31.12.1998
Çakici’yla iliskisi nedeniyle gözaltina alinan bazi kisiler, devletin en üst noktasini devreye sokmak istedi. Canan Yaka ifade vermekten kaçindi. Intihar eden Hüseyin Uzun’un anlattiklariysa önemli
Türkiye temiz toplum özlemleri ve arayislari içinde geçen bir yila daha nokta koyuyor. Bu yilin muhasebesini yaparken, neleri basaramadigimiza bakmakta büyük yarar var. Yapamadiklarimiz sisteme dair reformlar, basarabildiklerimiz ise bazi kafalarin degistirilebilmesi anlaminda, bireylerin etkinliklerinin artirilmasi veya azaltilmasi baglaminda önemli sayilabilecek seyler. Ancak can alici noktayi olusturan, sistemin yenilenebilme basarisidir. Ne yazik ki bu anlamda arzulanan hemen hiçbir sey gerçeklesmedi.
Reformlar olarak önümüze konulan mafya ile mücadele yasalari çikartilamadi. Kara para ile savasin önemli yasalarindan olan bankalar yasasi düzenlenemedi. Organize suçlarla mücadele yasasi istenildigi gibi kanunlastirilamadi. Ne polisin tayin ve terfisini düzenleyen reform, ne yargiç bagimsizligini saglayacak anayasal ve yasal düzenlemeler yasama geçirilebildi. Bunlari yapamadigimiz bir yili geride biraktik, ama kamu hâkimiyetinin yeniden saglanmasi anlaminda önemli adimlar atildi.
Milyarlar ve günah
Bunlarin en dikkat çekeni, zenginligini suç sayilan olaylardan elde eden ‘dokunulmazlara’ karsi girisilen ‘dokunma’ operasyonlari ve hesap sormalar oldu.
‘Para milyari asti mi, günah kalmaz’ anlayisi siyasi otoritenin saglam durmasi, emniyet güçlerinin etkin mücadeleleri ve bazi savcilarimizin sistemin tikanan damarlarini açma girisimleri sayesinde yikilmaya basladi. Oturduklari yerden terör ve baski ile milyonlarca dolarin sahibi olabilen ‘haraç çeteleri’ simdi bu bireysel etkinligi saglamaya dönük mücadele nedeniyle sindi, atak yapacaklari zamani bekliyorlar.
Bunlara karsi Türkiye’nin yapmasi gereken sey, onlari sindikleri yerde bitirecek sistem reformlarini gerçeklestirmektir. Bunun için seçim beklemeye, yeni hükümet kurmaya, Ankara’da tansiyon ayarlamaya gerek yoktur. Demokrasinin kalbi olan Meclis açik, çalisiyor. Bu Meclis, demokratik sistemin mafya tarafindan yenilmesine izin vermemeli. Reformlari bir an önce gerçeklestirmeli. Yoksa mafya ile mücadele eden adamlar gider, yerlerine yenileri getirilir. Tipki bundan önce oldugu gibi, mafya ile kamu yöneticileri arasinda al gülüm, ver gülüm devam eder gider.
Sistemi birey tahakkümünün ötesine tasiyamazsak, yasa ve kamu hâkimiyetini saglayamazsak, mafya ile mücadele eden görevlilere sahip çikamazsak, ne yazik ki yenilecegiz. Bizi kurtarici olarak seçtiklerimizden kurtarmasi için bu sefer de yine baska güçleri çagirmak zorunda kalacagiz. Bunu milletin vekilleri görmüyor mu?
Size birey etkinligiyle isleyen çarklarimizdan bir küçük örnek vermek istiyorum. Geçen hafta sonu Istanbul Emniyeti Organize Suçlar ve Kaçakçilikla Mücadele Subesi’nde, intihar eden eski mafya mensubu Hüseyin Uzun ile birlikte modaci Canan Yaka ve bir bankanin ortaklarindan Sema Cingillioglu da sorgudaydi. Hüseyin Uzun, mafyanin Ayvaz Korkmaz grubunun önemli adlarindan biriydi. Uyusturucu tacirleri dahil, pek çok olayla ilgili bilgisi vardi. Aranirken gelip kendisi teslim oldu. Polise bildiklerini anlatti.
Canan Yaka, mafyanin Alaattin Çakici kanadinin muteber adi idi. Kizi Asli da Çakici ile birlikte yasiyordu. O bildiklerini anlatmamak için sorgu odasina giren her polisin ayaklarina kapaniyor, agliyor, yalvariyordu. Sema Cingillioglu ise Canan Yaka araciligiyla Alaattin Çakici’ya ulasmisti. Onun derdi bambaskaydi. Kardesi Halit Cingillioglu’nun, ailesinden kendisine geçen banka hisselerini vermedigini iddia ediyordu. Canan Yaka’yla Amerika’ya gitmis, Çakiciyi bulmus, agabeyi Halit’e gözdagi vermesini istemisti. Çakici da bunu yerine getirmisti. Devletin dinleme arsivleri bu tehditlerle dolu. Ama nedense o kasetleri degil de, özel yasamlara iliskin kasetleri sizdiriyorlar piyasaya.
Halit Cingillioglu’nu okurlar bankasinin yani sira ‘balli para’ adini koydugu muhtesem yatinin cayir cayir yanmasindan, Erol Evcil’in uçak alimi sirasindaki leasing borçlarini affetmesinden hemen taniyacaklardir.
