20 Subat 2002
Savcılık şike olayının baş kahramanı Ali Fevzi Bir hakkında yakalama kararı verdi. Ancak, benim hakkımda da şikenin belgelerini yayımladığım için suç duyurusunda bulunmuş. Bu soruşturma giderek renklenecek
Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı, şike soruşturmasında Ali Fevzi Bir hakkında yakalama kararı verdi. Ali Fevzi Bir ve bir de polis fezlekesinde adları geçen bazı kişileri polis yakalayacak, sorgulayacak, savcıya çıkartacak. Ama polis dosyada adı bulunan hakemler Sadık İlhan, Ali Uluyol, Harun Yiğit, Sebahattin Bitirim, Süleyman Uysal ile teknik direktörler Coşkun Demirbakan, Erdoğan Arıca, Samet Aybaba, Hasan Vezir ve diğerlerinin polis tarafından alınmamasını istedi. Bunlar savcılığa polise uğramadan gelecekler ve ifadelerini verecekler. Bu usul Türk yargısında çok ender durumlarda başvurulan bir yöntem. Olayda polis araştırması böylece sonlandırılmış oluyor. Oysa olayı ortaya çıkartan İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi. Dosyaya bakmakta kararsız kalan, elden ele dolaştıranlar savcılıklar. Savcılar bundan sonra sadece ifade alıp olaya bakacaklar. Soruşturma yok demek ki. Çünkü polis soruşturmazsa savcı hangi olanaklarıyla soruşturmayı yürütecek? Ankara çok ilgilenince İstanbul’da ifadeler böyle alınmaya başlanıyor demek ki.
Savcılık ayrıca ifadelerle ilgili tutanakların yayımlanmasına da yasak getirdi. Bu, savcılığın takdiri tabii. Ama olayla ilgili yayın yasakları bu tür soruşturmalarda gerçeklerin ortaya çıkmasını engeller. Susurluk soruşturmalarında hiç de bu tür yasaklamalara gidilmeden, savcılar tam tersine olayla ilgili bilgi ve belgelerin ellerine geçmesini sağlamak için yayın yasaklarını kaldırıp, teşvik edici olmuşlardı. Sonuç da bu yolla alınmıştı. Şimdi neden böyle olmuyor, anlamış değilim. Ama savcılarımızın bir bildikleri vardır herhalde.
Ayrıca okurlarıma bir de müjde vereyim, benim hakkımda şikenin belgelerini yayımladığım için suç duyurusunda bulunmuş savcılık. Basın Yasası’nı çiğnediğim varsayılmış. Bakalım kaç ay hapis cezası istemiyle yargılanacağım şike bilgilerini halkımla paylaştığım için. Ne ilginç… Bu soruşturma giderek renklenecek.
Ali Fevzi Bir Milano’da. Savcı yakalayın demekte gecikmese, daha doğrusu olaya hangi savcılık bakacak karar verilebilse Bir, şimdi çoktan hesabını vermişti. Diğerleri de öyle.
Bu şike işinde araştırdıkça giderek daha çok adla karşılaşıyorum. Türkiye’de spor dünyası çok ilginç ilişkilerle örülmüş. Kimse gıkını çıkartamıyor. Herkes her şeyi biliyor ama üç maymunu oynuyor. Şike ve diğer konularda derinlemesine araştırmalar belki de Türkiye’de temiz toplum mücadelesini bir başka noktaya ulaştırmamızı sağlayacak. Görmedim, duymadım, bilmiyorum. Bu Türkiye’de derin çetelerle ve suçun geniş kabul ve destek gördüğü durumlarda ortaya çıkan bir durum. Ama bu olayı öyle kolayca kapatamayacaklar.
Savcıları yüreklendirelim
Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve sivil toplum örgütlerine sesleniyorum. Yıllık 500 milyon dolarlık bir spor rantı üzerine dönen karanlık oyunları ortaya çıkartmak için savcıları, hukuku yüreklendirmek lazım. Türkiye’nin bu olayın üzerine gitmesi lazım. Suskunluk ve görmezlikten gelmek olayları küçültmüyor, büyütüyor.
Türkiye sporda şike çetelerini, mafyanın kollarını açığa çıkartamazsa, yarın daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalır.
Bu anlamda idari soruşturmalar yapanlar ile hukuk noktasında dikkatli ve duyarlı olmak lazım. Bu şikenin belgeleri var. Hukuku bunların üstüne üstüne giderek gerçeği ortaya çıkartmak noktasında zorlamalı toplum. Türkiye’nin en zorlu ve girift çetesiyle karşı karşıya olduğumuzu tekrarlıyorum. Bununla mücadele toplumsal bir boyut kazanmalı. Spor adamları bu noktada ön plana çıkmalı ve bu ilişkiler ağının açmazlarının çözümünde önayak olmalılar.
