11.03.1999
Sabanci’ya suikast emrini verdigi söylenen DHKP-C’li Ercan Kartal, Bayrampasa Cezaevi’nden yazdigi mektupta, eylemin Susurluk’la ilgisi olmadigini belirtip iddialari ‘komplo’ diye niteliyor
Terör ve siddete kimden, nereden, ne amaçla gelirse gelsin karsiyim. Insan uygarliginin terör denilen büyük belayi yenmeden refaha ulasmasinin mümkün olmadigini görüyorum. Ama terör rantini yiyen büyük silah tekellerinin, uyusturucu kaçakçilarinin, karanlik siyasi güçlerin, ellerindeki bu gücü kaybetmemek için yapamayacaklari seyin olmadigini da biliyorum. Tipki PKK ile Yunanistan arasinda ortaya çikan ortaklikta oldugu gibi. 30 bin kisiyi katleden bir terör olayina, Yunanistan’in ve diger Batili ülkelerin sagladigi destek, gün gibi ortada. Terörün nereden güç aldigi da böylece görülebiliyor. Önemli olan bunlara karsi durabilmek. Terörü düsman olarak belleyebilmek.
Bugün terör ile ilgili olarak bana gönderilen iki cezaevi mektubundan bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri Bayrampasa Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan ve Özdemir Sabanci suikastinda emri veren kisi olarak suçlanan DHKP-C liderlerinden Ercan Kartal’dan, diger mektup ise Eskisehir Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Susurluk davasi sanigi katliam hükümlüsü ülkücü Haluk Kirci’dan geliyor.
Suçlamalari yalanliyor
Ercan Kartal, isadami Özdemir Sabanci’nin katili Mustafa Duyar’in Afyon cezaevinde Karagümrük çetesi tarafindan öldürülmesinin ardindan gelisen olaylarla ilgili olarak bilgiler aktariyor. Bunlar çok önemli. Çünkü Sabanci’yi öldüren Duyar, o siralar Kartal ile ayni örgütün içindeydi. Sonra Suriye’de itirafçi oldu ve bildiklerini anlatti. Çokça da Kartal’i suçladi. Ercan Kartal bu suçlamalari yalanliyor. Ama ne yazik ki devlet, elindeki bu önemli tanigi cezaevinde koruyamadigi için, söyleyecek fazla bir söz de bulunmuyor. Kartal, Mustafa Duyar’in öldürülmesiyle ilgili olarak bazi senaryolar dile getiriyor. Bunlari buraya aktarmam mümkün degil. “Mustafa Duyar’in cezalandirilmasi konusunda kendilerinin de bir kararlari oldugunu” anlatan Ercan Kartal, “Ancak Mustafa Duyar’in öldürülmesiyle bir ilgimiz yoktur. Bizim temel ilkemizdir. Biz ne yaptiysak savunduk. Duyar’in susturulmasi diye bir durum da söz konusu degildir. Öyle çok fazla bir sey bilecek durumda olmayan Duyar, bildigi her seyi de Emniyet’te anlatmistir” diyor. Duyar’i öldüren Karagümrük çetesini de ‘söhret pesinde, baskalarina gözdagi vermek isteyenler’ olarak tanimliyor.
Duyar, Özdemir Sabanci’nin katillerinden ve halen firarda bulunan Fehriye Erdal ve Sabanci suikastiyla ilgili açiklamalarda da bulunuyor:
“Sabanci eylemi Susurluk içinde yer alan, Susurluk’la baglantili bir eylem degildir. Kanit var diyen göstermelidir. Eylemi DHKP-C yapmistir ve üstlenmistir… Sabanci suikastinin karanlikta kalan, saibeli bir tek noktasi yoktur. Fehriye Erdal’i, Hüseyin Kocadag’in ise aldirdigina dair tek bir kanit bulunamaz. Varsa, bunu iddia edenler açiklasin, biz de bilelim. Öte yandan sunu bir kez daha açikça söyleyelim ki, Fehriye’nin Hüseyin Kocadag’in referansiyla Sabanci Center’de ise girmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu degildir. Hiç o kadar teoriye gerek yok. Bu konuyla ilgili olarak Fehriye Erdal’in yapmis oldugu ve 6 Aralik 1996 tarihli açiklama her seyi ortaya koymaktadir. Olmadik komplo teorileri üretenler öncelikle buna bakmalidir.”
Söyle diyor Fehriye Erdal:
“1995 yilinin haziran ayinin ilk haftasinda Sabah Gazetesi’nde çikan is ilani üzerine, Ulusal Temizlik Sirketi’nin Gazeteciler sitesindeki adresine gittim. Ise girmek istedigimi söyledim. Doldurulmak üzere bir form verdiler. Formu doldurduktan sonra adini simdi hatirlamadigim (Lütfü olabilir) bir sirket çalisani ile sözlü anket yaptik. Formda sorulan sorulari bu kisiye de cevapladim. Gazetede çikan ilan üzerine geldigimi söyledim Referans olarak üç akrabamin ismini verdim. Bu akrabamin isimleri: Mustafa Metin (babamin dayisinin oglu), Cebrail Sahin (dayimin damadi), Mustafa Karabulut (köylümüz). Sonuç olarak, Sabanci Center’da çalismaya basladim. 25. katta kalici olmam dogal bir süreçtir. Hiç kimsenin torpiliyle olmamistir. Her normal insan gibi gidip ise girdim, kabul edildim ve isimde basari göstererek 25. kata kadar geldim. Ulusal Temizlik Sirketi sahibi Kemal Aydogan’i da, kontra seflerinden Hüseyin Kocadag’i da tanimam.”
