23.10.1998
Susurluk Komisyonu yetkilileri, yanitlamaniz gereken soru ortada. Neden Evcil ile ilgili kredileri arastirmadiniz? Neden cinayet suçlamasini dikkate almadiniz? Sizi kim veya kimler engelledi? Tuncay ÖZKAN Nesim Malki öldürüldükten sonra, Erol Evcil’in cinayeti azmettiren kisi olarak anilmasi, sadece Bursali polislerle olayin pesini birakmayan gazetecilerin bildigi bir sir degildi. Evcil adi bilinmesi gereken her yer tarafindan biliniyordu. Ama üstüne gidilmeye korkuluyordu. Bu sadece Alaattin Çakici gibi bir korumadan degil, siyasi nüfuzundan da kaynaklaniyordu. Evcil’in en üst düzeyde korundugu yerlerden birisi de TBMM Komisyonu oldu. Evet yanlis duymadiniz, devlet içindeki çeteleri ortaya çikarmakla görevli bu komisyon, Malki cinayetinde Erol Evcil’i korudu. Bunu nereden mi anliyoruz? Iste Susurluk Komisyonu’nun sonuç raporunun 336. sayfasinda yer alan ve ANAP’li üyeler Metin Öney ile Yasar Topçu’nun kaleme aldigi muhalefet serhinin ilgili bölümü: ‘Avci’nin sözleri nerede?’ “Hakkinda Nesim Malki adli isadamini öldürttügü yolunda komisyonumuza ihbarlar ulasan Erol Evcil isimli Bursali isadaminin Türkiye Is Bankasi’ndan komisyonumuza gelen 4.2.1997 tarihli yazida 27 milyon 272 bin 700 dolarlik leasing borcu, Egebank’tan 4 milyon dolar döviz kredisi, Toprakbank’tan bir milyon dolar, Emlakbank’tan 1 milyon 200 bin dolar, Interbank’tan 15 milyon 870 bin dolar, Türk Ticaret Bankasi’ndan 12 milyon 500 bin dolar döviz kredisi ile ayrica 1 trilyon 544 milyar liralik dövize endeksli kredi kullandigi belirtilmis olmasina ragmen, 30 yasinda olan ve çok yakin bir süre önce asker kaçagi oldugundan dolayi tutuklanan bu kisinin bu kredileri hangi teminatlarla, hangi iliskilerle aldiginin arastirmasi yapilmamistir. Yazilan yaziya ve gelen cevaba neden akil almaz bir sekilde komisyon raporunda yer verilmemistir? Bu sahsin kullandigi bu kadar büyük kredilerin devlet bankalarindan olmasi göz önünde bulundurularak, siyasi iktidarla bir baglantisinin olup olmadigi (Refahyol dönemini kastediyor), hangi gruplarla birlikte oldugu arastirilmamistir. Hanefi Avci’nin bu sahisla ilgili olarak komisyona verdigi ifadesinde belirttigi hiçbir hususa raporda yer verilmemistir.” Bir komisyon çeteleri arastiracak, ama trilyonlarca lira kredi alip, cinayet isledigi suçlamasiyla karsi karsiya olan bir insan için yapilan ihbarlar, devletten gelen yazilar dikkate alinmayacak! Haydi bakalim. Susurluk Komisyonu yetkilileri yanitlamaniz gereken soru ortada. Kim veya kimler sizi engelledi? Neden Evcil ile ilgili kredileri arastirmadiniz? Cinayet suçlamasini dikkate almadiniz? Sizi kim engelledi? Kim, kim?.. Erol Evcil’e, Emlak Bankasi’ndan veya diger kamu bankalarindan bu kredilerin verilmesini saglayan güç kim? Malki cinayetini sorusturtmayacak kadar güçlü olan, parlamentoyu bile etkileyen o karanlik elin sahibini Türkiye bulup ortaya çikarmalidir. Bu görev parlamentonun, adaletin ve güvenlik güçlerinin boynuna borçtur. Bu karanlik ele yardimci olan, kafa karistirmakla görevli, bugün yazdigini yarin yalanlamakla meshur, cahil, kifayetsiz, muhteris, ‘tek tük’ adamlara basinda rastlaniyor. Bu cahil kafa, aklin yasta degil basta oldugunu anlasa, okuma özürlü olmasa, Yener Kaya cinayeti dosyasina bir kere göz atsa gerçekleri anlardi. Ama okudugunu anlamaya yetecek zekâsi bulundugunu da sanmiyorum. Çukur ahlaklarini erdem sayan, bu adamlarla her yerde, her zaman hesaplasmaya hazirim. Bu ‘siyah’ kodlu kafalarin hangi kucaklarda kurulup, sokaga birakildigini da çok iyi biliyorum. Nesim Malki ile Yener Kaya cinayetleri üç gün arayla islenmelerinin ötesinde, islenis biçimleri açisindan da çok önemli benzerlikler içermektedir. 