02 Kasım 2001
Albayrak kardeşlerle ilgili operasyon devam ediyor. Yargılama da sürüyor. önceki gün bir ilanları vardı gazetelerinde. Maliye, mülkiye uzmanları ve bilumum müfettişler kendileriyle ilgili raporları hazırlarken işkence altında kalmışlar. Hoppala…Polisle ilgili işkence iddialarına İstanbul Emniyeti çok sert bir açıklamayla karşılık verdi. Ama bakıyorum koskoca ilanda suçlanan maliye bürokrasisinden tek kelime açıklama yok. Neden? Ne zamandan beri hesap uzmanları işkenceli ifadeler almaya başladılar? Üstelik bu hesap uzmanlarını Albayrak kardeşlerle tehdit eden Tufan Mengi şu an yurtdışında kaçak. Hesap uzmanlarının tehdit edilmesiyle ilgili dava DGM’de. Şimdi saldıranlar hesap uzmanlarını işkencecilikle suçluyor. Haydi oradan be! Ayıp artık. Önce gidip tehdit et, sonra hırsızlığın ortaya çıkınca verdiğin ifadeleri, hem de gönül rızasıyla verdiğin ifadeleri, işkence altında aldılar diye karartmaya kalk. Bu çamur tutar mı?
Bunca yalan ve saldırı karşısında bakıyorum Maliye Bakanlığı çıtını çıkartmayıp, bütün iddiaları sinesine çekiyor. Hesap uzmanlarını orta yerde bırakıyor. Neden? işini doğru yapana, aklıselim ile rapor düzenleyene, korkamayıp, sinmeyene, gerçekleri ortaya çıkaranlara, devlete para kazandıranlara sahip çıkılmayacak, hırsız, uğursuz bastıracak, kimse işini yapanı korumayacak. Ankara yolsuzluk batağına battıkça, namusluları da koruyamaz oldu. Madem bu kadar battı bu düzen, batsın bu düzen, batsın.
Siyasette yenilenme ve yeni yaklaşımlar
Türkiye’de siyaset ve siyasetçiler en sevilmeyen kitle. Sorunlara çare bulamamaları onları halk gözünde giderek daha da yıpratıyor. Ama siyasetçilerin Türkiye için çabalayanları da var. Bunlardan biri de Ankara milletvekili Birkan Erdal. Erdal “Daha İyi Türkiye İçin Bir Çalışma” adı altında yepyeni fikirler ve Türkiye için çözüm önerilerini içeren görüşlerini bir kitapçıkta toplamış. O kadar çok yeni görüş ve öneri var ki, şaşırdım. Bunca orijinal fikri olan siyasetçi ve siyaset kurumu halkın gözünde neden aşınır bunu liderlere sormak lazım. Erdal’ın adalet ile ilgili önerilerinden bir bölüm size:
“Çağımızda gelişen ulaşım ve iletişim imkanlarının ortaya çıkardığı bir başka gerçek de yurtiçinde birçok ili ilgilendiren hatta yurtdışı bağlantıları bulunan suçlar ve organize suçlardır. Bunlarla hukuki mücadelenin mutlaka merkezi bir koordinasyon içerisinde yürütülmesi gereği vardır. Bugün birçok ülkede bulunan başsavcılık müessesesi bu koordinasyonu sağlayabilecektir. Bizde her ilde bir başsavcılık tesis edildiği için “Türkiye Başsavcısı” unvanı ile bir müesseseye ihtiyaç vardır. Bu fonksiyon için de en uygun ve pratik uygulanabilirliği olan makam Yargıtay Başsavcılığı makamıdır. Yargıtay Başsavcısı “Türkiye Başsavcısı” olarak savcılıklar arasında koordinasyon görevini en iyi şekilde yerine getirebilecektir. Bu surette yargıda kurumsal hafıza ve koordinasyon sağlanacak, suçluya en kısa sürede ulaşılacak, suçsuz insanlar rahatsız edilmeyecektir. Kesinlikle genel ve özel af çıkartılmayacaktır. Eğer ceza verilen eylem, çağın gereği suç olmaktan çıkmış ise o yasada düzeltme yapılabilir, ancak af yasası çıkartılmayacaktır. Esas olan vatandaşın günlük hayatını huzur ve güven içinde sürdürmesidir. Devletin birinci öncelikli görevi budur.”