03.09.1998
Çakici’nin kasasi diye anilan, kisa bir süre önce asker kaçagi oldugu için tutuklanan 30 yasindaki Erol Evcil’in devlet bankalarindan hangi teminatlar ve iliskilerle kredi aldigini kimse arastirmadi
TUNCAY ÖZKAN – Alaattin Çakici yakalandi mi, yoksa anlasmali bir sekilde teslim mi oldu?
Bazilarina göre, anlasmali bir sekilde teslim oldu. Bana göre yakalandi. Kendini koruyanlari ortadan kaldiracak kirmizi pasaportu, bütün iliskilerini açiga çikartan adres defteri ile teslim olmasi mümkün mü? Teslim oldu diyerek senaryolar üretenler, yarin utanacaklardir.
Çakici operasyonu bastan sona, polisin istihbarat birimlerinin basarisi.
Almanya’nin Hannover kentinden Alaattin Çakici’nin korumasi Muradi Güler ile bulusmak üzere hareket edecegi saptanan esi Petra Güler izlemeye aliniyor. Operasyonun baslangicini olusturan da Türkiye’de elde edilen bilgiler. Ankara’dan yollanan ekip, Alman polisiyle birlikte izleme çalismalarina basliyor., Türk ekip 24 saat izlemede kaliyor. Almanya’dan, Fransa’ya, Paris’e, oradan da Nice’e geçiliyor. Paris, Nice arasinda Fransiz polisi devreye giriyor. Fransizlar, Türk ekibine özel bir uçak tahsis ediyor. Takip sürüyor. Çakici’nin ve beraberindekilerin kaldigi otel, odalar saptaniyor. Fransiz polisi katlarda, otel etrafinda gerekli önlemleri aliyor. Otel kayitlarinda Asli Yaka adi ile karsilasilinca Türk ekip, ‘Alaattin Çakici kesinlikle burada. Çünkü onun kiz arkadasiyla baskasinin birlikte yatmasi mümkün degil’ diyor. Arkasindan odada kalan kisinin tarifi alindiginda kesinlikle anlasiliyor ki, Çakici. Alnindaki yara izi teshisi kesinlestiriyor.
5 bin dolar harcandi
Türk polis ekibi Nice’deki Park Otel’in lobisinde beklerken Fransiz polisler aranan kisinin odadan çiktigini ve asagiya indigini bildiriyor. Çakici ile karsi karsiya gelen Türk polislerin baslariyla ‘evet, o’ demesi üzerine, Fransiz polisler Çakici’yi kis kivrak yakaliyor. Çakici’nin yakalandigi ilk an çarpici. Onun böylesine bir baskina hiç hazirlikli olmadigini, yakalanmayi beklemedigini gösteriyor.
Fransiz polisi, Park Otel’in lobisinde dört bir yanini sardigi adama “Alaattin” der demez, yanit aliyor.
– Evet ben Alaattin Çakici’yim…
Yakalanan Alaattin Çakici’nin gözyaslarini tutamadigi da görülüyor. Sürpriz tutuklama, onu aglatiyor.
Yaninda bulunan Muradi Güler, elini çantasina dogru hareket ettirerek pasif bir sekilde karsi koymaya çalisirken, Fransiz polisinden aldigi yumruk darbeleriyle bundan hemen vazgeçiyor. Türk polis ekibi, Çakici’nin yakalanmasiyla ilgili haberi Ankara’ya parmak izi kontrolü netlesip, yakalanan kisinin Alaattin Çakici oldugu kesinlesince teyidli bilgi olarak aktariyor.
Dört gün süren takip böylece basariyla sonuçlaniyor. Harcanan para 5 bin dolar civarinda. Türk polis ekibinin üstlerini duygulandiran bir davranisi da devlet parasini Paris-Nice arasinda kaybettikleri özel esyalarini yeniden alirken kullanmamis olmalari. Bu öyküde Ankara’daki kararliligi etkileyen gelismelere de deginmek gerekiyor.
Çakici ve digerlerinin yakalanmasindaki etkenlerden biri Çankaya Köskü’ne yakin isadamlarina karsi mafyadan yönelen tehditler. Hatta bir ara bu tehditlerden bunalan ‘Baba dostu’ isadamlari için, Çankaya Kösk’ü gece yarilari kapilarini üst düzey ziyaretçilerin mini zirvelerine açmis.
Ne garip degil mi? Alaattin Çakici, ününün doruguna Çankaya Köskü’nün eski sahipleri Özallar sayesinde ulasmisti. Kanal 6’daki borçlarinin lehlerine çözümü için hukuku dislayip, çözümü mafyada, Alaattin Çakici’nin kapisinda arayan eski Cumhurbakanı Turgut Özal’in varisleri olmustu. Ayni mafyanin sonunu yine Çankaya’ya dost isadamlarina karsi girisilen haraç harekâtlari belirledi. Bos yere dememisler ‘Kurt kanunu’ diye.
Türkiye mafya konusunda bugün ulastigi duyarli devlet tepkisini artirarak, sonuç almaya yönelmelidir. Bu konuda katki yapanin kim veya nerede oldugu degil, ne yaptigi önemli olmali ve desteklenmelidir. Hükümet, emrindeki memurlari bu konuda yüreklendirmeli, olaylarin üzerine giden kisileri korumalidir. Bu mücadelenin bir maraton oldugu ve kararlilik gerektirdigini unutmamak gerekir.
Çakici’nin yakalanmasiyla birlikte, onun arkasindaki en önemli ad olarak gündeme gelen ve kasasi oldugu iddia edilen Bursali isadami Erol Evcil, Susurluk sorusturmasi sirasinda da ortada olan bir addi.
