02.03.2000
İhlas Holding, yan kuruluşu Kristal Kola’nın bir kamu kuruluşu olan Emlak Menkul Değerler üzerinden borsada yaptığı manipülasyonla vatandaşın yaklaşık 60 trilyon lirasını kasasına attı
Tuncay ÖZKAN
Borsaya el atmıştık ya, Kristal Kola olayıyla, bakın neler çıkardık neler. Şimdi İhlas Holding yan kuruluşu olan ve İhlas Holding sahipleri Enver Ören ile Mücahit Ören’in büyük hissedar oldukları Kristal Kola olayının karanlıkta kalan yönleriyle başlayalım. Başlayalım ki adamını bulup, dosyaları kapattıranların geride bıraktıkları suç izleri bir bir açığa çıksın.
Sürekli onlar kazanıyor
Türkiye’de kumarın yerini alan borsa denilen bu büyük ‘casino’da neler dönüyor, kimler nasıl zengin olup adam çarpıyor anlayalım. Borsa bir ekonomik araç olarak dünyanın gelişmiş ülkelerinde rejimin sigortası. Bizdeki gibi birkaç kişinin şaibeli yöntemlerle yarattığı zenginlik kaynağı değil.
Halkın parasının sahibi olmayınca, kurumlar susup oturunca, halkın da kendi parasının peşine takılma gücü elinden alınınca, ortalık şarlatanlara kalıyor. Borsa batıyor, onlar kazanıyor; borsa çıkıyor, onlar kazanıyor. Bu oyunda hep küçük yatırımcı kaybediyor. Şimdi örnek olayımıza dönelim ve gerçeklerin, belgelerin peşinden çıkalım yola.
Kristal Kola işe hızlı başlıyor
Kristal Kola 1997 yılında halka arz ediliyor. Ama halka arz edilmeden önce 5.9.1996 tarihinde 1 trilyon lira sermaye ile kuruluyor. Kuruluş aşamasında ortaklar tarafından toplam 943 milyar 650 milyon lira ayni sermaye ortaya konuyor. 1 trilyon liraya varmak için aradaki fark nakit olarak konuyor.
1997 yılının temmuz ayında da halka arz sirküleri yayımlanarak şirketin sermayesinin 1 trilyon 200 milyar liraya çıkartılması, bu arada artan kısmı olan 200 milyar liranın 10 bin lira bedelle halka arzı kararlaştırılıyor. Yani İhlas Holding buradan 2 trilyon liralık bir gelir bekliyor. Bu muhtemel gelirin de 1 trilyon lirasının yabancı yatırımcılardan sağlanacağı belirtiliyor.
Markanın fiyatı nasıl yükseldi?
Halka arz düşüncesi oluşunca şirketin yüzde 51’inin Malezya’da kurulu Kelanamas Industries BHD unvanlı bir şirkete devri söz konusu ediliyor. Bu devirden önce de Kristal markasının devir hakkı İhlas Holding’de saklı tutuluyor. Kristal Kola markası 1995 Temmuz’unda 5 bin 675 dolara mal ediliyor.
İki yıl sonra 6 bin 315 katı fazlasıyla 10 yıl için 35 milyon 840 bin dolar karşılığında kiralanması kararlaştırılıyor. Kim kararlaştırıyor? İhlas Holding. Kimin adına? Kristal Kola adına. İhlas Holding’in yönetim kurulu ve sahipliğinde kimler var? Enver Ören, oğlu Mücahit Ören, Ayhan Apak, Ali Tuğbay Gölbaşı, Alaattin Şener.
Alan da aynı, satan da
Peki Kristal Kola’nın sahipliği ve yönetim kurulunda kimler var? Enver Ören, oğlu Mücahit Ören, Ayhan Apak, Ali Tuğbay Gölbaşı, Alaattin Şener. Yani evi kiralayanla kiraya verenler aynı. Üstelik dolar bazında inanılmaz bir fiyat var ortada. Şimdi kadı ola davacı derler ya, gel çık bakalım bu işin içinden. Armutçu dayım armut getirmiş, bizimkiler de ağızlarında boş yer bırakmadan tepmişler. Ama gün gelir bu işler başımıza iş açar diye neden düşünmemişler dersiniz? Güçlerini nereden almışlar dersiniz? Bu işler olup bittikten sonra Malezyalı şirket sırra kadem basmış. Kim, kimi kazıkladı dersiniz?
