24 Mayıs 2003
Sedat Bucak’ın ifadelerini okuyunca aklım beni alıp götürdü, bir kaç yıl öncesine. Üzüldüm düşündükçe. Nerelerden, nerelere gelmişiz. Hem de ne bedeller ödeyerek.
Türkiye’de insanlar ülkelerinin gerçeklerinden habersiz yaşarlar. Sonra birkaç iyi adam çıkar kavga verir, ortalık yatışır. Bu ülke vefasızdır. Sokaklara çıkamadıkları, haraç ödeyemeden gezemedikleri, iş yapmak için mafyaya diyet ödemek zorunda kaldıkları günleri unuturlar. En acısı da bizim insanımız yaşamaktan çok ölmeyi sevdiği için, ölümü unutur. Terörü unutur. PKK’nın can aldığı, şehirlerde sokaklara çıkılamadığı, şehirlerin basıldığı; günlerce çatışmaların yaşandığı zamanları unutur. Eşkıyalar unutulur. Devletin gücünü çıkarları için kullananlar unutulur. Devlet destekli mafya unutulur. Hatta onlar kahraman olur. Hukukun üstünlüğünü sağlamaya çalışanlar sürülür, ezilir, zulüm edilir.
Eğitimlisinden, zenginden, en fakirine bu davranış değişmez. Daha birkaç yıl önce girdiği ihalede haraç ödemek zorunda kaldığı mafya babalarıyla aynı lokantada bugün yemek yiyen ve ondan tiksinmeyen işadamlarımız ile babasından kalma fabrikasını işletebilmek, devletten fabrika alabilmek için haraç vermek durumunda kaldığı adamları görünce önünü ilikleyen aristokratlarımız güle oynaya devam ederler yaşamlarına. Çok yakında o bitti dedikleri günlerle karşı karşıya kalacaklar, bataklık yeni ürünler verecek. Bir şey değişmez bu kafayla. Siyaseti arpalık, memleketi sermaye, devleti şirket görenlerin hızla geliştiği zamanlar bugünler. Bu da geçer. Neler geçmedi ki?
ASALA, DEVLET TERÖRÜ
Bunlara yol açan nedir? Burada en önemli etken Türkiye’nin başına bela olan terördür. PKK olmasaydı, PKK’dan önce 12 Eylül öncesinin terör ortamı olmasaydı, başımıza bu felaketler gelmezdi. Türkiye terörle durdurulan bir ülke. Osmanlı’dan bu yana aynı açmazın içine düşürülüyoruz, terör bizi tüketiyor. Devlet terörü önleyemediği gibi, zaman zaman kendisi de teröre başvuruyor. Ateşi ateşle söndürme gibi bir yöntemi deniyor. Sonuç Türkiye için hep aynı felaketi getiriyor. Önü alınamayan olayların esiri olup çıkıyoruz.
PKK olmasaydı Türkiye’de aşiretler ve temsil ettikleri feodal düzen bugünlere mafya ve siyaset uzantılarıyla taşınabilir miydi? Sistem bu kadar yozlaşabilir miydi? Hayır. ASALA Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı uyguladığı bir devlet destekli terördür. ASALA’ya karşı ülkücü maşa kullanmaya kalkan 12 Eylül’ün yöneticileri, komünizm ile mücadele amaçlı olarak 12 Eylül öncesinde iş verdiği gençleri, ASALA’ya karşı kullanmak istedi. Türkiye, devlet ile çeteleri böylece kucak kucağa oturur hale getirdi. Çeteler bir de baktılar ki densizlik ve kontrolsüzlük yaptıkça önleri açılıyor ve güçleniyorlar, devleti tırtıklaya tırtıklaya şehir eşkıyası olup çıktılar. Mafya bu yolla bakan bile oldu Türkiye’de.
SUSURLUK FOTOĞRAFI
Susurluk sonrası süreçte pek çok belge ve fotoğrafı ele geçirip yayınladım. Ama görüp yayınlayamadıklarım da vardı. Görüp alamadıklarım. Bunlardan bir tanesi Sedat Bucak’ın önceki gün ifadesinde dile getirdiği fotoğraftır. Fotoğraf Bucak ailesinin Siverek’teki çiftliğinde çekilmişti. Kuzular çevrilmiş, yemek yeniyor. Karelerin içinde Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı dahil dönemin bölge komutanları, DGM yetkilileri, siyasetçiler, diğer güvenlik yetkilileri herkes var. O insanları bu fotoğraf karesine sıkıştıran, bu adamlarla onları yan yana getiren şey terördür. Terör ile mücadele bilimsel, sosyal ve planlı olmayınca böyle büyük hatalar fotoğraf karelerinde belgelenip kalıyor.
YAŞASIN HUKUK
İsimlerin hiçbir önemi yok. Şimdi desem ki Hasan Tamburacı Paşa o karede niye var, hem de resmi üniformasıyla, bir anlamı var mı? Yok. Çünkü Şırnak’a PKK saldırdığında neredeyse üç gün sürdü çatışmalar. 35 bin insan öldü 15 yılda. Biz böyle mücadele ettik derler. Hele hele kimselerin burnunu çıkartamadığı, kurşunların vızır vızır gezdiği zamanlarda bu insanlar o kurşunların üzerine yürümüşlerse, ne yapacaksınız? Bir yere kadar gelirsiniz. Sonrasında o insanlar değil sistemin hataları çıkar ortaya. Hukuk ve hukukun üstünlüğü kavramının olmadığı, hukuka ve adalete inancın kalmadığı bu topraklarda kimden neyin hesabını soracaksınız? İşte bu nedenle, bir daha mafya ve çetelerin esiri olmamak için; terör ve maşalarının kurbanı olmamak için:
‘Yaşasın hukukun üstünlüğü, yaşasın laik, sosyal adaletçi Türkiye Cumhuriyeti, kahrolsun terör, mafya ve katiller demokrasisi, hırsızlar düzeni.’