31 Temmuz 2001
ALBAYRAK raporundan çarpıcı bölümler: Yaşlı otobüslerle haksız kazanç sağladılar. İstanbul’da bütün yollar Albayrak’a çıkar. Belediye mal ve hizmet alımlarında tekel yaratıldı. İhalelere başka firmaların katılılımı engellendi
Albayrak şirketi bir tekeldir.” Bu söz bana ait değil. Bu söz Albayrak şirketini inceleyen müfettişlere ait. Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı olunca bütün ihale şartnameleri Albayrak şirketinin kazanması için düzenlendi. İstanbul’da Fazilet Partisi’nin kontrolündeki hangi belediyede olursa olsun, kim Albayrak’a karşı çıkarsa işinden oldu. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan, Albayrak ve birkaç şirket dışında İstanbul’da belediyeden iş alınmasına izin vermedi. Ve Albayrak bir tekel oldu. Müfettişlere göre: “Devletin bütün olanakları Albayrak şirketi için seferber edildi.”
DGM savcılığının soruşturmasına kaynak teşkil eden rapora göre İstanbul’da bütün yollar Albayrak şirketine ve Recep Tayyip Erdoğan’a çıkıyor.
Raporda şöyle ifade ediliyor:
“Albayrak şirketlerinin sahipleri ile Recep Tayyip Erdoğan arasında, belediye başkanı seçilmeden önce başlayan siyasi birlikteliğe yönelik ilişkilerinin, Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı seçilmesini takiben siyasi, sosyal ve ekonomik geleceği garantiye alma amacı doğrultusunda bir birliktelik halini aldığı, bu birlikteliğin zamanla, Büyük Şehir Belediyesi birimlerinde ve belediye şirketlerindeki yetkilileri içine alan bir organizasyona dönüştürüldüğü, bilahare İstanbul’un özellikle kapatılan Fazilet Partili ilçe belediye yetkilileri ve civar illerin, yine kapatılan Fazilet Partili belediye yetkililerini de içine alan devasa bir teşekkül, bir organizasyon haline geldiği…
Yapılan suiistimallerin söz konusu organizasyonun bilinçli ve kararlı bir şekilde gerçekleştirdiği eylemler bütünü olduğu, oluşturulan bu devasa organizasyon ile bir yandan siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan bir amaca yönelik olarak faaliyetler sürdürüldüğü, bir yandan da bu faaliyetleri sürdürürken gerekli olan maddi kaynakları, usulsüz ve fesat karıştırılmış işlemlerle aldıkları kamu ihalelerinden sağladığı, kendilerinin ve yandaşlarının ekonomik yönden de güçlü bir konuma getirildiği…
Örneğin servis taşımacılığı adı altında yapılan ihalelere ilişkin şartnamelere “en az 6000 personel taşımacılığı yapmış olduğunun belgelendirilmesi” ve “kiralanan araç sahiplerinden noter tasdikli taahhütname alınması” gibi 2886 sayılı kanunun 2. maddesine aykırı bir şekilde rekabeti ortadan kaldıran hükümlerle, diğer firmaların katılımının engellendiği…
Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi birimleri ve şirketleri olmak üzere İstanbul’un özellikle kapatılan Fazilet Partisi belediyelerinde Albayrak şirketinin kalkınması ve güçlenmesi yolunda devlet bütçesinden belediye bütçesine, oradan da belediye iktisadi teşekküllerine aktarılan kaynakların seferber edildiği…
Haksız kazançlar
Bu uygulamalarla Albayrak şirketler grubunun belediye mal ve hizmet alımlarında tekelleşmesinin sağlandığı… Albayrak şirketinin de, 28. Noter aracılığı ile düzenlediği sahte belgeleri sunarak almış olduğu bu ihalelere esas olan hizmetleri, şartnameye uygun olmayan yaşlı otobüsler ile sağladığı, bu yolla olağanüstü haksız kazanç sağladığı…”
Albayrak adı bugünkü siyasi organizasyonun, yani kendilerine yenilikçi adını koyan kesimin finansmanı için büyütülmüş. Bu apaçık ortada. Yani önce belediye başkanı, sonra kamu zengini, sonra iktidar sahibi olacaksınız. Hortumcularla mücadele nutuklarını da kimselere bırakmayacaksınız. Sevsinler sizin temiz toplum mücadelenizi.