Manipülasyonla gelen kazık
1998 yılı başından itibaren marka kullanım hakkının 11 milyon 249 bin doları peşin, gerisi hasılatın yüzde 2’sinden aylık ve yıllık olarak alınması koşuluyla kira tahsilatı başlamış. Gelip bakan yok, soran yok.
Bu arada halka arz da tamamlanıyor. Halka arzdan elde edilen gelir, toplam 12 milyon dolar. Yani kira bedelinin peşinatı kadar. Gelelim halka arzdan gelecek olan parayla yapılacak yeni yatırımlar ve nurlu ufuklar taahhütlerine. Bunlar resmi sirkülerler yoluyla halka anlatılıyor. Hiçbir şey olmadı. Onlar masal olarak kaldıkları yerde kaldılar. Para İhlas Holding’in kasasına gitti.
Tarikat usulü çalışıyorlar
Çünkü zaten oradan çıkmıştı. Neden mi? Halk Kristal Kola hisselerine para yatırmadı. Hisselerin yüzde 10’u halka gitti. Geri kalanları İhlas Holding bağlantılı kişiler aldı ve İhlas Holding’e devretti. Halk bu ilgisizliğinin bedelini daha sonra manipülasyonda yediği kazıkla ödedi. Nasıl mı? Bir kamu kuruluşu olan Emlak Menkul Değerler A.Ş. yoluyla.
İhlas Holding halka arz sırasında Global Menkul Değerler, Ege Yatırım A.Ş., Acar Menkul Değerler A.Ş., İktisat Menkul Değerler A.Ş. ve Demir Yatırım A.Ş. aracı firmalarından oluşan bir konsorsiyum oluşturmuş. Başlangıçta konsorsiyum lideri Global Menkul Değerler A.Ş.’dir, fakat her nedense Global daha sonra görevinden istifa etmiş. Onun yerine bu görevi Ege Yatırım A.Ş. yüklenmiş. Ege Yatırım A.Ş. kimin?
O dönemde İhlas Holding bünyesinde bir şirket. Ama bu şirket böyle bir işin altından kalkacak güçte değil. Böyle olmadığı daha sonra bu işlemleri yüzünden Sermaye Piyasası Kurulu tarafından elinden halka arz yetkisi alınınca ortaya çıkıyor. İhlas Holding malını kendi şirketine sattırıyor, ama şirket yeterli değil. Sanki tarikat idare ediyorlar. Kendi ışıkları kendilerini aydınlatıyor.
Karanlıklara ışık tutmak görevi ise bize kalıyor. Halka arz sirkülerinde beyan ve taahhüt edilen yabancı yatırımcılardan ise yine ses yok. Çünkü böyle bir şey yok. Dedik ya tarikat misali holding kendi şirketinin hisselerini toplayıp alıyor.
Kişilerin çoğu gerçek değil
Halka arzı takip eden Ağustos 1997 ile Ekim 1997 tarihleri arasında Ege Yatırım A.Ş.’de 1 trilyon 32 milyar lira tutarındaki hisse senetlerini hiç kimse hesabına almak için müracaat etmiyor. Toplam 51 kişilik yatırımcı grubu bedellerini ödemiş olmalarına rağmen neden bu kişiler hisse senetlerini kendi hesaplarına aldırmayı taahhüt etmiyorlar, hâlâ meçhul. Çünkü bu kişiler gerçek değil. İçlerinden birkaç kişi telefon numarası bırakmış. Bu telefonlar kime ait dersiniz?
Şirket çalışanlarını kullandılar
İhlas Holding’in finansman departmanına. İhlas Holding A.Ş. yetkililerinin Sermaye Piyasası Kurumu’na verdikleri ifadelerden yola çıkılarak bu kişilere ulaşılmak istenmiş. Sermaye Piyasası Kurulu yaptığı bu araştırmalar sonucunda hisseleri alan kişilerin büyük bölümünün İhlas Holding ve Kristal Kola şirketlerinin bayilerinde çalışan kişiler olduklarını saptamıştır. Dedik ya bunlar şirket değil tarikat gibi çalışıyorlar. Yakında daha neler ortaya çıkacak neler…
Bu şahısların Ege Yatırım A.Ş.’ye halka arzda ödemiş oldukları paraların kuruşu kuruşuna İhlas Holding’den çıktığı da saptanmış. Bu kişiler halka arzda yatırdıkları toplam 1 trilyon 32 milyar liralık parayı, İhlas’tan almışlar, halka arzdan sonra da bu paraları tekrar kuruşu kuruşuna İhlas’a geri vermişler. Ne güzel oyun değil mi? Al gülüm, ver gülüm… Halk nerede? Yabancı yatırımcı nerede? Yalan… Yalan… Yalan.
