23 Mayıs 2003
Türkiye’ye inanamıyorum! ‘Benim oğlum bina okur, döner döner bir daha okur’ misali, hep aynı şeyleri; insanları tüketip, yok ederek, aynı tonda konuşmaya nasıl da devam ediyoruz. Yeni spotumuz şu: ‘Müjdeler olsun Türkiyem, artık yolsuzluklar bitti! TBMM Araştırma Komisyonu bütün yolsuzluk dosyalarını topladı.150 bin sayfa. Artık bütün hırsızlar, düzenbazlar, hortumcular, perde arkası götürücüleri, mafya, çete sahipleri korksun! Araştırma komisyonu raporu geliyor!’
Meclis kütüphanesindeki aynı içerikli komisyon raporlarını alt alta dizsek, her yasama döneminde Meclis’teki komisyonların ortaya çıkardığı iddia olunan yolsuzlukların haberlerini yan yana koysak, Türkiye bugüne kadar, bin kez yolsuzluk ve çeteden kurtulmuştu. Ayıp olmuyor mu artık. Aptal yerine koymayın bizi.
Vayyyyy ki vay. Allah’ım aklımı koru diye dua ediyorum. Yahu, TBMM’nin hazırladığı hangi rapor ciddiye alınmış ki, bu alınsın. Meclis önce komisyon kurar, sonra komisyonun topladıklarını soruştursun diye komisyon kurar, sonra dosyaların bir kısmı eksik olur. Meclis’e gelenler faş olur. Savcı dosya vermez. Verse ne olur? Savcının yapamadığını zaten Meclis komisyonu hiç yapamaz. Dedikodular, siyasi hırslar, intikam istekleri bir araya gelir, siyasi pazarlıklarla ortaya bir rapor konur. Türkiye de döner döner bir daha okur. Düzen değişmez: Katiller demokrasisi, hırsızlar düzeni.
* * *
Faili Meçhul Siyasal Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu, Telefon Dinlemelerini Araştırma Komisyonu Raporu, Hayali İhracatı Araştırma Komisyonu Raporu, Rüşvet Komisyonu Raporu, o raporu bu raporu. Meclis oturup kendisinden önceki komisyonların yazdığı raporları okusun. Orada yazılanları alt alta getirsin. Sonra gördüğü manzarayı koysun önüne. Bakalım Türkiye’nin yolsuzluk geçmişinde düzeltme yolunda bir küçük katkısı olabilmiş mi?
Faili Meçhul Siyasal Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanlığı’nı yapan Sadık Avundukluoğlu’nun siyasal yaşamını bitirdiler. Adam bir daha belini doğrultamadı. Neydi yazdıkları? Türkiye’nin bir döneminin kanlı ve karanlık tarihi. Gerçekler ne oldu? Meclis okuma cesaretini bile gösteremedi. Kadük oldu.
Ortalık hayali ihracattan kırılıyordu, Meclis, komisyon kurdu. Ne oldu? Komisyonun başkanlığını yapan Aksaray milletvekili Mahmut Öztürk’ün siyasi yaşamı bitti. Adam eline raporu aldı ve ‘Bizim bakan Mersin serbest bölgesinden uyuşturucu işine karışmış. Hakkındaki rapor bu, ne yapacağız’ diye devletin en tepesine sordu. O da yanıt olarak , ‘Sen mahkeme misin, savcı mısın. O partinin bugünlere gelmesinde çok etkili, parasal yardımları olmasa olmazdı. Bırak bu işleri’ telkinini aldı. Aldırmadı, yoluna devam etti. Rapor kadük kaldı. Öztürk bir daha milletvekili olamadı, köyüne döndü.
Susurluk raporunu yazdı Kutlu Savaş. Ne oldu? Az daha raporda adı geçenlerce linç edilecekti. Ortaya çıkarttıkları ne yapıldı? Hiçççççççççççç…
* * *
Meclis komisyonları ilginçtir. Hiçbir yetkileri yoktur. Aslında yargı yetkisinin siyasilerin elinde bulunması kadar da yoz bir olay yoktur. Ama bizde gelenek bu. Siyasetçi siyasetçinin kurdudur. Kuyruklar, devri sabıklar, gidenin yakasına yapışmalar, gelenin dosyalarının tutulması olağandır. Ama bu alaturkalık ve sistemsizlik, yetkisizlik içinde oynanmayan oyun, yapılmayan numara olmaz.Neden? Çünkü bizde yasalarla, yargının ve yargıcın bağımsızlığıyla, hukukun üstünlüğü ilkesinin saygınlığıyla geçerli kılacağınız her işi rüşvetle, torpille, kayırmayla, iltimasla halledersiniz. Ne savunma hakkına saygı vardır, ne iddianamenin bağımsız ve adil düzenlenmesine.
* * *
Savcısı, yargıcı sürgün edilen, polisi teslim alınmış, adliyesi ahırdan bozma, adaleti cüzdan ile vicdan arasında sıkışmış Türkiye’mde, böyle olur yolsuzluk mücadelesi.
Meclis ki, yüreğidir bu ulusun onun da damarları tıkalı. Yolsuzluk ve çete mücadelesi komisyon kurma alaturkalığıyla, rapor yazıp medyatik olma hevesiyle yapılmaz. Allahaşkına yasa çıkartın yasa. Şeffaflık yasalarını çıkartın. Dokunulmazlıkları ortadan kaldırın. Hırsızı, uyuşturucu kaçakçısını, rüşvetçiyi, zimmetçiyi, katili milletvekili yapmayın. Yasaklayın. Yasa olmadan polis copuyla, raporla, temiz toplum olmaz. Parlamentolar yasalarıyla toplumlarını temizlemek istemezlerse, bunu başaramazlarsa o toplum temizlenmez. Rüşvetin kökü idamla, hapisle kazınmaz. Türkiye’yi TBMM temizler. Pisliği ortadan Meclis kaldırır. Bunun için yasa çıkartmak yeterli. Yolsuzluk için Meclis, komisyon kurmuş. Gönderir savcıya. Ne olacak? Allah’ım hep aynı şeyleri yaşamaya, aynı hataların tekrarını izlemeye, bu çıkmazda, bataklıkta debelenmeye mecbur muyuz?