16 Mart 2002
Türkiye’de tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu oyunun amacı iyice yaralanmış, örselenmiş bir kısım kararlarını “cüzdan, vicdan” dengesizliğine oturtmuş, adliye koridorlarında “avukat tutma; yargıç, savcı tut” diye konuşulan Türkiye’de, hepimizin yaşam güvencesi olan geçerli hukuk düzenini de çöpe atmak. Demokrasi kavgasında mafya, çete, temiz toplum mücadelesinde elde edilenleri geri aldırmak istiyorlar.
Bu oyunu tezgahlayanlar destek arıyorlar. Hukuksuzluk istiyorlar. Hukukun yerine parayı, gücü, kanı koymak istiyorlar. Kahramanlık, milliyetçilik, şehitlik gibi kavramları, Allah’ı amaçlarına, araç ediyorlar.
Banka soyguncularının kapıda infazını, düşünce suçlularının meydanlarda sallandırılmasını, katilerin, kapkaççıların sokakta linçini, yolsuzluk yapan işadamlarının suçlarını parayla ödemelerini savunuyorlar. Bunlar adlarının başına demokrat, liberal diye yazdırıyorlar. Tam bir Batılı gibi davrandıklarını öne sürüyorlar.
Ama Batı tarzı hukuk ve demokrasi işlerine gelmiyor. Türkiye’nin alaturka kapitalizmi ve bu kapitalizmle kenetlenmiş oligarşisinin parçası olmayı benimsiyorlar. Hukuk onları halklarıyla yaklaştırdığı için hukuktan ve onları yargılayan veya yargılayacak olan hukukçulardan nefret ediyorlar. İşlerini ya rüşvetle, ya baskıyla halletmeyi, hukuku uygulatmaya tercih ediyorlar. Onun için mafyanın, çetenin, karanlığın yanında duruyorlar.
Eken için ben de üzülüyorum
Bunlarla Korkut Eken’in bir alakası yok. Eken asker kökenli biri. Aldığı ceza ona ağır geliyor. Doğrudur. Eğitimi, arkadaşları geçmişte asker kimliğiyle yaptıkları tartışılmıyor zaten. Kimsenin asker Korkut Eken’e bir dediği yok. Söylenenler çete ilişkili Korkut Eken ile ilgili. Karıştırmamakta yarar var. Paşalar karıştırsa da karıştırmamakta yarar var. Eken’i sevmek için hukuktan nefret mi etmek gerekiyor?
Kimse Korkut Eken cezaevine girdi diye kına yakmaz. Kimse bundan memnunluk duymaz. Ben şahsen çok üzgünüm. Böyle bir insanı çetenin içine atan nedenleri bulup, onları yok etmek, Eken gibi iyi eğitim almış insanları, bu çete pisliğinden korumak gerek. İşte bunun için hukuk lazım. Bağımsız yargı ve yargıç lazım.
Korkut Eken’in yanıtları
Korkut Eken’in avukatı Armağan Güner, yayınlarımız üzerine bir açıklama gönderdi. Açıklamasında diyor ki:
“Korkut Eken gerek mahkeme kararını, gerekse Yargıtay’ın onama kararını sükunetle ve vakur bir şekilde karşılamış, yargılama boyunca olduğu gibi, hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra da yüce yargıya saygısını sürdürmüştür. Kararın infaz için gönderildiğini basından öğrenen Korkut Eken, kararın kendisine tebliğini dahi beklemeden, Emniyet makamlarına teslim olmuş ve cezaevine girerken dahi devletine küskün olmadığını ifade etmiştir. 14 Mart 2002 tarihli Milliyet Gazetesinde “Korkut EKEN’i nasıl bilirdiniz? “Hedef KANADOĞLU mu?”, “Emekli Paşalara Soruyorum” başlıklı yazılarınız maalesef gerçeklere aykırı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirecek niteliktedir. Komutanlarımızın açıklamalarını yorumlamak benim haddimi aşar, ancak bize göre komutanlar açıklamalarında yargı kararını tartışmamışlar tanıdıkları Korkut Eken’in nasıl bir kimse olduğunu ifade etmişlerdir.
