10 Nisan 2002
Türkiye’de deprem konusunda yaşanan kavgaya bakınca, aklımızı başımıza almak için daha çok felaketler geçirmemiz gerektiğini anlıyorum. Depremin rantı büyük oluyor ya, gürültü ondan kopuyor. Şimdi 750 milyon dolarlık bir deprem parası gelecek. Bu paranın kontrolünü elinde tutmak isteyen ama ortalığa çıkamayan güçler, perde önünde saf duygularla birbirlerine saldırmakta olan bilim adamlarının arkasından işi bitiriyorlar.
Bunda siyasetçinin ve siyaset kurumlarının hiçbir hatası yok. Onlar olabildiğince deprem konusunda bilim adamlarını dinlemeye gayret gösteriyor, ama nafile. Çünkü her bilim adamı ayrı şey söylüyor. Bilim de kokmuş diğer kurumlar gibi. Kafalar karışık. Birilerinin cüzdanının dolması, depremin yaratacağı vicdan azabını bastırıyor. Bilimsellik sonra geliyor.
Yeni yasa
Şimdi öncelikle yeni yasa tasarısından başlayalım. Yeni tasarı yeni kurumlar kuruyor. Hem de Türkiye’de bolca olan kurumlardan birine, bir yenisini ekliyor. Aslında yapılması gereken bu bolca bulunan ve dağınıklığı inşaat ve yer bilimleri tüccarlarının cebine yarayan kurumların ürünlerini bir araya toplayacak bir düzenleme gerçekleştirmek.
Arşivleme ve bilgi yönetimi noktasında eksik var. Koordinasyonu sağlayacak yeni bir kuruma ihtiyaç var. Hatta mevcut kurumlar görevlendirildiğinde yeni kuruma bile ihtiyaç duymadan yürüyecek işler var.
Başbakanlığa bağlı bir acil işler birimi zaten var. Buraya görev verilse bu birim işi toplar, koordinasyonu yapar. Afet işleri bunu yapar.
Bence ve danıştığım uzmanlara göre de bu işlerde TÜBİTAK’ı kullanmak daha doğru olur. TÜBİTAK da Başbakanlığa bağlı ve bilimselliği, koordinasyon noktasındaki başarısı ortada. Bunu başaran bilim adamları ve sorumlu siyasi kadro, bundan sonraki gelişimi neden organize edemesin?
TÜBİTAK çok başarılı
Jeolojik araştırma için, deprem merkezi için yeni kuruma gerek yok. Boş yere israf ve zaman kaybı olacak. Bakın TÜBİTAK deniz araştırmaları için milyarlarca dolarlık gemileri, aletleri Marmara’ya yığdı. Olası depremin fotoğrafı çıkartıldı. Milyarlarca dolarlık bir iş yapıldı. Sordum; Türkiye sadece 42 bin 500 dolar harcama yapmış. Yürüyen modeli görmezlikten gelmeye gerek yok. Yasa yaparken deprem konusunda hem zamanı, hem de birikimi iyi değerlendirmek gerek. Yasa tasarısında oluşturulmaya çalışılan kurumdan Türkiye’de 40 tane var. Jeolojik araştırma için kuruma gerek yok, Türkiye’de karmaşayı önleyecek, koordinasyonu sağlayacak görevlendirmelere ihtiyaç var.
Işıkara eleştirisi
Şimdi Ahmet Mete Işıkara hoca bağırıyor, bir kısım söylediklerinde çok haklı. Ama haksız olduğu noktalar da var. Hoca deprem konusunda hep tek adam olma gayretinde bulundu. Bunun sonucu, bugün karşısına çıkan tablo. Işıkara hoca üstelik Başbakan başdanışmanı. Bunca işi arasında elbette koordinasyon tarafı sınıfta kaldı. Hoca gibi topluma bilgi aktaracak, deprem konusunda yönlendirme yapacak kişilere ihtiyaç var. İyi de geri kalan işleri kim yapacak? Koordinasyon ne olacak?
Ankara’da kurulan Deprem Konseyi biraz da Işıkara istemediği, ve kurula üye olarak alınmadığı için çalışamaz durumda değil mi?
Şirketlerin bilim adamları
Deprem kavga ve kargaşasını paraya çevirmek için üniversitelerde ve ilgili bilim birimlerinin bir kısmında ekipler oluşmuş durumda. Bunlar dışarıya iş yapıyorlar. Veya dışarıda kendi şirketleri var, bunlara iş yaratmaya çabalıyorlar. Bu ekiplerin içinde çok saygın bilim adamları var. Ama bunlar o şirketlerin piyonu durumuna düşüyor. Keşke bunu bir üniversite – iş dünyası işbirliğine dönüştürebilseler. Ama öyle değil.
Aykut Barka dostumuz da vefatından önce bu dışarıda iş yapma nedeniyle düştüğü açmaz yüzünden ağlamak zorunda kalmış. Bilim adamlarının namusu, şirketlerin para hırslarına teslim edilmemeli. Deprem Türkiye için bir gerçek ise bunun rantı için çabalayan bilim adamlarını teşhir etmeli ve devlet gerekli cezaları vermeli.
Şimdi üniversiteler içindeki deprem altyapısı analizlerinden rant için bekleyen çetelerle mücadele etmek gerekecek. Bunlar bilimsel kimlikleri olan deprem rantı çeteleri. Kimisi boğazdan tüp geçişin peşinde, kimisi boru hatlarının. Kaybeden basıyor feryat figanı. Almak için neler yapıldığı ortada. Ama halkla böyle oynanmasına, devletin bu konudaki bilmezliğinden yararlanıp rant peşinde koşanlara dur demek gerek