29 Nisan 2002
Türkiye enerji konusunda dünyanın en fukara ülkelerinden biriydi. Mavi akım yoluyla Rusya’dan kısa bir süre sonra gelecek olan ve İran’dan gelen doğalgaz sayesinde kıtlıktan kurtulacağız.
Şimdi herkesi bir dert almış ki sormayın. Doğalgaz bolluğu olacakmış, bunca doğalgaz ne yapılacakmış! Türkiye bu denli küçük kafaların, bu denli küçük soruların ülkesi nasıl oluyor anlamakta zorlanıyorum. Doğalgazı depolarsınız. Sadece Türkiye’de değil, istediğiniz güzergah ülkelerinde, yani boru hattının geçtiği ülkelerde depolarsınız. Sonra ihtiyaç duydukça alır kullanırsınız.
Olmadı bu bolluğu daha bir bereketli hale getirecek teşvik olarak verin sanayiciye. Doğalgazı üretim ve istihdam artırıcı teşvik primi haline getirin. Verin ucuza, hatta bedavaya, sonra üretim ve istihdam şartı koyun. Bakalım sanayici ne yapacak? Ben üretimde patlama, istihdamda olağanüstü artış olacağına inanıyorum. Botaş yetkililerinin bu yönde çalışmaları da var sanıyorum.
Bana sorarsanız doğalgaz bolluğu olacaksa, Türkiye bayram etsin. Bir yandan bunu Yunanistan ve Bulgaristan üzerinden Avrupa ve Balkan ülkelerine satar, bir yandan içeride kullanır. Türkmenbaşı ve Türkmen gazı konusunda hatalı şeyler söyleyenler de artık gerçekleri karartmamalı. Batık Enron’un kulis etkisinde olanlar, doğalgaz için ahkam kesip, yalan yanlış saçmalıklarla kafa bulandırmaya çalışıyorlar. Türkiye enerjide belki de bu krizden kurtulacağı bir fazlalık yararı ile karşı karşıya. Bunu iyi kullanmalı. Botaş yetkililerini dikkatli dinlemekte, özellikle de Daire Başkanı Dr. Cenk Pala’nın yazılarını okumakta yarar var. Türkiye birkaç iyi adam sayesinde enerjide güzel şeyler yapıyor.
Yahudi diasporası Cenin’i kınadı mı?
Üzerindeki kan lekelerinde bir fazla, bir eksik fark etmiyor Şaron için. O intikamını almaya çabalıyor, her cellat gibi. Ama Filistin’de, Cenin’de yaşanan katliamlarla ilgili olarak bakıyorum da insan hakları savunucusu olan Amerikalı Yahudi derneklerinden, ya da Yahudi diasporasından çıt çıkmıyor. Neden kınamıyorlar Cenin’de yapılan katliamı? Masum insanların katline suskun kalarak onay mı veriyorlar?
İyi de bu olaylara karşı olmak onların bugün var olmalarının nedeni. Bu tür katliamlar karşısında insanlığın onlara sahip çıkması sonucu bugün yaşıyorlar, güçlüler ve bir devletleri var.
Zalime acıyan zulmünü onaylar. Şaron yönetiminin yaptıklarını, Cenin’de yaşananları görmezden gelerek, oraların elini yüzünü toplayıp işlenen cinayetlerin izini silerek, yaşananları değiştirebilirler mi?
Naziler Yahudilere zulüm etmedi, diye araştırmalar yayımlayan, kitaplar bastıran insanlar var. Onlara karşı her Yahudi ayaklanıyor. Ben de Yahudiler gibi düşünüyorum. Tarihin tanıklığını değiştirmek mümkün mü? Unutkanlıkların arkasına saklanmak, gerçekleri değiştirmeye yetmez. Zaman katillerin katilliklerinden hiçbir şey eksiltmez. Dün Naziler için yetmedi, bugün Şaron yönetimi ve onun yaptıklarını sessizlik içinde onaylayan Yahudiler için de yetmez. Cenin’de ve Filistin’de yaşananları, silah pazarı ve güç dengeleri için körükleyen Amerika da tarih önünde sorumlu olacaktır. Her yazımızdan sonra yüzlerce mektupla seslenen Yahudi lobicileri Cenin için de bir şeyler yapmalı. Tepki göstermeli. Yoksa meşruiyetlerini yitirirler.