Zor hem de çok zor zamanlardan geçiyoruz. Beklenen ‘Tezkere’ artık Meclis’te. Meclis hepimize yansıyacak sonuçlar doğrucak bu tezkereye ‘evet’ veya ‘hayır’ diyecek. Türkiye bu anlamda bir savaş kararına doğru gidiyor.
Sorunun düğümlendiği yer TBMM. Meclis, tarihi bir kararın daha arifesinde.
Bakanlar Kurulu’nun tezkere ile ilgili kararnamesi imzaya açıldı.
Amerika ile varılan hoşnutsuz anlaşma çerçevesinde ‘kerhen’ Meclis’e yollanacak bir tezkere metninden bahsediliyor. Meclis Başkanı Bülent Arınç da bunu gördüğünden ‘Uluslararası meşruiyeti olmayan bir anlaşmaya dayalı tezkereyi yollamayın’ diye açıklama yaptı. Arınç’ın TBMM Başkanlığı’nda sergilediği tutum Kıbrıs olsun, Irak olsun çok olumlu. Ulusal çıkarlar doğrultusunda bakıyor olaylara. Meclis de böyle bakmak zorundadır, bakar da. Buradaki düğüm Amerikan tarafının Meclis’teki genel görüşmeden önce sergileyeceği tutumla çözülecek. Eğer Amerika, Türkiye’nin isteklerini karşılamakta acz içinde olursa çok önemli bir ortağıyla arasını açmış olacaktır.
* * *
Türkiye kurumlarının bütünlüğü içinde hem savaş karşısında, hem de Amerika’nın, Türkiye ile giriştiği satranç oyununda sıkı durdu. Bu kapsamda Ankara, Amerika karşısında dirençli ve dirayetli. 28 Şubat tarihli MGK’ya kadar siyaset top çevirecek, sonra ‘Devlet MGK’da’ kararını verecek.
Amerika ile Türkiye ilişkilerinde gelinen noktanın iyi analiz edilmesi gerekiyor. Günlük kaygılar ve kazanımların ötesine geçmek, 10 yıl
sonra nelerin olabileceğini hesaplayarak olaylara bakmak, ulusal çıkarları gözetmek lazım. Bugün hükümetin ve diğer kurumların olaylar karşısındaki tutumu bu anlamda çok önemli. Türkiye olarak geleceği kurgulayacak tutumların arkasında durmalıyız.
Ulusal çıkarlarımızı her şeyin üstünde tutmayı becermek bugünümüzü değil, geleceğimizi de bize kazandıracaktır. Bundan sonrasını yani Irak’ın yeniden yapılandırılması sürecinde olacakları düşünmek gerek. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu sürece ilişkin planlarının siyasilerce desteklenmesi zorunluluk bence.
* * *
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in seçimiyle başlayan süreçte Türkiye ulusal politikalar noktasında pek çok noktada kazanımlar elde etti. Şimdi bunların sürdürülebilirliğinin teminatı yurttaşların bunlara sahip çıkmasıdır. Burada Türk medyasının rolü çok önemli. Bugünlerde herkes medyanın bir kısmının ‘Mütareke’ zamanlarının kör uçuşu yapan kalemlerine ve gazetelerine benzemesinden şikayet ediyor. Medyaların ulusallığı, hedeflerin evrenselliği unutulmuş durumda. Medya, çıkarlarının gerektirdiği gibi davranıyor. Oysa görevi bireysel çıkarlarının ötesinde. Zamanı geldiğinde bunlarla ilgili değerlendirmeler de ortaya konulacaktır elbette.
Ankara’da İletişim Şurası’nda Cumhurbaşkanı Sezer’in ‘medya’ üzerine yaptığı konuşma bu anlamda çok değerli. Sezer’in Türk medyası ve yurttaşlara dönük hizmetine ilişkin saptamalarını kimse gözardı edemez. Çünkü Amerikan medya organlarından ‘Şahin’ yazarların kaleme aldıklarını çalıp, aynen veya kısmen köşe yazısı yapan, gazetelerini dezenformasyona açanlar var.Tarih bunlara da tanıktır
* * *
Şimdi TBMM karar verecek. Bu karar Türkiye’nin stratejik ortağı Amerika ile ilişkilerini bundan sonra etkileyecektir… Meclis bunu önünü ve sonrasını düşünüp karara bağlayacaktır. Bu karar da Amerika ile Türkiye arasındaki görüşmelerin son anda geleceği aşama çok önemli olacaktır. Bu görüşmelerde istenilen noktaya ulaşılmadığı kanısına varılırsa olumsuz karar çıkması kuvvetle muhtemeldir. Amerika bunu engellemek için neler yapacak, göreceğiz.
Bu Meclis pek çok konuda tarihi fırsatları yakalamıştır. Bugün de yanılmayacaktır inancındayım.
25 Şubat 2003