07 Aralık 2001
Ankara’da günün olayı Kemal Derviş ile DPT Müsteşarı arasındaki tartışma idi dün. Bu tartışma öyle kolayca kapanacak, üstü örtülecek, günü geldiğinde daha sert karşılıklar verilmeyecek bir olay değil. Bu tartışma aslında aysbergin görünen kısmı.
Çünkü Kemal Derviş ömür adam… Bir dediği diğerini tutmuyor. Son örnek Türkiye’nin kısa ve orta vade planlanmış ekonomik programıyla ilgili olarak yurtdışında yaptığı açıklama.
Kemal Derviş’e göre Türkiye’nin böyle bir planlaması söz konusu değil. Bu nedenle yabancılara sunulan bu anlamdaki önlemler ve yapılacaklar programı da, Derviş’e göre hatalı, eksik, uygulamadan uzak.
İmzaladı – eleştirdi
İyi de o program Türkiye’de yapılırken, tekrar tekrar okunup, uygunluk verilirken Kemal Derviş neredeymiş?
Bu sorunun yanıtı aynı zamanda Kemal Derviş’in fikri ile zikri arasındaki farklılıkları da ortaya koyan bir gerçek. Derviş yurtdışında eleştirdiği programı yapan, onaylayan, uygundur diye imza koyan ekibin içinde. Bu programı onaylayan, uygundur diyen ve yabancılara sunan Yüksek Planlama Kurulu. Derviş de bu kurulun üyesi. Hani insan üye olur ama o yazılanlara katılmaz, muhalefet eder, yazılan rapora imza koymaz. Öyle de değil. Dün Ankara’da Kemal Derviş’in imzaladığı raporun orijinalini ve “üye” sıfatıyla Devlet Bakanı Kemal Derviş’in onay yazısını gördüm. Şaşırdım. Böyle şey nerede görülmüş? Hani derler ya “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”.
DPT’nin çıkışı
DPT Müsteşarı Akın İzmirlioğlu Kemal Derviş’e yanıt vermekte gecikmedi tabii. Bu yanıtın verilmesine bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin onay verdiğini sanıyorum. Çünkü aksi takdirde bir müsteşarın, bir bakanı bu netlikte eleştirmesi mümkün müdür?
Bu noktada Derviş’in ekonomi yönetiminde çok başlılık olduğu suçlaması da, hemen yanıt buluyor İzmirlioğlu’nun ağzından. Böyle bir şey yok, açıklamasını daha önce Devlet Bahçeli de yapmamış mıydı? Aslında İzmirlioğlu’nun açıklamalarını MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin bakış açısı olarak değerlendirmek gerek. Ama MHP kanadı ve Bahçeli, ekonomik ve siyasal dengelerin bu kadar hassas olduğu bir ortamda spekülasyonlara neden olmamak için susuyorlar. Yoksa Derviş’in tutumları konusunda tepki verecekleri epey birikmişleri var.
Yabancılar yerine eleştiri
Peki Kemal Derviş neden böyle yapıyor? Derviş değerlendirmelerini Türkiye’de değil de, hep yabancılarla yaptığı görüşme masalarında otururken veya kalkınca yapıyor. Kendisinin onay imzası bulunmasına karşın yerden yere vurduğu Yüksek Planlama Kurulu raporu hakkında yabancı görüşmeciler daha tek söz söylemeden eleştirilerini dile getirmiş. Böylesi olmaz demeyin, olmuş. Hazine ve diğer yetkililerin görüşme tutanaklarını getirtip bakmış bazı devlet adamları ve okudukları karşısında şaşkına dönmüşler.
Şimdi Kemal Derviş’in ne diyeceğini merak ediyor Ankara bürokrasisi. Siyasiler emin, “Bundan önce söylediğini tekrarlayacak. Basın yanlış anlamış, uydurmuş diyecek. Ama tutanaklar var” diyorlar.
Ankara’da Kemal Derviş’in hükümete ve hükümette sorumlu bulunduklarına karşı geliştirdiği üslup, iş yapma biçimi, temsil ettiği kurumlarla ilgili yaptığı eleştiriler rahatsızlık konusu. Bazı dengeler gözetildiği için kendisine karşı tutum seslendirilmiyor. Ama bu dengeler yerine oturduğunda Kemal Derviş bu hükümet açısından zincirin en zayıf halkası olur.