18 Mayıs 2003
AKP içinde giderek tırmanan krizi gözlüyor musunuz? Neredeyse bir ikinci Mehmet Gazioğlu olayı yaşanacak. Ertuğrul Yalçınbayır, eski bir bakan, AKP kuruluşunda büyük katkı sağlayan önemli bir ad ve milletvekili olarak mecliste grup başkan vekili olmak istiyor. Ama karşısında bir blok var. Bu bloğun içinde AKP’nin Recep Tayyip Erdoğan’a kadar uzanan bir yönetici silsilesi buluyor. Yalçınbayır parti içinde alt kimlik ve mikro milliyetçilik özellikleri göstermeyen, kavrayıcı, kucaklayıcı bir ad. Ama onun bu görevde asker olmayacağını bilen yönetim, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan bu seçimde onun kazanmasını istemiyor. Ne yapıyor, tek tek milletvekilleriyle konuşuyor. Seçilmesin diye.
* * *
Şimdi bu demokrasi anlayışına sığar mı? Elbette sığar. Lider de partinin temel taşını oluşturan kişilerden biri olduğuna göre istemediği kişinin seçilmemesi için kulis yapabilir.Turgut Özal, Eyüp Aşık’ın partiden atılmasını istemiş ama ANAP da bunu başaramamıştı. Sonda o da parti içi çekişmeyle, demokrasinin ayrı şeyler olduğunu anladı.
AKP’de aksayan şey Recep Tayyip Erdoğan’ın demokrasi ve disiplin kavramlarının tanımında yatıyor. Recep Tayyip Erdoğan kendi iradesi dışında hareketleri disiplinsizlik olarak görüyor. Bunun için de demokrasi tarifini, disiplinle bağdaştırıyor. Oysa demokrasi, çoğulculuk demek. Yani alternatifiniz ve rakibiniz yoksa sizin içinde bulunduğunuz rejim demokrasi olamaz. Demokrasi azınlıkların yönetime katılabilme olanaklarının bulunduğu sistemin adıdır. Recep Tayyip Erdoğan siyasi sürecini dua etsin ki kendisi gibi demokrasi tarifi yapmayan bir yönetim anlayışı ve zaman içinde tamamladı. Yoksa kendi demokrasi anlayışında kendisi gibi düşünen birisinin bu noktalara ulaşması imkansız olurdu.
* * *
Demokrasi, Erdoğan’ın tanımladığı gibi disiplin demek değildir. Demokrasinin disiplini, kendi içindeki çoğulculuğu korumak üzerine kuruludur. Demokratım deyip çoğulculuğu yok etmek, alternatif ortaya çıkmasına izin vermemek demokrasi olamaz. Disiplinsiz demokrasi olmaz, ama demokrasi disiplinle tanımlanamaz.Yani Ertuğrul Yalçınbayır seçilmezse demokrat AKP, seçilirse anarşist AKP mi olacak? Bu nasıl bir yaklaşım? Lider ve parti bir disiplin içinde liderin istemediğini dışarda bırakacak! Böyle parti demokrasilerinin 3 Kasım’da sandıkta kaldığını hatırlatırım.
* * *
Şimdi bir de Erdoğan’ın dış mihrak tanımlamasına değinmek gerek. Yani AKP iktidarını zorlayan dış mihraklar var. Bunu Recep Tayyip Erdoğan kendisi dile getiriyor. Kim bunlar? İngilizler ile Amerikalılar. Şaşırmayın bu iki devlet Erdoğan’ın liderliği ve AKP iktidarının üzerine geliyor.
Türkiye üzerine yayınlanan raporlar, yaklaşımlar gösteriyor ki bu iki ülke AKP iktidarının Türkiye’yi çektiği güzergahtan rahatsız.
Oysa bu iki ülke Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin seçimlerden kazançlı çıkması için ellerinden geleni yapmışlardı. Seçimlerde dış destek konusunda bugüne kadar hiç kimseye yapılmayanlar Erdoğan’a yapıldı.
Hiçbir yetkisi yokken bu iki ülke Erdoğan’a ‘Başbakan’ muamelesi yaptılar. Şimdi süreçler ters işlemeye başladı. Çünkü AKP’ye destek karşısında istediklerini alamadılar. Dün demokratik destek diye tanımlanan dış merkezler, bugün dış mihrak oldular.
Türkiye ilginç günlere gebe. AKP’lilere Ömer Seyfettin’in ‘Diyet’ öyküsünü okumalarını tavsiye ederim.