Albayrak saltanatını açıklamaya sadece kayırılmış olmak sözcükleri yetmiyor. Bu saltanatı eleştirmek ya da usulsüz bir işlemine karşı çıkmak imkansız. Hangi belediyede hangi makamda olursa olsun derhal görevden alınıyor. Nasıl mı? “Kağıthane Belediyesi tarafından gerçekleştirilen çöp toplama ihalesinin encümen üyeleri tarafından imzalanmaması dolayısıyla Sağlık Müdürü Necmettin Çağlar ve Hukuk İşleri Müdürü Ali Kazcı’nın görevden alınması gibi…”
Kim karşı çıkarsa kovuluyor… Dövülüyor… Susturuluyor.
VERGİ LEVHALARI yalanların göstergesi
Albayrak kardeşler. Türkiye onları konuşuyor. Ama onlar kim, yakın çevrelerinden başka kimse bilmiyor.İşte size Albayrak ailesinin öyküsü. Albayrak kardeşler şirket yapıları bakımından Baba Ahmet ve oğullarından oluşuyor. Oğullar Ahmet (Baba kendi adını oğluna verdi), Nuri, Bayram, Mustafa, Muzaffer ve Kazım. Karadenizli bir aile. Laz müteahhit diye nitelenenlerden. 1983 yılına kadar öyle yap sattan zengin oldukları falan yok. Şimdi çok zengindik biz eskiden beri diye ifadeler veriyorlar ya, yalan. Vergi levhaları bu yalanlarının en önemli göstergeleri. Üstlerindeki elbiseler dökülüyor. 1983 yılından 1988’e kadar evde bir tek Renault 12 GTS araba var ve sabah erken kalkan o arabaya binip gidiyor. Emlakçiler iyi tanıyor kendilerini. Bu durum 1988’de girdikleri ihalelerde kılık kıyafetleri nedeniyle ihalelere kendi yerlerine başkalarını sokmalarına kadar uzanıyor.
Karagül İşhanı’nda bir büroları var. İslami çevrelerle olan bağlantıları Ülker Bisküvi Fabrikası’nın servis işini sağlıyor onlara. Ailenin en uyanığı olarak Mustafa Albayrak gösteriliyor.
1988 yılında Belediye Başkanı Nurettin Sözen’den belediyenin servis işini ihale ile alıyorlar. Belediyeye ilk girişleri bu oluyor. 1990’dan sonra Topkapı’daki binalarına taşınıyorlar. Bu binanın kondurulduğu arazinin Refah Partisi’nin ileri gelenleri olduğu, onlarla yapılan bir anlaşma gereği, binayı bitirdikten sonra az bir miktar kira ile burada oturdukları söyleniyor.
Hemşerilik ilişkiyi büyütüyor
Bu binaya taşındıktan sonra, Recep Tayyip Erdoğan her gün buraya uğramaya başlıyor. Hemşerilik bağları ilişkiyi büyütüyor da büyütüyor.
Daha sonra Albayrak kardeşler Bosna Hersek ile ilgili olarak gece düzenliyorlar. Ama gecede toplanan paraların ne olduğu meçhul. 1990’lı yıllarda Albayrak kardeşlerin kooperatif kurduğu biliniyor. Hatta Bosna paralarının meşhur mutemedi Süleyman Mercümek’in bile bu kooperatifte üyeliği var. Kazandıkları paralarla Küçükköy’de Albayrak sitesi olarak kurdukları yere, bir de benzin istasyonu açıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla birlikte 1994, bütün ihaleler onlara akıyor. Özellikle araç ve servis ihalelerinde araçların ruhsatları ile ilgili olarak İstanbul 28. Noteri’ni kullanmışlar.
Recep Tayyip Erdoğan bir kere yürü demiş ya Albayrak kardeşlere, kimse dokunabilir mi onlara? Şimdi 1990’dan 2000’e bir milyar dolar liraya yakın bir servetin sahibi olarak sahipsiz kent İstanbul’a hükmediyorlar.