Beni bırakın, Anadolu’nun üstünde bir ışık demeti olmaya devam edeyim
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan, ”bu davada esir olduğunu” ifade ederek, fotoğraf çekmek için hücresine gelen kişinin, ”duvarlar küf bağlamış, temizlemek lazım” diyerek fotoğraf çekmediğini, 3 aydır bu halde kaldığını anlattı.
Özkan, ”Ben sadece Türkiye’yi kuşatan bu karanlığın içinde bir mum olabilirim. Hiçbir kararınız, hiçbir vicdan muhasebesinden daha üstün değildir. Benim tek derdim, halkımla buluşmama izin vermeniz. Ben mum olmak istiyorum. Yana yana var olmak istiyorum” dedi.
İddianamenin çürüdüğünü savunan Özkan, ”Çürük bir vicdanın ürünüdür. Siz bu toprakları karartmaya kararlıysanız, buyurun bu duvarların üzerinde tepinmeye devam edelim. Beni bırakın, Anadolu’nun üstünde bir ışık demeti olmaya devam edeyim” diye konuştu.
Özkan, kendisinden önce konuşan Yalçın Küçük’ün söylediklerine katılmadığını söyleyince Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ”Dikkat edin, sizi pür dikkat dinliyor” diye espri yaptı.
Duruşmayı izlemeye gelen tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’i selamlayan Özkan, ”Yıldız Kenter’i, Anadolu yerine kucaklıyorum ve sevdamı Anadolu’ya taşımasını kendisinden rica ediyorum” şeklinde konuştu.
Konuşması sırasında zaman zaman sesini yükselten Özkan’ı savcı Mehmet Ali Pekgüzel bağırmaması konusunda uyardı.
Özkan da ”Siz geniş bir kitleye hitap ediyorsunuz, ancak biz cezaevinde dört duvara konuşuyoruz. Dört duvar arasında sesimin yankılarını dinliyorum. Biraz da siz katlanın beyefendi. Sizin kulaklarınız çoğulcu sistem içinde duyuyor olabilir. Bizim kulaklarımız tekil sistem içinde ve duymuyor” diye konuştu.