Hep aynı oyun oynanmış
Ege Yatırım A.Ş. dışında, Global hesapları da incelenmiş ve aynı numaraların burada da yapıldığı saptanmış. Halka arz sırasında İhlas Holding çalışanlarına tahsis edilen bölüm de İhlas Holding’in Ege Bank Bakırköy Şubesi’ndeki hesabına havale edilerek yapılmış. İlginç olan bu havalelerin Cemal Göçemen adlı bir kişi tarafından yapılması. Bu kişinin İhlas Holding ile mali ilişkilerinin bulunduğu da Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belgelenmiş. Göçemen, hisseyi İhlas parasıyla alıyor, sonra İhlas’a iade ediyor.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar…
Cemal Göçemen’in yaptığı bütün havale masrafları İhlas Holding’in İş Bankası Cağaloğlu Şubesi’ndeki hesabından ödeniyor. İhlas Holding ile hiçbir ilgisi olmadığını iddia eden bu şahsa durum sorulduğunda kendini şöyle savunmuş: “Banka şubesindeki çalışanlar bunu yanlışlıkla yapmışlar.”
Banka çalışanları ise İhlas Holding’den şifahen bildirildiği için bu işlemleri yaptıklarını anlatmışlar. Bu duruma ben Hüseyin Ortayatırmacı denen adamın hesaplarında da rastlamıştım. O da İhlas adına alıyor satıyor, ama benim İhlas’la hiçbir işim yok diyor. Onun da havale masrafları İhlas Holding’in İş Bankası Cağaloğlu Şubesi’ndeki hesabından ödeniyor. Şimdi birincisi hata diyelim. Ortayatırmacı’nınki ne? Bu numaralarla kimleri kandıracaklarını sanıyorlar.
Olan vatandaşa oldu
Bütün bu çelişkilerden sonra halka arz sonucunda umduğunu bulamayan İhlas Holding buradan uğradığı zararı Emlak Menkul Değerler üzerinden yapılan manipülasyonlarla yine küçük yatırımcıya, beytülmala
ödetmiş. Hisse senetleri 10 bin liradan 40-50 bin liraya çıkartılıp, en üst değerlerden Emlak Menkul’a satılıyor.
Şirketin yüzde 63.2’si Emlak Menkul Değerler’in üstüne yıkılıp bedeller nakit olarak tahsil edilmiş. Ortalama 60 trilyon lira para kâr olarak kamu kuruluşu sayesinde vatandaşın cebinden alınıp, İhlas’ın kasasına kondu. Yırtılan, devletin yakası nasıl olsa.
Yok mu talana el koyacak?
Şimdi İhlas Holding ve bu işlemlerde adı geçen kişiler benim hakkımda bunları haberleştirdiğim için 4 trilyon liralık dava açtılar. Ben çok mutlu oldum. Çünkü bunların hepsini mahkeme salonlarında tekrar tekrar gündeme getirip belgeleriyle kanıtlayacağım. Paralarını kaybeden yatırımcılar da dava açma hakkına sahipler. Buradan Maliye Bakanlığı müfettişlerine, Sermaye Piyasası Kurulu denetçilerine, Mali Polis’e ve Mali Suçları Araştırma Kurulu’na açıkça suç duyurusunda bulunuyorum. Burada talan var talan. Bu talan nereye kadar devam edecek? Borsa gemi azıya almış, kural tanımaz, yasadışılığı ilke edinmiş kişilerin eline mi bırakılacak? Belgelerimi tek tek sizlere sunacağım. Zaten bu belgeler Sermaye Piyasası Kurulu’nun araştırmalarına dayanmaktadır. Bu vurgun ve talan işlerine seyirci mi kalacaksınız?