05 nisan 2001
Dolar ateşine fren lazım. Ama en önce yangını algılayıp, anlayacak ve söndürme aciliyetine sahip, iktidarı koordine edecek başbakan lazım. Sokak sorunun kaynağı olarak Başbakan’ı gördüğünü dün yazar kasasını Başbakanlık merdivenlerine atarak gösterdi.
Kemal Derviş, sorunları ve Türkiye’yi kağıt üzerinde biliyor. O çare olana kadar, ateş bacayı sarar. Dolar durdurulamazsa, sistem durur, demiştim ya, çok az kaldı. Türkiye’nin bankaları ve sistemin sigortaları çok zor durumda. Dolar 1.5 milyon olmamalı.
İnanın bugünkü kabinenin yerine üç beş işadamı, esnaf ve sendikacı koyup; bitirin krizi desek çareyi çoktan bulmuşlardı. Bu nasıl iş ki uçurumdan gidiş görüle görüle olayların önüne geçilemiyor? Türkiye buna layık değil. Hükümet acilen kendi içinde revizyona gitmeli. Hatta acilen birileri gitmeli ve krizi söndürecek radikal önlemler yürürlüğe konmalı. Örneğin dolar hesabı açanlara ek vergi gibi. Almanlar yapıyor. Biz de niye olmasın.
Yolsuzluk komisyoncuları (2)
Dün yazımda yolsuzlukların bürokrat ve siyasetçi ayağının anahtarı olan Raif Zihnali’yi tanıtmıştım. Şimdi kilit kadın Berrin Zihnali’yi ele alalım. Berrin Zihnali? Ya da bir yıl öncesinin Berrin Ünver’i veya Berrin Çakıroğlu’su. Akılları karıştıran bu isimlerin hepsi aynı kişiye ait. Berrin Çakıroğlu İzmir’in yüksek sosyetesinden. Çakıroğlu ailesi ile Maddox’un ortaklarından Nevzat Karagözoğlu arasında yakın ilişki var. Berrin Ünver’in, Raif Zihnali ve Maddox’la iş ilişkisi çok eskilere dayanıyor. Raif Zihnali’de aslen İzmirli. Berrin Çakıroğlu ilk evliliğini yapınca Ünver soyadını almış. Yıllarca İsviçre’de yaşamış. Tancot’un yönetimini de Berrin Ünver üstlenmiş. Murat Demirel’in firmalarına, Raif Zihnali aracılığı ile Bankgesellschaft International Lüksemburg’tan 90 milyon mark kredi bulmuştu. Bu işleme BB Aval firması da aracılık etmiş, hatta Tancot’un hesabına geçen 1 milyon mark komisyon, BB Aval tarafından transfer edilmişti.
Ancak Bankgesellschaft aldatıldığını anlayınca Tancot, Maddox, Raif Zihnali, Egebank ve Murat Demirel’i mahkemeye verdi. Ancak dava dosyasındaki çok önemli bir husus gözden kaçtı. BB Aval’in Tancot’a transfer ettiği 1 milyon mark karşılığında, Tancot firmasının düzenlediği faturalara Berrin Ünver imza koymuştu. Kimse çıkıp da bu Berrin Ünver’in kim olduğunu araştırmamış.
Tancot’un Bankgesellschaft Int. Lüksemburg’la geçen yılbaşında mahkemelik olması üzerine Raif Zihnali apar topar Tancot’un hesaplarını kapattı. Daha sonra da Berrin Ünver ile acilen evlendi. Berrin Ünver’in soyadının o tartihten sonra Berrin Zihnali olmasına rağmen bu soyadını pek kullanmadığı, Ünver soyadını kullanmaya devam ettiği gözleniyor. Bu yolla gözlerden uzak kaldığı bir gerçek. Murat Demirel’in de cezaevine girer girmez evlenmesinin arkasındaki nedenlerin aynıyla Berrin Zihnali içinde geçerli olduğu artık kuşku götürmüyor. Tancot’u tek başına temsile yetkili Berrin Ünver’in Raif Zihnali aleyhine tanıklık yapması evlilik yoluyla engellendi. Abe Raif, yav kuzum gel de çöz şu bulmacayı. Yollarını gözleriz nice zamandır.
Kumarcılar – hortumcular atakta
Şimdilerde duyuyorum ekonomik kriz bizim hortumcuları harekete geçirmiş. Hepsi eski firmalarının önüne bir yeni takısı koyup, malları devletten kaçırıp, işe devam etmenin yollarını arıyorlarmış. Oysa o malları devlete bırakmaları, borçlarına saymaları gerekiyor. Eski tas eski hamam olsun istiyorlar. Artık bunu da becerirlerse, pes vallahi. Gerçi böyle başa böyle işler yakışır.
Ekonomik krizden çıkmak için yeniden kumarhane açalım diye teklif götüren memura sahip hükümet, her şeye göz yumar.
Türkiye’nin canına okuyan, mafyayı, yasa dışılığı, katilliği, uyuşturucu kaçakçılığını ve rüşveti körükleyen kumarhaneleri açsınlar, hatta uyuşturucu ticaretini ve hayali ihracatı da serbest bıraksınlar. Çalanın da çaldığı yanına kar kalsın. Buna da hükümet etmek desinler. Olur mu böyle… olur mu?