Meclis’in, Susurluk raporunun 336. sayfasinda ANAP’li milletvekilleri Metin Öney ve Yasar Topçu imzalariyla yer alan muhalefet serhinde bakin ne deniyor: “Hakkinda Nesim Malki adli isadamini öldürttügü yolunda Komisyonumuza ihbarlar ulasan Erol Evcil isimli Bursali isadaminin Türkiye Is Bankasi’ndan Komisyonumuza gelen 4.2.1997 tarihli yazida 27.272.700 dolarlik leasing borcu, Ege Bank’tan 4.000.000 dolar döviz kredisi, Toprak Bank’tan 1.000.000 dolar, Emlak Bank’tan 1.200.000 dolar, Interbank’tan 15.870.000 dolar, Türk Ticaret Bankasi’ndan 12.500.000 dolar döviz kredisi ile Türk Ticaret Bankasi’ndan ayrica 1 trilyon 544 milyar liralik dövize endeksli kredi kullandigi belirtilmis olmasina ragmen, 30 yasinda olan ve çok yakin bir süre önce asker kaçagi oldugundan dolayi tutuklanan bu kisinin bu kredileri hangi teminatlarla hangi iliskilerle aldiginin arastirmasi yapilmamistir. Yazilan yaziya ve gelen cevaba neden akil almaz bir sekilde komisyon raporunda yer verilmemistir. Bu sahsin kullandigi bu kadar büyük kredilerin devlet bankalarindan olmasi göz önünde tutularak, siyasi iktidarla bir baglantisinin olup olmadigi (Refahyol dönemini kastediyor), hangi gruplarla birlikte oldugu arastirilmamistir. Hanefi Avci’nin bu sahisla ilgili olarak komisyona verdigi ifadesinde belirttigi hiçbir hususa raporda yer verilmemistir.”
Bu raporun ardindan dönemin Basbakanlik Teftis Kurulu Baskani Kutlu Savas’ça hazirlanan ‘Susurluk Raporu’nun 99. sayfasinda yer alan bilgileri de hatirlamakta fayda var:
“… Ayrica Kalkinma Bankasinda neler oldugu, eski Genel Müdür’ün (Özal Baysal) mahkûmiyetine yol açan sürecin incelenmesi, Erol Evcil’in 177 milyon dolarlik borcu nasil yaptigi, Is Bankasi’nin Eze Zeytincilik dosyasinda 15.7.1997’de 76 milyon dolara, Türk Ticaret Bankasi’nin ayni tarihte 61 milyon dolara ulasan borcunu nasil olusturduklari ortaya çikartilmalidir…
Bürokratlarin bu derece gözükara oldugu düsünülmemelidir. Ihale ve kredi pazarliklari çok kisinin bildigi sekilde ve Ankara’da yapilmakktadir.
Bankalar konusunda kapsamli ve ‘organize suç’ niteliginde polisiye metodlarla yürütülen bir sorusturma açilmamali ve konu Asliye Ceza Mahkemelerine giden kusurlu kredi dosyasi olarak degil, tek bir olayin degisik sayfalari olarak -gerekirse DGM kanununda degisiklik yapilarak- DGM incelemesine sevk edilmelidir.”
Evet, demek ki bilmedigimiz sey yok. Sadece üstüne gitmediklerimiz var. Bunlardan biri Erol Evcil. Evcil’in üzerine neden gidilmedigi, kimlerin buna engel oldugu ortaya çikartilmali, Malki cinayeti ile iliskisinin ne oldugu aydinlatilmalidir. Bu, temizlikte önemli bir halka olacaktir. Ihbarlara karsin Evcil hakkinda sorusturma açilmamasinin nedenlerini Refahyol iktidari ile bugünkü yetkililerin açiklamasi gerekiyor. O zaman Evcil’in Is Bankasi’ndaki batik kredilerini sorusturan müfettisin görevine son verenler de, neler olup bittigini anlatma geregi hissedeceklerdir.
CHP’liler farkinda mi?
Atatürk’ün mirasinin bekçisi olarak Is Bankasi’nda oturan CHP’liler Is Bankasi’nda olup bitenlerden haberdar mi? O gemide olduklarini unutmasalar ve yönetiminde olduklari bankada yasananlari merak etseler iyi olur. Yarin hesap vermek durumunda kalabilirler çünkü.
Alaattin Çakici ve digerlerinin mafya olusunu saglayan isadamlari zinciri var. Bu isadamlarinin milyon dolarlarla Kürsat Yilmaz’i, Sedat Peker’i ve digerlerini neden beslediklerini, ne karsiliginda onlarla is yaptiklarini sorusturmak gerekiyor. Bütün bunlar Türkiye’nin degisimini saglayacak. Bunun önünde durulmasi mümkün degil.
Yarin Kalkinma Bankasi’ni soyup sogana çeviren Özal Baysal da saklandigi delikte bulunup ortaya çikartilacaktir. Onu koruyanlarin, kollayanlarin bunu engellemeleri mümkün degildir. Ama onun iyi bir sekilde sorgulanmasini engelleyebilmek için elden gelen yapilacaktir. Çünkü Özal Baysal’in bankayi nasil ve kimler araciligiyla soydugu zaten bilinmektedir. Korkulan sey itiraftir. Mafya operasyonlari ile boncuk boncuk terleyenlerin, siyasetin kirli elleriyle kamu maliyesini talan edenlerin hiçkiriklari adliye asamalarinda daha da büyüyecek. Önümüzdeki günlerde 32 kisim tekmili birden itiraf ve feryat saganagi baslayacak. Bu film kaçmaz.
* Geçen haftaki yazimda Adil Öngen’in adi bir yanlislik sonucu yer aldi. Okurlarimdan ve kendisinden hata nedeniyle özür dilerim.