30 Ağustos 2003
Türkiye’nin eylül ayı gündemi inanılmaz dolu. Bir yanda Yargıtay’ın DEHAP davasıyla ilgili 11 Eylül günü vereceği karar var. Bu karar siyaseti dalgalandıracak. Bu karar, seçimlerde yapılan sahteciliğin onanması şeklinde olursa ardından Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimlerin iptali veya oyların yeniden tasnifiyle ilgili vereceği karar var. Ayrıca Türkiye eylül ayında artık Amerika’ya Irak’a asker gönderip göndermeyeceği konusunda net bir şey söyleyecek. Çünkü Amerika’nın verdiği süre doluyor. Ve Irak’ta kan durmuyor, artıyor.
DEHAP kararı
Şimdi olayları tek tek ele alacak olursak DEHAP davasıyla ilgili gelişmelerden başlayalım. Türk siyaseti için ilginç bir tarih olacak 11 Eylül 2003. Bu tarihte Yargıtay DEHAP’ın seçimlere hile karıştırıp karıştırmadığına ilişkin kararını açıklayacak. Bu karar sonucu DEHAP yöneticilerinin sahtecilikten aldıkları ceza onanacak veya bozulacak. Ama okuduğum dosya, bana cezanın onanacağı izlenimini veriyor. Aksi de olabilir tabii. Onanması durumunda DYP daha önce Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı başvuruyu tekrarlayacak. Siirt seçimleri sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak verilen kararı da örnek gösterecek. Seçimlerin iptali veya alınan oyların diğer partiler arasında dağıtılmasını isteyecek. Oylar dağıtılırsa parlamento aritmetiğinde değişiklikler olacak. CHP ile AKP milletvekillerinin bazılarının mazbatası elinden alınacak ve barajı aşamayan DYP parlamentoya girecek.
Sonuç
Yüksek Seçim Kurulu bu konuda daha önceki başvurulara verdiği yanıtta olduğu gibi, ortaya çıkan deliller sonucu etkilemez, de diyebilir. Unutmayalım ki bu kararı verecek kişiler de yargıçtır ve de Yargıtay’da görevli olanları da bulunmaktadır. Hukuk, seçim sonuçlarının DEHAP’ın hilesinden etkilenip etkilenmediğini aynı doğrultuda mı yoksa bir öyle bir böyle mi değerlendirecek, Yargıtay ile Yüksek Seçim Kurulu bu konuda ne yapacak, bekleyip görmekten başka çare yok.
Irak
Türkiye ile Amerika arasında yaşanan gelişmeler, Irak’a Türk askeri istenmesiyle yeni bir boyuta ulaştı. Başbakan Erdoğan, Amerikan tarafının hala Türk askerini nereye konuşlandırmak istediği konusunda bile netleşemediğini söylüyor. Aslında talep ve istenen sorulara Amerikan tarafının verdiği yanıttan sonra Amerika’nın, Türk yetkilerle masaya oturup olayı değerlendirmesi gerekiyordu. Ama bu yapılmadı. Dışişleri’nde bu ciddi bir sıkıntı. Türkiye ile Amerika arasında bu konuda net bir yol izlenmeli. Taraflar birbirlerine karşı açık davranmalı ki önceki gergin ve çatışmalı dönemlere dönülmesin.
Amerika
Türkiye’nin bölgesel tahlillerinin ne kadar doğru olduğu gelişmelerle ortaya çıkıyor aslında. Türk Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün Diyarbakır konuşmasında belirttiği gibi, Irak içindeki bataklık gitgide büyüyor. Şii Lider El Hekim’in öldürülmesi bu olayları bir iç savaşa doğru sürükleyebilir. Amerika girdiği Irak’ta ummadığı bir durumla karşı karşıya. Amerika’ya Türkiye’den başka yardım edecek bir tek dostu ve İslam müttefiki yoktur. Kürtler yaptıklarıyla Türkiye’yi, Araplar’ı kaybettiler. Bundan sonra onlardan hiçbir şey olmaz. Amerika, Türkiye ile görüşmelere, ilişkilerini düzeltmeye hemen başlamalıdır. Amerikan yönetiminin yanlışlarını, Türkiye o yanlışları yapan ABD yöneticilerine rağmen, düzeltebilir. Türkiye’nin bölgesel analizlerini Amerika dinlemeli ve bu bataklıktan nasıl çıkacağının yanıtını bulurken, Türkiye’nin görüşlerini dikkate almalıdır. Yoksa işi çok zordur.