12 Temmuz 2003
Yolsuzluk komisyonlarının hepsinden soruşturma komisyonu önerileri çıkıyor. Çıkmaması şaşırtırdı beni. Çünkü yerel seçimlerden önce bitirilecek soruşturma komisyonu çalışmalarının sonucunda, AK Parti dışında bütün partilerin genel başkanları veya eski bakanları birer birer mahkemelerde ‘yolsuzluk’ hesapları verecekler. Spekülasyonlar, tartışmalar siyasetçinin bu konudaki tutumunu ortaya koyacak. Seçim öncesi halkımız bundan hiç etkilenmez. Bu nedenle de bu çalışmaların yerel seçimlerde AK Parti’ye bir dönüşümü olamayacaktır!
Siyasetçilerin neden bu tür yollara başvurmak zorunluluğu içinde bulunduklarını anlamak mümkün değil. Çünkü bundan sonra gelecek dönemde de yine aynı şeyler yapılacak. Bu rutine girmiş bir uygulama. Ama herkes hırsız mıdır? Siyasetçi siyasetçinin kurdu olduğuna göre sizi hiçbir şey şaşırtmasın, oy çokluğuyla herkes hırsız oluverir ve yargıya gönderilir. Yıllar sürecek duruşmaların ardından ömrü vefa edenler aklandıklarını veya suçlu oldukları yolundaki kararları duyabilirler.
Çamur at
Siyaset kurumu Türkiye’yi temiz yönetime kavuşturması gereken en önemli güç merkezlerinden biri. Ama bugün dahil yapılanların tamamı popülizm ve çamur at izi kalsın türünden çalışmalar. Şimdi olması gereken TBMM’den yasalar çıkartılarak toplumun yolsuzlar karşısında korunmasının sağlanması. Oysa hala eski tas eski hamam. Şimdi bir de yolsuzluklarla mücadele polisi kurulmuş. İyi olur, iyi sonuçlar elde edilir inşallah. Bu polis, ihalelerin sonuçlarını değil güvenliğini sağlasa, sonuçların temiz çıkmasını yasalarla sağlasak daha doğru olmaz mı? Olur. İyi de neden olmuyor? Çünkü siyasete laf lazım, iş sonra geliyor.
Düşünün bir kere, sermayesi dürüstlük olan ve başka hiçbir işi yaramamakla suçlanan Bülent Ecevit soruşturma komisyonuna gidecek oradan da Yüce Divan’a. Bu ne işe yarar? Yolsuzluk soruşturmalarının sulanmasına. SHP-CHP’li Mustafa Yılmaz yolsuzluk komisyonuna gidecek. Olur mu, oldu bile. Adam korkusundan kağıt imzalayamıyordu, başına gelene bakın.
Ben bunu siyasetçinin bumerang oyunu olarak adlandırıyorum. Hani şu attığınızda havada bir daire çizip yine size dönen alet var, onun adı bumerang. Atıyorsunuz önüne geleni biçip yine size dönüyor. Bir yere saplanıp kalırsa iyi. Kalmazsa, koruyun kendinizi, yoksa sahibini parçalayabiliyor.
Nasıl yapmalı
Sistemi temizlemedikten, yasal dayanaklarını oluşturmadıktan, denetim mekanizmalarını kurmadıktan, yasaları ve illa yasaları çıkarmadıktan sonra bugün yapılanların yarın için bir anlamı kalmayacak. Siyasetçi bunları düşünemiyor mu? Düşünür elbette. Ama işine gelmez ve bu nedenle de yapmaz. Çünkü siyasetçi bizde yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla oy toplar.
Ama bu dönemler geçti. Artık siyasetçi halkın kendisini izlediğini, gözlediğini, notunu da bunlara göre verdiğini en iyi bilen kişi olmalı. Çünkü Türk halkı bir seçim birinci yaptığı partiyi, sonraki seçimde parlamentoya giremez hale getiriyor.
Bunun için siyasetçi bu soruşturmaları yaparken toplumun temiz yönetim taleplerini yaşama geçirecek, düzenlemeleri de gerçekleştirmeli. Şimdi yerel seçimler geliyor diye iyi, kötü diye bakmadan; doğru, yanlış diye ayırmadan ‘hırsız’ diye damgalayıp boynuna yafta asmanın alemi var mı? Bülent Ecevit’e bunu yaparsanız, işi sulandırmış olursunuz. Ecevit’in ömrü vefa eder mi bilmem hakkındaki suçlamaların sonucunu görmeye. Ama o sonuç bugün istenildiği gibi olmazsa, atılan bumerang geri döner.
Yolsuzluk soruşturma komisyonları önlerine gelen dosyaları sistem açısından incelemeli. Gürültü yapacak adlar ve olaylar diye bakmamalı. Bu komisyonlar hukuka malzeme oluşturmak gibi bir görevlerinin yanı sıra nedenleri de bulmakla yükümlü. O nedenle Meclis asıl işi olan yasa çıkartarak toplumu temiz tutma ve yönetimi temizleme işlevini bırakmamalı. Sonra o işi başkaları yapmak ister. Doğanın kuralı siyasette de geçerlidir:
Boşluklar mutlaka doldurulur.