10 Aralık 2001
Bir bakan. Neredeyse feryat feryada anlatıyor:
“Bu devlet nasıl kurtulsun? Bir koca bina, TKİ, bana bağlı. Soruyorum, kaç kişi çalışıyor burada? Yanıt veriyorlar, bin iki yüz kişi diye. Kaçı fazla bunun, diyorum. Altı yüzü diyorlar. Bu ülke kurtulur mu? Bu sadece bir bina. Öte yandan bir başka yerde altı yüz kişilik açığım var. Ama ne merkezdeki birini taşraya yollayabiliyorum, ne de işe yaramayanın işine son verebiliyorum. Mahkemelerde dava açıp gelip yerlerine oturuyorlar. Bakanım, ama bu konuda hiçbir yetkim yok.”
Bu sözler Enerji Bakanı Zeki Çakan’a ait. Elinde Başbakanlık’a göndereceği yeni personel yasa teklifi bunları anlattı. Başbakanlık’ta personel sorununu çözmek için bir çalışma yapılacakmış. Umudu bu çalışmanın personel politikalarını yeniden düzenlemesi.
Çakan çözüm için, “Bütün kamu çalışanlarını aynı çatı altında toplamak gerekiyor. İşçi, memur ayrımı yapmadan hepsini. Sonra buna göre oluşan havuzdan, değerlendirme yapılmalı” görüşünde.
Ama anlattıklarının ötesi de var. Elektriğimizin, enerjimizin bittiğini söyledi Enerji Bakanı. Biz hala ampullerimiz aydınlatıyor ya, gerisini boşveriyoruz. Gelin boşvermeyelim. Çünkü karanlık kapımızda.
Karanlıktaydık
Enerji Bakanı Zeki Çakan Türkiye enerji üretimi açısından çok büyük bir darboğazda diyor. Bu yıl günde 4 saatlik elektrik kesintisi yapılacakmış Türkiye genelinde, imdada ekonomik kriz yetişmiş. Kriz reel sektörlerin elektrik talebini azaltınca kesintiler durmuş. Ama karanlık kapıda. Türkiye çok yakında saatlerce karanlıkta kalmaya başlayacak.
Bakan diyor ki: “Ekonomik kriz olmasaydı; 2001 yılı tüketimi 139.7 milyar kwh olarak gerçekleşecekti, tüketime sunulabilecek enerji ise, 126 milyar kwh olduğundan 13.7 milyar kwh açık oluşacaktı.”
Bütün barajlarda büyük su sıkıntısı yaşanıyor. Kuraklıkla birleşecek bu olgu Türkiye için felaketin habercisi. Karanlıkta kalan Türkiye AB’nin yolunu bulabilir mi dersiniz?
Çakan’a şu anki durumu sordum. İşte yanıtı:
Felaket tablosu
“2001 yılında kuraklıktan dolayı 21 milyar kwh elektrik ürettik. Bu durumda; yurtdışından yapılacak ithalat dahil Türkiye genelinde tüketime sunulacak enerji 126 milyar kwh civarında. 2001 yılı sonuna kadar 230 milyon kwh’lik açığın oluşacağı hesaplanıyor. Kuraklığın devamı halinde ve aralık ayı içinde devreye girmesi beklenen Gebze (1540 mw) – Adapazarı (770 mw) santrallarının gecikmesi durumunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalırız. Bu da 08.00 -24.00 saatleri arasında 20 milyon kwh olmak üzere 3’er saatlik dilimler halinde kesinti yapılmasını gündeme getirir. Yatırım olmazsa karanlıktayız.”
Kişi başına elektrik tüketimi (kwh/kişi) Türkiye 2001: 1937, Avrupa Birliği 1999: 5848, OECD 1999: 7227. Bu fukaralık ekonomik krizin getirdiğinden daha büyük. Türkiye enerji sorununu ucuz, pratik ve acele halledemezse, sadece ışığından değil daha pek çok şeyinden vazgeçmek durumunda kalacak.
Elektrik çalmak…
Böyle bir şey dünyada görülmez bizden başka. Elektrik çalmayı hak görür gibiyiz. Türk halkı kaçak elektrik kullanmaktan büyük bir keyif alıyor. Ayrıca elektrik borcunu da ödemiyor. Kamu kurumları dahil. Bakan tam 1 milyar dolar tutarında bir alacağın tahsil edilemediğini söyledi. Bugün kaçak oranı toplam tüketim içinde yüzde 23.5 düzeyindeymiş. Örneğin Mardin’de kaçak oranı toplam tüketimin yüzde 72.7’sini bulmuş. Yani Mardin’de kaçak elektrik kullanmayan yok gibi. Elektriği en az çalan il ise Bilecik. Onlar da toplam tüketimin yüzde 4.6’sını kaçak olarak kullanıyorlarmış.
Bir de ekonomik krizin doğurduğu sonuçlar var. Ekonomik kriz dar gelirlinin eletriğini kestirmiş. Türkiye genelinde 22 milyon elektrik abonesinden parasını ödeyemediği için elektriği kesik tam bir milyon ev var. Dile kolay. Karanlıkta kalmaya mahkum bir milyon ev. Türkiye enerji sorununu çözemezse üretimde de büyük sorunlar yaşayacak. Bu da elektriği kesik olan ailelerin sayısını artıracak.