değil. Örnek mi… Tayyip Erdoğan ve ekibinin davaları.
Tayyip ve arkadaşları
Bu davalar ilerliyor. Şu an sadece Tayyip ve arkadaşlarını çok yakından ilgilendiren davalarda tutuklu sayısı 24’e çıktı. Bu gitgide de artacak. Halen 12 kişi gıyabi tutuklu olarak aranıyor. Bir de bankacılar var tabii. DGM’leri kıskaç altına almak isteyen. Bu kulisler sonucu birden DGM’lerdeki yargıçlar ve savcılar öcü haline getirildi. Ağır cezaya gidince herkes beraat edecek, DGM’de kalırlarsa mahkum olacaklar gibi. Böyle bir şey yok. Ağır cezalarda da nelerin olacağını yaşar görürüz.
Sorun ekonomik suçlarda uygulanan ilgili yasaların Meclis’çe daraltılmak istenmesinden kaynaklanıyor.
Paralar gitti gider mi?
Şimdi batan bankalarda yok olup giden 20 milyar dolardan ne kadarını kurtardık dersiniz? Bir bilgisi olan var mı? Ya da bu paraları batıranlardan ne kadar para tahsil edildi?
Hiçbiri tahsil edilemedi. Böyle giderse edilemeyecek de. Geri dönmeyecek paralar üzerine konuşuyoruz. Bankacılar cezaevlerinde yatacakları ya da yattıkları günlere sayacaklar o paraları. Çünkü Meclisimiz paraların tahsiline ilişkin yasal düzenleme yapmıyor. Oysa yapacağız, edeceğiz diyorlardı. Şimdi tıs yok.
Meclis’i yanıltıyorlar
Yeniden ekonomik suçları teşvik dönemini hortlatmaya çabalıyorlar. Kara, pis, kanlı, nasıl olursa olsun para olsun ve gelsin diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Nasıl battıklarına ve hangi bataklık içinde olduklarına baksalar, gerçekte bu karanlık sektör yüzünden tükendiklerini anlayacaklar. Ama nerede o bilinç.
Sadece ekonomik suçlarla bizi yoksulluk ve yolsuzluk sarmalına sokanların yargılanmalarını ve caza almalarını sınırlayacak düzenlemelerin içine atılıyor Meclis. Siyasal İslam yerel yönetimlerdeki yolsuzluk batakları ve 28 Şubat sürecindeki iktidar ihaleleri nedeniyle, liberaller ile sağcılar ve solcular ise ya bizim de kapımızı çalarlarsa korkusuyla hukuku bozmaya çabalıyorlar. Oysa meclisinin temizlemek istemediği bir ülke ne yolsuzluktan, ne yoksulluktan, ne de kanlı, karanlık mafya düzeninden kurtulabilir.
Hukuku öylesine yapboz haline getirdiler ve tepkisizleştirdiler ki, canları isteyince 48 saatte yasa çıkartıp ceza kaldırıyorlar, canları istemeyince ortalık kan gölü olsa kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Şimdi DGM yasası yeniden Meclis’in önüne kondu. Umarım ortaya halkı ve vekillerini utandırmayacak bir sonuç çıkar. En azından kaptırılan paraların birazını kurtaracak ekler koyarlar yasaya. Öyle değil mi Sayın “Millet Vekillerim”…