14 Ekim 2003
Türk eğitim sistemi üzerinde yıllardır kavga bitmiyor. Eğitimin tek sorununun imam hatip olduğunu düşünenler, hatta tek sorunun tesettür olduğuna inananlar bulunuyor. Bu noktaya da birkaç yıl içinde gelindi. Böyle düşünenler bana kalırsa yanılıyorlar. Çünkü Kuran okumak için, okuduğunu anlamak için bile bir temel eğitime ihtiyaç vardır. Bu yok. Yani Türkiye’de değil normal eğitimde öğrenci eğitmek, imam hatiplerde Kuran’ı doğru düzgün anlayacak öğrenci yetiştirmek mümkün olmuyor. Eğer bu olsaydı, Türkiye’de bir tane çağdaş İslam yorumu yükselirdi, İslam dünyası da bundan etkilenirdi. Son 50 yıldır bu konuda İslam dünyasına dönük beğeniriz beğenmeyiz tek eleştiriyi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül yaptı. O da çağdaş eğitim ve yaşam anlayışını savundu. Diğerleri nerede?
Matematik, felsefe, fizik
Türkiye’nin sorunu okullarında matematik, felsefe, fizik, kimya, edebiyat, mantık, yabancı dil öğretilememesidir. Türkçe’nin öğretilememesidir. 1983 sonrasında okullardan felsefe ve mantık derslerini kaldırdı politikacılar. Sonuç budur. Bugün matematik bilmeyen ama başörtüsü taktığı için değerli sayılmaya çalışılan öğrenciler var. Bu kadar ucuz mu bu işler. İslam okuyup öğrenemeyecek ama başörtüsü taktığı için değerli olacak bir öğrenci yoktur. Olamaz da. Ama matematik bilen ve bu bilgisiyle, felsefeyle, kimyayla İslam’ı yorumlayan ve dünyaya bu aydınlıkla bakabilen öğrencilere ihtiyaç var. Ondan da önce öğretmene ihtiyaç var. Sloganlarla, oy için öğrencilerle, velilerle oynayarak Türk eğitimindeki hataları düzeltmek mümkün değildir.
Laiklik temeldir
Eğitim kavgası laiklik ilkesi çiğnenerek kazanılamaz. Eğitim sistemimizden laik öğrenim görme olgusunu kaldırıp atarsanız, geriye hurafe kalır. Türkiye o gün kaybeder. Eğitimde laik anlayışı kendi kafalarındaki sistemlere karşı bir engel olarak görenler, özledikleri eğitim sistemini yaratamazlar. Türkiye’de buna izin verileceğini ben rüyamda görsem inanmam. Bunu asker veya başka bir güç buna mani olur diye dile getirmiyorum. Türkiye’nin suskun ama olayları yakından izleyen halk kitlesini bildiğim için bunu söylüyorum. Onlar çocuklarına bunun yapılmasına izin vermezler.
Kuran kursları
Türk insanı kendi laik eğitim yorumunu yapmıştır. Çocuklar okulda dünya gerçeklerine göre eğitim alır, bunun içinde din eğitimi de vardır. Dileyen çocuğunu Kuran kurslarına da gönderir. Nerede engel? Örneğin ben eğitimimi böyle yaptım. Mahallenin camiinde Kuran eğitimi de aldım, ilkokul sıralarında oturup eğitim görürken. Kimse bana neden Kuran kursuna gidiyorsun demedi. Bütün mahalle gittik Kuran kursuna. Bize okulda dinsizlik öğretilmedi. Dualar öğretildi. İslam tarihi öğretildi. Kuran kursunda da sorun yoktu başlarda. Arap alfabesini de dualarımızı da orada öğrendik. Ta ki bir tarikat hocası gelip kendi cehaletiyle bizi yıkamaya kalkışana kadar gittik Kuran kursuna. Ama adı Arif olan bir tarikat cahili çıkıp bize Atatürk ve İsmet Paşa’nın aslında Yahudi olduğunu, Atatürk’ün annesini, eşi Ali Rıza Efendi’yi aldattığını söyleyecek kadar zavallı ve çirkin bir kafaya sahip olduğunu gösterene kadar. O gün bunlar yalan dedik. O zaman dayakla karşılık gördük. Sonra da Kuran kursuna gitmeyi kestik. Bunlar 30 yıl önce yaşandı.
Hizbullah gerçeği
Bugünün Türkiye’sinde kimse ormanı bırakıp ağaçlarla uğraşmaya kalkmasın. Türk eğitim sisteminin sorunu ne imam hatiptir, ne de başörtüsü. Bunlara takılarak kafalarındaki sistematiği yasalara aykırı olarak uygulamaya koymak isteyenler başarısız olurlar. Bugün okullarda devam zorunluluğunu ortadan kaldırmanın, sınavsız bir sistem yaratmanın sorunlara çare olacağını sananlar varsa aldanırlar. İmam hatipler lise değil meslek okuludur. Lise diyenlerin bu okulları kapatması gerekir.
Türkiye’de 20 bin insan Hizbullah’a özgeçmiş vererek katılıyor. Bunu görmezden geleceksiniz, sonra da oturup boş tartışmaların içine herkesi çekip kafa karıştıracaksınız. Bunun adına cambaza bak deyip, başka iş yapmak derler.