1 – Nesim Malki havaalanindan itibaren takip edilmis ve en uygun yerde, jandarma bölgesinde öldürülmüstür. Yener Kaya da Ankara’dan, Istanbul’a gelisinde havaalanindan takibe alinmis, en uygun yerde kaçirilmis ve öldürülmüstür. 2 – Nesim Malki ile Yener Kaya arasinda senet ve tahviller üzerinden bir alisverisin oldugu piyasada bilinmektedir. Bugün Malki sorusturmasini yapan Emniyet görevlisine göre Kaya, bu senet ve tahviller yüzünden öldürülmüstür. 3 – Yener Kaya ölmeden önce karsilastigi reklamci bayanla veya Kaya dosyasini okumayanlarin iddia ettigi gibi son konusmasini bir gazeteciyle yapmamistir. 4 – Yener Kaya son konusmasini ortagi Ali Alpay ile kontörlü telefondan yapmistir. Ortagi konusmayi yaptigi Ataköy’deki evden, konusmadan 10 dakika sonra ayrilmis ve evine gitmistir. Yener Kaya’nin son konusmasi budur. 5 – Öldürülüsünün ardindan, borsa müfettisleri Kaya’nin araci kurumunda arama yapmislar ama belgelerin olmadigini görmüslerdir. 6 – Yener Kaya toplu tabanca ile öldürülmüstür. Toplu tabancada bir kursun vardir ve bu kursunun bulunus sekli Kaya’nin Rus ruleti yöntemiyle sorgulandigini kanitlamaktadir. 7 – Kaya’dan arkada iz birakmayacak sekilde islenen cinayetin profesyonelligi olayda resmi kisilerin kullanilabilecegi ihtimalini güçlendirmektedir. ‘Iki cinayet baglantili’ Bugün yeniden açilan ve ele alinan Kaya cinayeti sorusturmasinda bir iki gün içinde çok önemli gelismeler beklenmektedir. Malki ve Yener Kaya cinayetleri arasindaki kopuk halkalar ortaya çiktiginda, Türkiye kara para ile mücadelede çok önemli bir basari elde edecektir. Olaylarin boyutu degisecektir. Kara para konusunda eski Basbakanlik Teftis Kurulu Baskani Kutlu Savas’in yazdiklarini yeniden okumakta fayda var. Bankalar ve bankacilarla ilgili yazdiklarini unutmamak gerek. Buraya Kutlu Savas’in Susurluk Raporu’nun 99. sayfasindan bir kisa alinti yapmak istiyorum: “… Erol Evcil’in 177 milyon dolarlik borcu nasil yaptigi, Is Bankasi’nin Eze Zeytincilik dosyasinda 15.7.1997’de 76 milyon dolara, Türk Ticaret Bankasi’nin ayni tarihte 61 milyon dolara ulasan borcunu nasil olusturduklari ortaya çikarilmalidir. Bürokratlarin bu derece gözükara olduklari düsünülmemelidir. Ihale ve kredi pazarliklari çok kisinin bildigi sekilde ve Ankara’da yapilmaktadir. Bankalar konusunda kapsamli ve organize suç niteliginde polisiye metotlarla yürütülen bir sorusturma açilmamali ve konu Asliye Ceza Mahkemeleri’ne giden kusurlu kredi dosyasi olarak degil, tek bir olayin degisik sayfalari olarak -gerekirse DGM kanununda degisiklik yapilarak- DGM incelemesine sevk edilmelidir.” Evet, daha baska bir sey söylemeye gerek var mi? Savcilar çagirsin Kutlu Savas’i, çagirsin Susurluk Komisyonu Baskani Mehmet Elkatmis’i sorsun, ne oluyor diye. Yazilanlar ve eldeki bilgiler, devletin derdi de, çareyi de bildigini gösteriyor. Artik olaylarin üstünü kim örtüyor diye sormaya gerek kaliyor mu?