Iki kardes arasindaki bu tehdit olaylari basbakana kadar ulasmis, Meclis kürsüsünden dile getirilmisti. Bütün bu bilgileri anlatmasi için Sema Cingillioglu gözaltina alindi. Ama Sema Hanim ne polise ne de savciya bildiklerini anlatmadi. O sorguda ne mi yapti? Parmagini kendisine olaylari soran polis memuruna uzatip sallayip bagirarak, – Sen benim ifademi alamazsin…
– Neden?
– Benim kim oldugumu biliyor musun?
– Evet…
– siCumhurbakan sizi aramadi mi?
– Hayir. Cumhurbaskanimiz bizi neden arasin?
– Aradigi zaman anlarsin…
Evet bu konusmalar Sema Cingillioglu’nun gözalti sirasinda geçti. siCumhurbakan elbetteki o polis memurunu aramadi. Ama Sema Cingillioglu hakliydi. Cumhurbaskanimiz kendisi için devreye girdi. Içisleri Bakani ve baska birkaç kisiyi daha Sema Cingillioglu için aradi. Bagimsiz Adalet Bakanimiz da Cingillioglu ailesi için devreye girip telefonlar etti.
Sonuç mu? Ayni anda sorgu için Emniyet’te olan Hüseyin Uzun, bildiklerini anlatti. Hem de alti kaset doldurana kadar, gece gündüz. Üstelik kendi istegiyle. Mafyayla baglantisi oldugunu duydugu, bildigi, polisleri, savcilari, brokratlari, isadamlarini bir bir kayitlara geçirdi. Kimseden yardim beklemedi. Önce yurttaslik görevini yapti; teslim oldu. Bildiklerini anlatti. Üstündeki pislikten arindi. Sonra, caninin kendisine yük oldugunu görüp o büyük kararini verdi: Intihar etti. Anlattiklarindan bazilari, uyusturucu dünyasinin bilinmeyenlerini aydinlatacak. Ben Hüseyin Uzun’a saygi duyuyorum. Intihar edisini asla onaylamiyorum. Ama o temiz toplum için elinden geldigi kadarini yapti…
Canan Yaka, Hüseyin Uzun’un ölümünü gördü. O ölümü söyleyeceklerini söylememek için bile kullandi. Polise iyi gözükmek adina saskinlik ve itham altinda olan memurlarin sorgusunun devamini engelleyebilmek için gözyaslari arasinda, ‘Hüseyin Uzun intihar etti’ açiklamasini tekrarlayip duruyor. Ama asil anlatmasi gerekenleri anlatmiyor. Kimse ona Uzun’un intiharini sormuyor. O sorusturmalar sonucunda aydinlanacak bir is. Yaka kendisine yöneltilen sorulara ise direnip yanit vermiyor. Alaattin Çakici’yla ilgili, yeralti dünyasiyla ilgili bildiklerini anlatmiyor. O da hiçbir sey söylemeden çikti sorgudan, dolasiyor Istanbul sokaklarinda, Hüseyin Uzun’un ruhuyla beraber. Tipki Sema Cingillioglu gibi. Hüseyin ne kadar rahatsa, onlar o kadar rahatsiz. Ama her ikisi de ‘kurtardik’ diyorlar. Çünkü adaletten kurtulmayi kurtulus sayiyorlar. Oysa girdikleri mafya batakliginin örümcekleri onlar için aglarini örmeye devam ediyor.
Yarin ‘Bize bes milyon dolar vermezsen, dedigimi yapmazsan…’ diye telefonlar aldiklarinda kurtulus saydiklari seyin ne oldugunu daha iyi anlayacaklar. Onlardan temiz toplum adina bir sey isteyen de yok zaten. Rahat etmeleri gerek. Gölge etmesinler yeter.
‘Aman iyi bakin’
Ama benim merak ettigim bir konu var. Cumhurbaskanimiz Süleyman Demirel, Hüseyin Uzun’un ifadeleri hakkinda derhal bilgi sahibi yapildigina göre (önemli bir meslek odasinin baskaninin karistigi iddia edilen bir ailevi sorun nedeniyle) Hüseyin Uzun için devreye girmeyi düsündü mü hiç?
Cumhurbaskanimiz Hüseyin Uzun için Içisleri Bakani’ni arayip ‘Aman iyi bakin bu adama çok önemli seyler söylüyor. Savci beyden rica edin de sorguyu kendisi yapsin,’ demek istedi mi?
Hüseyin Uzun’un ayiplarini örtecek milyar dolarlari yoktu gerçi, ama Türkiye için önemli bir adamdi. Temiz toplum isteklerine itiraflariyla katkida bulundu. Yarin ifadeleri açiklandiginda bunu daha iyi anlariz. Bence Sayin Cumhurbakan Hüseyin Uzun için devreye girmeliydi. ‘Babalik’ sani onu gerektirirdi. Zengine baba olmak kolay, sonra onlar, aradiklari babayi New York’ta da olsa buluyorlar. Atatürk’ün koltugunda babalik, fukara için yapilmalidir. Sesini duyuramayanlar için yapilmalidir. Korunmaya muhtaç için yapilmalidir, kardes avcilari için degil.
Türkiye yeni yila sorunlarini bilerek, çözme azmiyle giriyor. Yeni umutlar, yeni yilda demokrasi için yeserecek. Buna inancimiz tam. Temiz toplum istekleri için kavgadan yilmadan mücadele devam edecek. Ben hepimizin yeni yilini kutluyor, Türkiye’ye ve dünyaya, saglik, basari, mutluluk ve adalet getirmesini istiyorum.