07 Şubat 2002
Uyum yasalarıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyumsuzluk, hükümette bir kopmaya yol açabilir mi? Evet açar. Bunu nereden mi çıkartıyorum, hükümet içinde ortaya çıkan görüş ayrılığının geldiği noktadan.
Hükümet içinde liderlerin onay verdiği ama AB’den dönünce, Mesut Yılmaz ile DSP kanadının yan çizdiği 312 ve 159. maddelerle ilgili değişiklikler, siyaseti Türkiye gündeminde ön plana taşıyacak.
Hükümet içinde çok şiddetli yaşanan görüş ayrılıklarını ve ülkeyi yönetmedeki anlayış farklılıklarını, birlikte olmayı zorlaştıracak bir noktaya getirdi uyum yasaları. MHP ve ANAP arasındaki düşünce ayrışması sadece bir yasayı yapma veya yapmama ile sınırlı değil. Karşılıklı güven duygusunda inanılmaz boşluklar var. MHP ile Kemal Derviş arasında da aynı sorun yaşanıyor. MHP Kemal Derviş’i 4. ortak olarak görüyor. Onun ve ekibinin yaptıklarını devlet etme anlayışıyla bağdaşır bulmuyor. Rahşan Ecevit’in MHP çizgisini anlatmaya gerek yok zaten. Ayrıca ANAP da 4. hükümet ortağı Derviş’in dümen suyunda MHP ye göre.
Eskisi gibi olmayacak
TBMM’de yaşananlar hükümet ortaklarının artık 312 ve 159 değişikliği tartışmaları sonrasında eskisi gibi olamayacaklarını gösteriyor. Uyum paketi Türkiye’de temelden karşıt düşüncelerin bir arada hükümet etme şanslarının bu noktada tükendiğini gösteriyor.
Bundan sonra örneğin ANAP ve DSP’nin istediğini MHP istemeyecektir. MHP bu durumda muhalefetle birlikte hareket eder ve hükümetin getirdiği yasalar muhalefetin istediği gibi çıkarsa kim kime ne diyebilir ki? Bunun böyle olması ihtimali de çok yüksektir.
Türkiye açısından durumu değerlendirirken iç siyasal gelişmelerin değişkeninin Irak ve iran ile ilgili Amerikan senaryoları olacağını da unutmamalıyız.
CIA Başkanı dün Senato’da yaptığı konuşmada Türkiye ve Suudi Arabistan’ın El Kaide örgütünün hedefi olduğunu ve bizim yüksek risk altında bulunduğumuzu dile getirmiş.
El Kaide Türkiye’de yok. Ama onun iş birliği içinde olduğu örgütler var. Bunların eylem yapabilme durumu da ortada. Türkiye yeniden terör ile sıcak bir boğuşmaya mı girecek? Bunun ne kadırı içeriden ne kadarı dışarıdan yönlendirmeyle olacak? Bu karşılamaya hazır mıyız? Ben çok zorlanacağımız kanısındayım.
Erken seçim olabilir mi?
Türkiye iç ve dış çalkantılar arasında hükümet etme uyumunu da yitirdi. Bunun tamiri olur mu? Bence olanaksız. Türkiye’nin içinde bulunduğu ortam artık giderek zorlukları ön plana çıkan, çatışmalara gebe ve yönetimi zor bir hal alıyor.
Hükümet içindeki bu ayrışma bir erken seçimi getire bilir mi?
Bana göre bu sorunun yanıtı Irak operasyonu ile doğrudan ilişkili. Eğer Türkiye’de Irak operasyonu başlayana kadar bir erken seçim kararı alınmaz ise, Irak operasyonu noktasında Amerika’nın bekleyeceği bir şey kalmaz. Ama Türkiye’de örneğin sonbahar aylarında yapılacak bir erken seçim için kararı alınırsa, Irak operasyonu da gecikebilir.
Türkiye bundan sonra siyaset edenlerin halkın önüne koyacakları alternatifleri tartışacak. MHP diğerlerinin kaçtılar, korktular, ANAP ve DSP ise MHP’nin muhalefet ile girişeceği yakın ilişkilerden duyacağı kaygıları nasıl şekillendireceğine bakmak gerekiyor.
Ankara bana göre yakında seçim tartışmalarıyla yeniden karşı karşıya kalacak. Kemal Derviş de IMF ile üç yıllık anlaşmayı imzaladı. Bundan sonra hiçbir hükümet bunun dışına çıkamaz. Ve hiçbir tutkal DSP, MHP, ANAP koalisyonunu bir arada tutamaz.