05 Aralık 2003
Türkiye neleri ne gürültülerle tartışıyor! Etrafımızda gerçek ve bizi ilgilendiren ne varsa bırakıp, boş gürültülere takılıp zamanımızı yitiriyoruz.
Allahım aklımızı koru.

MGK atamaları gizli mi olacakmış, açık mı? Psikolojik savaş olur muymuş, olmaz mıymış? Olursa ayıp olmaz mıymış? MGK olur muymuş, olmaz mıymış?
Bunları Amerika’da yaşanıyormuş gibi düşünün. Amerikan güvenlik konseyi lağvedilsin! Amerikan güvenlik konseyine yapılan atamalar açıklansın. Amerikan devleti psikolojik harekat faaliyetlerini durdursun, bu faaliyetler yapılmasın! Bu kapsamda Hollywod’un işine son verilsin!
Trajik tartışmalar
Komik değil mi?
Ama bizde olunca bu tartışmalar, komik olmuyor. Trajik oluyor.
Türkiye tam 80 yıllık bir Cumhuriyet. Bin yıllık da birikimli bir devlet. Bu ülkede hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokrasi konusunda kimsenin, hele hele Cumhuriyet rejiminin kurumlarının bir aykırı düşüncesi olabilir mi? Olamaz. Olursa o kurum veya kişiler Türkiye’nin değil çetenin kurumu veya elemanı olur.
Şimdi herkes aklına geleni söylemekle meşgul olduğu ve ağzına geleni söyleme özgürlüğü bulunduğu için, Türkiye etrafında olup bitenleri, başına gelecek olanları konuşmak yerine bu tür tartışmalarla geviş getiriyor. Bu tartışmaların arasına türbanı ve diğer din motifli tartışmaları da katın.
Terörde bile aynı tutum
Terör olayları karşısında da aynı tutum var. Efendim bu örgüt Türkiye’de ilk kez örgütleniyormuş? Onlar imamları imam saymıyormuş. İmamın arkasına geçip namaz kılmıyormuş.Türkiye’yi ‘Darülharb’ sayıyormuş… Daha niceleri…
Bana birisi çıkıp da söyleyebilir mi Hizbullah, İslami Hareket, Kaplancılar, Müslüman Kardeşler dahil olmak üzere İslamcı diye kendini tanımlayan köktendinci örgütlerin hangisi böyle değil? Hangisi aynı örgütlenme yapısında değil?
Bunları ilk kez görüyormuş gibi yapmakla elimize ne geçiyor, anlamam mümkün değil. Eskiden beri bunlar vardı. Varoldular çünkü biz bu karanlıkları eğitip, onlara aydınlığı, İslam’ın güzelliklerini anlatamadık. Kuran kurslarına dikkat deyince bağırmaya başlanıyor. +*bNeden?
Bu adamların ilk eğitim aldıkları yer Kuran kursları. Camilere dikkat deyince, bağırıyorlar. Niye? Camilerini ayırdılar. Olmadı camilerin mütedeyyin cemaatlerini kopardılar. Sonra o kurtarılmış camilere imamlarını atadılar. Herkes kendi camisini kurdu. Diyanet seyretti. Buna dikkat etmeyip de neye dikkat edeceksiniz?
Kavgasız günlere
Türkiye’de kimsenin İslam’la bir kavgası olamaz. Bu ülkenin insanları İslam. Kendisiyle kavga eder mi bir ülke? Ediyoruz işte. Çünkü İslam’ı üzerlerine bomba bağlayan kafalardan koparıp alabilmek için ne yazık ki kavga etmek gerekiyor. Eğitimle, hizmetle, yoksullukla mücadele ederek bunlara karşı durmak gerekiyor. Yoksa köktendinciler inancımıza bile zarar veriyor.
Türkiye iki şeyle kavga ediyor. Birincisi devleti, ikincisi dini. Bunlarla kavgaları artık bırakmalıyız. Bizim bir devlet geleneğimiz ve dinimizi özgürce, vicdanımızın gerektirdiği gibi yaşayabildiğimiz kültürümüz var. Bunlar yokmuş gibi davranarak kimse bir şey elde edemez.
Türkiye’nin hukuk ve demokratik haklar konusunda reformlara ihtiyacı var. Özgürlüklerin sınırlarını ve içeriklerini büyütecek, kaliteli kılacak çabaların sonlanması zaten mümkün değil. Bu konuda yapılması gerekenleri mutlaka yapmalıyız. Dinimizi, İslamiyet inancımızı korumak ve yaymak için de laiklik ilkesini sonuna kadar savunmalıyız.
Laiklik ilkesi olmasaydı bugün kökten dinci terör hareketlerinin karşısında Türkiye, ne dünyada bir model olabilirdi ne de o bataklığın dışında durabilirdi. Türkiye MGK’sıyla, psikolojik harekatlarıyla devletini destekleyecek. İnşallah İngilizler, Almanlar, Fransızlar, Ruslar ve Amerikalılar kadar iyi yapmayı başaracak ilerde. Ve Türkiye tıpkı bu ülkelerde olduğu gibi diniyle barışık olacak. Her cehaletin gürültüsüne takılıp bu ağızlardan çıkan boş lafları tartışmayı bırakacak. Türkiye, umudum o ki; en kısa zamanda devleti ve diniyle boş ve kısır tartışmalardan kurtulup, önüne bakmayı, geleceğini kurgulamayı başaracak.