30 Temmuz 2003
Türkiye bir büyük zavallılık içinde. Aslında bu tablo battığımızın resmidir.Türkiye bu durumda kalmaya devam ederse ne yazık ki her şeyini yitirecek. Türkiye eğitimini yitirmiş. Türkiye öğretmen yetiştiremiyor, Türkiye öğrenci yetiştiremiyor. Türkiye’nin en parlak öğrencilerinin 614 bini sınava giriyor. Bunların 108 bini başarılı oluyor. Bu öğrencilerden 40 bin tanesi de sıfır puan alarak tamamlıyor sınavını. Sonra bu ülkenin nasıl kurtulacağını sorup duruyoruz birbirimize. Eğitimi kurtarmadan, Türkiye kurtulabilir mi?
Gerçeği saklayan kavga
Türkiye’de eğitim ortalaması 4.2 yıl. Yani Türk halkı bütün yaşamı boyunca ortalama 4.2 yıl eğitim görüyor. Bu ortalama AB’de 13, Amerika’da 14 yıl. Türkiye ne yazık ki bizi ayağa kaldırıp, koşturacak olan eğitim anlayışından kopartıldı. Eğitim üzerine sistemli bir saldırı gerçekleşti. Türkiye’de eğitimin tek sorunu başörtüsü, tek sıkıntı imam hatip gibi gösterildi. Eğitimcilerin, eğitimin, öğrencilerin sorunları bu örtüler altına saklandı. Okullarda 100 kişi bir sınıfta okuyor, öğretmen yok, soba yok, sıra yok, ama baş-örtüsü tartışıldı. Meslek liseleri bitmiş, bitirilmiş, eğitimin sanayiyle, üniversiteyle bir alakası yok, üniversite ilköğretim anlayışından uzakta, sanki bir lise görüntüsü altında, ama bunlar tartışılmıyor. Alın size sonuç. Utanmıyorsanız tartışmaya devam edin hala başörtüsü, imam hatip diye. Başı kapalı beyni boş, imam hatip mezunu ama Kuran’ı anlamayan bir kuşak…Yazık ettiniz çok yazık. Türkiye’yi mahvettiniz.
Yükselenler
Türkiye’de Atatürk devrimlerinin ayakta kalmasının tek nedeni, Cumhuriyet’i bugünlere taşıyan bir eğitim anlayışının ve kuşağının oluşturulmuş olmasıydı. Şimdi o kuşak yitiyor. Eğitim de özel okullar kavramı adı altında birliği ve ulusalcı yaklaşımları yok sayan, daha çok cemaat ve ticaret tipi eğitim anlayışlarını öne çıkartan bir yaklaşım yayılıyor. Bunu körükleyen de üniversite giriş sistematiği. Bu sistematik özel okulların ve dershanelerin işine yarıyor. Ezberci, klişe, dolma akıllı bir sürü genç ortalığa yayılıyor. Sonuç sınavlarında ezberlediği kadarıyla başarılı olan, ama hayatta, bilgiyi kullanmada ve üretimde hiçbir işe yaramayan bizim çocuklarımız. Bunları yükselen değer olarak sunanlar, ellerine kına yaksınlar. Yükselen değer Türkiye’yi ayaklarının altına aldı.
Öğretmenler
Türkiye 12 Eylül öncesinde 45 günlük öğretmenleriyle, ondan önce Köy Enstitüleri’ni kapatarak, öğretmen okullarını, ideolojik çatışmaların mekanı yaparak, ulusalcı düşünceyi buralarda yok edip, 12 Eylül darbesiyle bunların köküne kibrit suyu dökerek bugünleri hazırladı. Bugün Türkiye öğretmen yetiştiremiyor. Bugün Türkiye öğretmen olacak öğrenciyi seçemiyor. Bugün Türkiye bilimselliğe değil hurafeye inanıyor. Çünkü 1985 yılında eğitiminden bilimin temeli olan felsefe ve mantık derslerini kaldırdı. Kitaplarından Darwin teorisini söküp atmak için eğitim sisteminin temeline dinamit koydu. Şimdi öğretmeni yetiştiremeyen, yetiştirdiğini geliştiremeyen, tüketen, açta, açıkta bırakan bir ülke, kendini kurtaracak öyle mi? Komik oluyoruz komik.
Öğrenciler
Türk eğitiminin öğrenciler açısından durumu acınacak düzeyde. Türkiye’de vakıf okulları devletin okullarından daha kötü durumda. Ne bulursa doldurup, ne alırsa geçinip öğrenci yetiştirmeye çalışıyorlar. Arkalarında ne var, neyi amaçlıyorlar , paraları nereden buluyorlar belli mi? Türkiye öğrencilerini mutlaka eğitimde birliğin egemen olduğu, özel sektörün sıkı denetim altında çalıştığı bir düzende öğrenime almalı. Çocuklarımızı okullara zekaları köreltilsin, aptallıklarla doldurulsun diye mi yolluyoruz? Devlet okullarında okumuş, bugüne ulaşmış bir kişi olarak özel eğitim kurumlarına inanıyorum. Ama Türkiye’de eğitim konusunda yaşanan çatışmanın bu kurumları denetlenemez hale getirdiğine de inanıyorum. Devlet okullarını denetleyemeyen Milli Eğitim şimdi özel okulları mı denetleyecek?
Bu ülkenin kurtuluşu eğitim sistemini düzeltmesinde. Eğer eğitim böyle devam ederse Türkiye’nin kurtuluşu yoktur. Eğer eğitim düzeltilirse belki 25 yıl sonra ülkeyi ayağa kaldıracak kuşaklar ortaya çıkabilir. Ama devlet önce ilkokul öğretmeni yetiştirmeyi başarabilmelidir. Üniversite ondan sonraki iş.