03 Ocak 2002
Çocukların üzerine kar yağıyor, yürekler buz… Hohlamayın ısınmaz parmak uçlarınız. Yüreği buz tutanın nefesi sıcak olur mu? Çocuklarını sevmeyen toplum, sıcağı bilir mi?
Milyonlarca göz, görmüyor. Bir sokak çocuğu, yatıyor karların altında. Yüreği dışında donmuş, kaskatı… Soğuktan mı, kahırdan mı belli değil. Kar mı daha beyaz, o çocuğun yüzü mü; seçilemiyor. Sokaklarda çocuklarının üzerine kar yağıyor… Belki sizin, belki benim çocuğum, fark eder mi?
Bir kız çocuğu dokuz yaşında. Daha dün Bursa’da, bulunuyor otel odasında, tecavüze uğramış, korkudan donmuş. Dışarıda kar beyaz, bembeyaz. Ilık ılık yağıyor mu, gökler buz kesmiş ağlıyor mu belli değil.
Kapatmayın kapılarınızı. Açın gözlerinizi. Yüreklerinizin mühürlerini. Bu kadar mı insan değiliz? Ya da bunca çocuk istismarı altında ne kadar insanız ki?
Susmayın
Susmayın, susarsanız sıra size de gelir. Korkmayın, utanmayın. Utancı taşıması gerekenler yerine sırtlanmayın günahları ey kıyılan çocukların ana – babaları… Konuşun.
Sokakların çocuklarına sahip çıkın. Sahip çıkanları dinleyin. Sokakların çocuklarına sahip çıkan Yusuf Kulca diyor ki: “Sokaklarda ne kadar sokak çocuğu varsa, o kadar ruhu yaralı yürek var. Sokakta olup da tecavüze uğramayan çocuk yok.”
“Sokakta olup da tecavüze uğramayan çocuk yok…”
Bu sözcükleri duyunca bilen kişiden, kımıldamıyorsa yürekleriniz, taşmıyorsa insan olmanın öfkesi… Gerisini atın gitsin… Maskeden başka ne ola ki sureti insan siluetlerimiz…
Valiler ne duruyor?
Bu ülkenin valileri ne diye durmaktalar bunca olay karşısında öylece? Ya onca bürokrat? Kim bakar sokak çocuklarına? Onların rehabilitasyonuna? Her işe para bulanlar bir makam odası fiyatına, bir makam aracı ederine, bir bina yenilemesine çocukları kurtarmaya ne derler?
Ya çocuklarımıza karşı işlenen suçlar?.. Polisin sırtına atıp kurtulmak yanlısı olanlar, artık yetmiyor bilmem farkında mılar? Çocuklar dehşetin çocukları. Dehşet saçmaya başlayınca mı aymazlar ayacaklar? Nasıl dövülen anneler dövüyorsa çocukları; tecavüze uğrayan çocuklar da ağlatacaklar başka çocukları. Hastalıkla mücadele etmezse bu ülke, yenilip gidecek gelecek çocukların hasta ellerinde.
Masum değiliz hiçbirimiz
Sokak çocukları sahipsiz, çocuklar kimsesiz, korumasız, güvencesiz. Bu çocuklara sahip çıkmak için ne bekler illerimizin koca koca yöneticileri. Ankara’dan talimat mı? Ankara Ankara duy çığlıklarını tecavüze, tacize, dayağa, tinere, uyuşturucuya, cinayete bulaşan çocuklarımızın. Onları sadece tecavüze, tinere, uyuşturucuya bağımlı olduklarında mı hatırlayacağız? Ya da katil veya gaspçı olduklarında mı?
Unutup büyük ayaklarımızı ve kocaman kocaman başlarımızı, dönsek çocukluğumuza ve yaşadığımız o günlerin sıcaklığına… Isınır mı nasırdan buz tutmuş yüreklerimiz.
Vali beyler sahip çıkarlar mı çocuklara? Ya bizler onların yok oluşunu sessiz kalarak destekleyenler. Bizler daha mı az suçluyuz, o çocukları istismar edenlerden. Dehşetin gengesi değişiyor, dehşetin kendisi geliyor. Çocuklar dehşetin çocukları. Ya sahip çıkacağız, ya teslim olacağız.