11 Ocak 2002
ABD Başkanı Bush’la, Başbakan Bülent Ecevit arasındaki görüşme inanılmaz ekonomik beklentilere endekslendi. Oysa görüşme 45 dakika sürecek ve ortak basın toplantısı olmayacak… Gönül almak için görüşme biraz uzatılıp, yemek de eklenebilir. Tıpkı bundan öncekilerde yapıldığı gibi. Geçen görüşme de 45 dakika idi. 3.5 saate çıkartıldı, bir de yemek eklendi. Ama iş ticarete ve yardıma geldi mi, Amerikan yönetimi aynı anlayışı göstermiyor.
ABD nasıl bakıyor?
Amerikan kaynaklarına göre bu gezi Türkiye’nin 11 Eylül sonrasındaki tutumuna teşekkür etme özelliği taşıyor. Ana tema bu olacak görüşmede. Yani Türkiye’de estirilen hava karşıda söz konusu değil. Gezi bir ekonomik kurtuluş gezimiz olmayacak. Amerika, Türk ekonomisiyle ilgili olarak böyle bir misyonu benimsemiş değil. Gezide başbakana bol bol teşekkür iletilecek 11 Eylül sonrasındaki tutum nedeniyle. Hepsi bu. Amerikan kaynakları şaşkın, “Başbakan neden bu kadar kalabalık bir işadamı heyeti ile geliyor? Amerikan yönetiminin iş camiası üzerinde hiçbir yaptırımı olamaz ki…” diyorlar. İşin en can alıcı yönünü ifade ediyor Amerikalılar. Tekstil kotalarının yükseltilmesi bir programa bağlı olarak gerçekleşecek. Şimdi böyle bir olayın bu geziyle gerçekleşmesi mümkün değil diyorlar. Amerikan kaynaklarına göre planlanmış kota indirimlerinden şaşılması olanaksız. Bu noktada 2005’e kadar bugünkü kota oranlarımız yüzde 50 oranında kademeli olarak artırılacak. Neden mi? Çünkü Amerikan tekstil üreticileri “zaten çok sert bir rekabet ortamı içindeler ve kongre ile yönetim üzerinde yoğun baskılar” uyguluyorlar. Yönetim bunlara kulağını tıkayamaz.
Yok sayılan anlaşma
Ancak Türkiye ile ABD arasında 1929 yılından bu yana yürürlükte bulunan bir “antlaşma (treaty)” var… “Ticaret ve Seyrüsefain Antlaşması”… Bu antlaşmaya göre her iki ülke birbirlerine karşılıklı olarak “en ziyade müsaadeye mazhar ülke” (the most favourednation) statüsü tanımışlar… Bu açıdan bakılırsa çok eski bir müttefik olan Türkiye’ye üstelik de böyle bir antlaşmanın varlığına karşın, 1949 yılında kurulan Taiwan’dan bile daha geride tekstil kotalarına sahip. Yani Türkiye Amerika ile tekstil ticaretinde kötü muameleye maruz bırakılıyor. Amerika bu anlaşmayı yok sayıyor. Türkiye de anlaşmam var diyemiyor.
Amerika ne diyor
Ankara’da temaslarda bulunan Christtopher Shays ve beraberindeki 4 senatör onuruna ABD Büyükelcilik Maslahatgüzarı James Jeffrey bir yemek verdi… Bu yemekte Türk tarafına ısrarla vurgulanan bazı mesajlar şunlar:
– Irak’a ikinci sınır kapısı kesinlikle açılmamalıdır.. Irak’a yönelik bir operasyon kısa vadede gündeme gelmez. Bu sizi rahatlatır. Ama Amerika Türkiye – Irak sınırında bir ikinci gümrük kapısına ve buradan doğacak ticarete olumsuz bakıyor. Bunu açmamanız konusunda ne gerekirse o yapılacak.
– Irak’ta Saddam rejiminin değişmesi bir zorunluluk… Kürtler de (Iraklı Kürtler) böyle istiyor…
– Türkiye’ye yardım edelim etmesine ama ya bu paralar da boşa giderse? IMF ve Dünya Bankası neznindeki ağırlığı ile ABD bu yardımı sağlayacaktır ama ya sonrası? Bu paralar inşallah yine yolsuzluğa kurban gitmez.
Amerikalıların bu sözlerine Ankara gezi öncesi bazı yanıtlar verdi. Özellikle Saddam’ın başına gelecekler konusunda Amerikalılar gibi düşündüğünü belirtti. Ama tekstil, demir çelik gibi ticari noktalarda Ankara’nın taleplerinin Amerika’da kısa zamanda bir yanıt bulması şimdilik mümkün değil gibi gözüküyor. Aksi olursa Ecevit’i gelişinde omuzlarda karşılamak gerek. Beklentilerimizi ve hesaplarımızı olumsuzluklara göre yaparsak, sonra iki gözü iki çeşme olmayız.