12 Şubat 2002
“Mavi Akım” projesiyle ilgili olarak yazılarım nedeniyle bazı İslamcı yazarlar ile onların dümen suyundaki Amerikan enerji lobilerinin adamları kıyameti kopartmış, beni “Biz Amerikan lobilerinin adamlarıysak, sen de Rus mafyasının adamısın” diye yazılar yazmışlardı. Neden, benim Rusya üzerinden doğalgaz alımında fayda görmemdi. Ama o sıralar Mavi Akım doğalgaz anlaşmasını “Türkiye’ye ihanet”, “Bakü – Ceyhan boru hattının unutulması ve Türkiye’nin çıkarlarının Ruslara peşkeş çekilmesi” diye görüp yazanlar çoklukta idi. Oysa şimdi Rusya’da Bakü – Ceyhan’a katılmak istediğini açıkladı.
Hepsi yazdıklarının utancını boyunlarında yafta gibi taşıyacaklar. Çünkü tarih beni ve benim gibi düşünenleri, yani “Mavi Akım enerji çeşitliliği sağlar, Türkiye için bu yararlıdır” diyenleri haklı çıkardı. Önce Hazar geçişli Türkmen gazı projesi suya düştü. Hem de ne fiyasko. Meğer Mavi Akım’a karşı çakanlar Amerika’nın derin enerji şirketi Enron’un çıkarlarını savunuyorlarmış. O zamanlar bu kadar açık değildi tablo. Enron büyük gürültülerle battı biliyorsunuz. Başkan Busch dahil bütün yeni Amerikan yönetiminin elinin bu şirkette olduğu ortaya çıktı. Amerika çalkalanıyor. Almanlar Afganistan’ın vurulmasının Enron’un batmasıyla ilgili olduğunu iddia ediyorlar. İlginçtir Afganistan’a Amerikan yönetiminin başbakan olarak atadığı Karzai’de, Enron’un bölgedeki çıkarlarının temsilcisi imiş.
Bizim o zamanlar göremediğimiz Türkmen gazını çok çok sorunlu Hazar bölgesinden aşırıp dünya paraya Türkiye’ye satmak isteyen güçün arkasında Enron’un bulunduğu gerçeği. Bunu yeni anladık. Bizim Mavi Akım karşıtlarının, Türkmen gazı diye tutturmalarının sebebinin Enron’un baskısı olduğu yeni ortaya çıktı. Çünkü Türkmen gazı projesi onların. Şimdi battılar. Dünyada üç ülkede yoğun rüşvet verdikleri söyleniyor; Türkiye, Arjantin ve Rusya. Bakalım Türkiye’de kimler çıkacak bu taşın altından.
Amerikan ajansı duyurdu
“United Press International,”16 Ocak 2002COPYRIGHT 2002 United Press International” başlığıyla bir haber dünyaya duyuruldu. Ajans haberinde diyor ki:
“Vladamir Putin’in Rusya’sı Batı’yla olan ilişkilerinde önemli bir yeni adım daha atıyor ve bir kere daha ABD’ye karşı çıkmaktan çok yanında yer almayı tercih ediyor. Rusya’nın, Hazar kıyısındaki Azeri başkenti Bakü’den Akdeniz kıyısındaki Türk limanı Ceyhan’a petrol taşıyacak ABD destekli boru hattına olan itirazından vazgeçtiği anlaşılıyor. Hatta Rusya Hazar petrolünü Batı pazarlarına taşıyacak 1.100 millik tesisatın inşasına katılmaya hazırlanıyor. Böylece, Batı’yla ilişkilerin güçlenmesini isteyen Rusya petrol şirketleri, ABD’yi baş düşman olarak gören ve jeopolitiği ekonomiden önde gören hükümet mensuplarına karşı zafer kazanıyorlar.
Geçen ay, Rusya’nın ikinci büyük petrol şirketi olan Yukos, inşasına bu yıl başlanacak olan 12.8 milyar dolarlık projenin yüzde 12.5’ini finanse etmeye hazır olduğunu açıkladı.”
Bizin Amerikan enerji lobilerinin adamları buna ne diyecekler şimdi? Utanıyoruz diyemeyeceklerine göre bulurlar bir pişkin misal nasıl olsa.
Türkiye için kalıcı çıkar yorumu
Haber şöyle devam ediyor:
“Jeopolitik işlevinin yanı sıra, Bakü – Tiflis – Ceyhan projesi Batı yanlısı yoksul Gürcüstan’a çok muhtaç olduğu ekonomik kazanç da getirecek ve bu zayıf devletin Rusya’dan bağımsızlığını güçlendirerek ABD ve Türkiye için kalıcı çıkarlar sağlayacak. Projeye büyük umutlar bağlayan Türkiye ise sadece geçiş ücreti kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda sağlam bir enerji kaynağına ve petrol rafinerilerini geliştirme imkanına kavuşacak. Artık Putin’in tekel kurma gayretlerinden vazgeçtiği anlaşılıyor. BP’nin öncülüğünde çeşitli Amerikan şirketleri bir konsorsiyum kurdular ve geçen ekimde Türkiye, Gürcüstan ve Azerbaycan hükümetleri gerekli anlaşmaları imzaladılar. Hazırlık çalışmaları başladı ve bu yazda inşasın başlaması bekleniyor. Proje 2005 yılında günde 1 milyon varillik bir üretimle hayata geçecek.
Proje Rusya’nın yeni başladığı ve Bakü’den Karadeniz limanı Novorossisk’e giden boru hattına rakip olacak. Ama Ruslar, kış fırtınaları Novorossisk’i kapattığı zaman da Ceyhan terminalinden yararlanabilecekler.”
Türkiye’de zaman, kimin ne mal olduğunu hemen ortaya koyuyor. Yeter ki beklemesini bilelim.