ŞİKE SOHBETLERİ
Ali Fevzi Bir Sadık İlhan
Sadık: Efendim.
Ali Fevzi Bir: Sadık hoca nasılsın?
S: Sağ olasın abi, siz nasılsınız?
A: İyi, ne var ne yok?
S: İyi abi. Allah’a şükür ya uğraşıp duruyoruz.
A: İyi, iki tane odan ayrıldı senin.
S: Tamam abi.
A: Ne günü geliyon?
S: Abi cumartesi günü geliyorum.
A: İyi tamam, ben ordayım.
S: Bu taksini falan numara ediyordun abi. A: Hee iki yüz sıfır iki yüz yirmi dört.
S: Sıfır iki yüz yirmi dört,
A: İki yüz yirmi yirmi dokuz yetmiş.
S: İki yüz yirmi yirmi dokuz yetmiş.
A: Şey Veli, Veli.
S: Veli he, Veli.
A: Çok kar varmış, zaten öbür türlü çıkılmıyor.
S: Mümkünü yok, peki abi burada değil de yan otelde Bitirim’e yer ayırma imkânı var mı?
A: He, dolu her yer.
S: Dolu mu?
A: Her yer dolu, Sebahatti’ne…
S: He?..
A: Orada ayırırız, önemli değil ya.
S: Ben aynı otelde kalsın istemiyorum abi ya.
A: Bir şey olmaz, bir şey olmaz.
S: Kalmasın aynı otelde abi ya.
A: Niye ya, bir şey olmaz, bir şey olmaz.
S: He.
A: Kim kime dum duma, kimse kimseyi tanımaz.
S: Valla…
A: Evet Evet, çok kalabalık. S: Muhakkak kalabalıktır, yan otel falan orayı da tanıyon ya sen.
A: Yav ayarlarım da her yer dolu.
S: He.
A: Önemli değil, oraya kalsın, önemli değil.
S: Ne yapıcan, Bitirim’e ayırıyon mu?
A: Ayırırım ayırırım.
S: Bitirim haber bekliyor benden şimdi.
A: Bir tane oda mı?
S: Abi onun da çocuklar var, çocuklar büyük ya.
A: İki tane, tamam şimdi arıyorum.
S: İki tane.
A: Dur arıyorum seni.
S: Tamam, ben haber bekliyorum abi.
Ali Fevzi Bir – Şenol …..
A: Şenol. Ş: Hıı.
A: Bu iki tanesini garantiledim, ha… Ş: Haa…
A: İki taneyi garantiledim.
Ş: ………. A: Türkiye’den iki tane var ya. Ş: Haa.
A: O iki tanesi garanti oldu.
Ş: İyi, tamam.
A: Ama sana bir şey söyleyeyim…
Ş: Hı…
A: Peki iki tane almıyorlar mı bunlar Türkiye’den?
Ş: Yok, almıyorlar canım.
A: Üç tane olacak illa ki ha?
Ş: Abi adamlar Türkiye ligini almak bile istemiyorlar.
A: Ha.
Ş: Türkiye ligini almak bile istemiyorlar adamlar.
A: Allah Allah…
Ş: Sana bir şey söyleyeyim mi, yalan söylüyorsam Allah Kuran çarpsın, çocuk şimdi burada kâğıt yazıyor, kâğıdı iki bin lira iki, bir lira bin lira bu şeyler var ya ganyanlar…
A: Hıı. Ş: On tane var ……. kırk kilometre bir yerde otuz kilometre öyle dağıtıyor biliyor musun?
A: Hıı, iyi tamam, ne çıkarsa bahtımıza, ordan da bir tanesi de iyi çıkarsa zaten parayı kurtarırız.
Ş: Oradan bir tanesi iyi çıkarsa parayı kurtarmasını ……. bunların içinde tek tehlikeli kim var biliyon mu Ali abi, bu Torin var ya Torin.
A: O garanti.
Ş: Öbürleri garanti diyorlar, bu Torin tehlikeli diyorlar.
A: Görürsün, bak görürsün.
Ş: İnşallah öyle olur, öbürleri garanti diyorlar, bu Torin diyorlar çok sakat.
A: Olsun ya, sakat olsun, kısmet ya, ne çıkarsa bahtımıza kumar oynadık, kaybettik. Şimdi karılarını koyduk koyunlarına, otel paralarını verdik …….
Ş: ……….. A: Şimdi senin manitayı verdik …….
Ş: Bizim manitayı ……..
A: Dur arıyorum seni.
Ş: İyi pazarlıyorsun.
A: Hadi eyvallah.
Ş: Oldu.