Ercan Kartal’in mektubu komplo teorisyenleri açisindan iyi bir malzeme olusturan Özdemir Sabanci suikastiyla ilgili gerçekleri bir kez daha ön plana çikarmasi açisindan önemli.
Can Dündar’in, Duyar’in öldürülüsüyle ilgili olarak dile getirdigi senaryolarla ilgili Kartal, “Yine dürüst bir gazeteci olarak gördügümüz Can Dündar’in da sevmedigini söyledigi ‘komplo teorileri’ne sarilmaya baslamasini da yadirgadik. Böyle hiçbir inandiriciligi olmayan komplo teorileriyle ugrasmasina üzüldük. Can Dündar da, varsa elinde somut bir bilgi veya belge, açiklamak zorundadir. Bunu bilmek en basta benim hakkimdir. Gelir, iddialarini Sabanci davasinin sürmekte oldugu Istanbul 1. No’lu DGM’de açiklarlar” diye yaziyor.
Kartal’in alti sayfalik mektubundan aktarabileceklerim bunlar.
Sabanci davasi ve üzerine üretilen komplolarin ortadan kaldirilabilmesi açisindan çok önemli bilgiler bunlar.
Kirci pismanmis
Susurluk sanigi, Bahçelievler katliami hükümlüsü Haluk Kirci’nin mektubu ise aynen söyle:
“Sayin Özkan, öncelikle selam ve iyi dileklerimi sunuyorum. 5 Subat tarihli Radikal Gazetesi’ni okudum ve yine hakkimda asilsiz ve mesnetsiz saldirilariniza sahit oldum. Açikça belirtmek isterim ki, asla ve kata, hiç kimseden para almadim, hele belirttiginiz rakamlarda hiçbir zaman. Size bu konuda savunma yapacak degilim ama artik zulüm derecesine ulasan saldirilariniza bir cevap verme hakkini da kendimde buluyorum.
Dünya görüsünüz ne olusa olsun, hangi mahfilin adami olursaniz olun, sunu bilmenizi isterim ki, adaletli olmak her zaman ve her halde insana gereklidir. Sizi adil olmaya ve kesin emin olmadiginiz konular üzerine yazi yazmamaya davet ediyorum. ‘Zamani Süzerken’ ismini verdigim kitabimda ortaya koymaya çalistiklarimi bile çarpitmaktan geri kalmadiginizi da biliyorum. Bu kadar acimasiz ve saldirgan olmanizin altindaki psikolojik eziklik acaba hayal dünyanizda yarattiginiz Haluk’u bulamamakta mi yatiyor?
Olaylara, topluma, gelismelere tek boyutlu bakmanin geçmisteki gediklerini iyi görmenizi temenni ediyorum. Evet bir Bahçelievler olayi yasanmistir ve kitabimda da yazdigim gibi, bundan hiç gurur duymuyor ve alkislamiyorum. Keske o günleri hiç yasamasaydik, keske bu kadar kan hiç akmasa farkli platformlarda o insanlarla bir araya gelmis olsaydik. Ben bugün olanlari düsünüyor ve yasananlara gerçek manada üzülüyorum. Ya siz, 1979’da Ümraniye’de bir gece sorgulandiktan sonra (Halk Mahkemeleri) öldürülen ülkücü isçilerle, Adana’da televizyon seyrederken öldürülen bes ülkücü ögretmene, gazeteci Ilhan Darendelioglu’na üzülüyor musunuz?.. Belki de bu yasananlardan haberiniz bile yok! O insanlari kimlerin katlettigini kimseler bilmiyor, medya gücünüzü onlar için hiç harekete geçirmeyi düsündünüz mü? Yukaridakilere çok olay ve yasanmis gerçek ekleyebilecek kadar hafizaya sahibim ama biliyorum ve inaniyorum ki sizin nezdinizde pek bir sey ifade etmeyecektir. Zaten öyle bir beklenti içinde de degilim. Tek bir seyi çok iyi bilmenizi istiyorum; yasadigim sürece adaletten uzaklasmayacagim gibi, üzerime su veya bu sekilde gelen her grup ve kisi ile de, adalet ilkeleri içinde, savasmaya devam edecegim. Haksizlik karsisinda asla ve asla susmayacagim, bütün yalan ve iftiralara ragmen.
Sizi tekrar adil ve hakbilir olmaya davet ederken, beni tanima ve konusma imkâni bulmadan, hakkimdaki karalamalara son vermenizi istiyorum. Görüsmek ve genis genis konusmak dilegiyle, çalismalarinizda basarilar diliyorum. Selamlar.”
Terörün sagcisi, solcusu, devlet yaninda bulunani, korunani, korunmayani olmaz. Terör insanlik suçudur. Ben 1984 adet faili meçhul cinayetin takibindeyim. Bir iki olayin degil. Haluk Kirci’nin vahsetini, dehsetini anlatmaya, benim bir sey yazmama veya söylememe ne gerek var. Onun ifadelerini eline alan herkes bunu görür.
Ben insanlik suçu saydigim terör ile kavgamda, katledilenleri ülkücü olup olmadiklarina veya solcu olup olmadiklarina; sucu bucu olmalarina göre siniflandirarak arastirma yapmam. Benim için insan yasamindan daha kutsal bir sey yoktur. Yasam hakkini hiçe sayan bir anlayisi kabul etmem mümkün degildir. Hiç kimse kendisini yargiç, savci, adalet yerine koyamaz. Katillere acimak gibi bir yanlisa da düsemem. “Zalime aciyan, zulmünü onaylar.”
Terör atesiyle oynayanlari o ates mutlaka yakar.