29 Mart 2002
Türkiye Futbol Adamları Derneği, “Sporda Şike ve Temiz Toplum” konulu bir panel düzenledi dün. Türkiye’de spor adamı olarak öne çıkan, futbol dünyasının yakından bildiği adlar vardı konuşmacı olarak. Yılmaz Tokatlı, Sinan Erdem, Şenes Erzik, Togay Bayatlı, Turgay Şeren, Celal Doğan gibi. Ben de konuşmacılar arasındaydım. Futboldaki şike olaylarının Türkiye’nin temiz toplum arayışlarından soyutlanamayacağı konusunda birleştik hepimiz. Ayrıca kulüplerin yönetiminde, federasyonda, kurumların hepsinde eğitim, saydamlık ve kurallara dayalı yönetimin ön plana çıkartılmasını savunduk. Şike karşısında futbol dünyasının çok az şey yaptığının altını çizdik.
Bu panelin önemi futboldaki şike olgusu sonrasında ilk kez bir spor kuruluşu şike ve temiz toplum konusunu gündemine aldı. Bunlara karşı tutum sergiledi. Bizim koca koca kulüplerimizin görmezden gelmeye çaba gösterdiği ayıpların görünür olduğunun kanıtı bu. Toplantıda şike olgusunun dünyadaki yaygınlığını da konuştuk. Ama onlarda şikeyi bireyler yapıyordu, bizde ise çete.
Susurluk bağlantısı
Futboldaki “şike çetesi” olgusunun boyutlarını Susurlukla birleştirdiğimde bana önceleri kızanlar olmuştu. Ama şimdi olayın en önemli halkasını bu oluşturuyor. Bu şike skandalı ile Susurluk arasındaki tek bağlantı Ali Fevzi Bir değil. Şimdi size bugüne kadar yayımlanmayan bir ifade metnini sunmak istiyorum. Burada Susurluk bağlantısı açıkça ortada. Bakın kimler kimlerle nasıl ilişkiler içinde. Tutanaklardan aynen aktarıyorum. İfadeyi veren şike sanıklarından Ali Oto:
“Ben Müteahhitlik yapmaktayım. Bunun dışında futbolla ilgim bulunmamaktadır. Yani yakından ilgilenmem. Sedat Bucak benim çocukluk arkadaşımdır. Uzun yıllar Ankara’da aynı mahallede oturduk. Kendisi ile birçok birlikteliğimiz oldu. 1996 yılında Aydın’da inşaatlarım vardı.
Bir gün Sedat Bucak İzmir’e geliyoruz. Senin misafiriniz dedi. Ben de bunun üzerine İzmir’e gittim. Sedat Bucak, Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbay ve yanlarındaki bir bayanla Balçova’da bulunan bir otelde kaldık. Ertesi sabah ben otel masraflarını karşıladım ve Aydın’a döndüm. Susurluk olayından sonra da bu konuda herhangi bir soruşturma geçirmedim. Bu durumu Sedat Bucak ile olan arkadaşlığımı belirtmek için söylüyorum. Bundan bir buçuk yıl önce de Sedat Bucak Ankara’da telefonla beni aradı ve Çankaya’ya çıkarken Altınnal isimli lokantada bulunduklarını söyledi. Ve beni de çağırdı. Oraya gittiğimde o zamana kadar görmediğim ve tanımadığım Sadık İlhan isimli futbol hakemi de orada idi. Ayrıca Ali Fevzi Bir de aynı yerde idi.
Ali Fevzi Bir ve Sadık İlhan
Kendilerini, yani Ali Fevzi Bir ile Sadık İlhan’ı bu yemek vesilesi ile tanıdım. Yemekten sonra ben yanlarından ayrıldım. Yemek süresince futboldan hiç bahsedilmedi. Yukarıda belirttiğim gibi benim zaten futbolla ilgim yoktur. Yanlarından ayrıldıktan sonra Ali Fevzi Bir ve Sadık İlhan’la yüz yüze ve telefonla hiç görüşmedim. Ancak bundan tahminen 3 ay kadar önce Erzurumspor başkanı ile birlikte olduğumuz bir sırada Sadık İlhan’ı tanıdığımı söylemiştim. Bir süre sonra bu sözlerimi hatırlayan Erzurumspor başkanı telefonla beni aradı. Ve Sakaryaspor ile maçları varmış, Sadık İlhan’ı arasan da maçımızı iyi yönetse, söyler misin dedi. Ben de konuşurum dedim.
Bu konuşmadan sonra bu defa Ali Fevzi Bir beni aradı. Ve hal hatır sorduktan sonra kendisine Erzurumspor başkanı ile yaptığım konuşmaya verdiğim söze dayanarak Erzurumspor benim takımım, Sadık hocaya söylesen de maçı düzgün yönetse dedim. Daha doğrusu önce Ali Fevzi Bir’den Sadık İlhan’ın telefonunu istedim. O da telefonu ne yapacaksın deyince Erzurumspor benim takımım. Sadık İlhan’a bu maçı iyi yönetmesini söyleyeceğim dedim. Ali Fevzi Bir de senin aramana gerek yok ben söylerim dedi. Bundan sonra söyleyip söylemediğini araştırmadım. Ancak bu olay basına yansıyınca Ali Fevzi Bir’in Sadık İlhan’la konuştuğunu anladım. Dedi. 10.11.2001 günü saat 19.49’da Ali Fevzi Bir ile Sadık İlhan arasında geçen konuşma metni okundu. Buradan Ali Fevzi Bir’in Sadık İlhan’a öyle bedava iş mi yani, demesi hatırlatıldı.
SORULDU Ben burada ne kastettiklerini bilmiyorum. Ancak benim futbol ile daha yakın bir ilişkim yoktur. Benim konuşmamda para sözü edilmemiştir. Ben sadece maçın iyi yönetilmesi için hatırlatmada bulunmasını istedim. Olayda rüşvet dönüp dönmediğini bilemem. Böyle bir şey de olmamıştır.”
Temiz toplum için neyle mücadele edildiğini bilmek en öncelikli şart. Bilmem anlatabildim mi?