Esasen yargılama süresince konuşmamış ve hiçbir açıklama yapmamış olmalarını, yargıya saygılarının sonucu olarak değerlendirilmek gerekir. Bu nedenle “Yargılama süresince neredeydiniz?” şeklindeki sorunuzu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu durum aynı zamanda Korkut Eken’in (bu kadar takdir edilmesine ve sevilmesine rağmen) yargılama süresince hiçbir şekilde, hiç kimseden tavassut yada yardım talebinde bulunmadığının göstergesidir.
Komutanlar, Korkut Eken’in kahramanlıklarından, fedakarlıklarından, üstün görev anlayışından bahsetmişler ve yüksek disiplin anlayışına sahip olduğunu, hiçbir zaman emirsiz hareket etmediğini emirlerin dışına çıkmadığını ifade etmişlerdir. Hiçbir kamu görevlisine konusu suç olan bir emir verilemeyeceğine göre, bu sözlerden ne anlaşılması gerektiği bizce açıktır.
Komutanlarımızın beyanlarını değerlendirmek ve eleştirmek elbette göreviniz. Onlara yeni sorular yöneltmek de hakkınız. Ancak sorularınız Korkut Eken’i suçlar şekilde olduğundan kamuoyunda yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek niteliktedir. Belirttiğimiz nedenlerle; sorduğunuz sorulara sadece Korkut Eken adına cevap verme zarureti doğmuştur.
“Yazdıklarınız doğru değil”
1- Korkut EKEN kara para aklama amacıyla kurulduğunu beyan ve iddia ettiğiniz, First Merchant Bank’a ortak değildir. Ortak olmamıştır. İlgisi bulunmamaktadır.
2- Uyuşturucu Kaçakçısı ve MiT Muhbiri olduğunu beyan ve iddia ettiğiniz Tarık ÜMİT’le de herhangi bir ortaklığı söz konusu değildir. Söz konusu da olmamıştır. Aralarında araç alışverişi olmasından böyle bir sonuç çıkartmanın mümkün olmayacağını takdir edersiniz.
3- Korkut EKEN isimlerini vermediğiniz uyuşturucu kaçakçıları, kumarhane baronları ve onların korumaları, keza kara para aklayıcıları ile birlikte olmamıştır.
4- Korkut EKEN vekilinin yargılama sırasında terörle mücadele için alınan ve sonradan “kayıp silahlar” olarak isimlendirilen olayla ilgili açıklama yapmak üzere gizli celse talebi hakkında mahkemece bir karar verilmediğinden kendisine bu imkan tanınmamış ve Yüksek Yargıtay 8’inci Dairesi temyiz incelemesi esnasında bu hususu oy birliği ile yasaya aykırılık olarak kabul etmiş ve noksan tahkikat nedeniyle kararı bozmuştur. Ancak bu karar yukarıda da özetlediğim şekilde, Yüksek Yargıtay Genel Kurulunca kaldırılmıştır.
5- Haluk KIRCI’nın polisin elinden kaçırılması olayı hakkında Korkut EKEN’in bilgisi ve dahli yoktur.
6- Korkut EKEN hiçbir şekilde, suç işlemek için oluşturulan bir teşekkülde yer almamıştır.
7- Korkut EKEN; terörle mücadelede şehit olan ve yine ayağını, gözünü, elini… kaybederek gazi olan binlerce gencimizin acısını gerçekten yüreğinden hissettiği için, onlarla omuz omuza savaşarak onların şehadetlerine, kahramanlıklarına, vatanı canlarından aziz olan yüce hasletlerine tanık olduğu, onbinlerin acısını ve üzüntüsünü tek bir yüreğe sığdırabildiği için, terörle mücadelede simge olmuştur. Onların önüne geçmek için değil.

DGM kararı en güzel yanıtım
Korkut EKEN hakkındaki yargı kararının hatalı olup olmadığı, bağımsız yargının meselesidir. Temyiz, karar düzeltme, iadei muhakeme, yasalarımızın düzenlediği hukuki yollardır. Korkut Eken, hakkındaki kararın hatalı olduğu inancıyla, yasanın öngördüğü hukuk yollarına başvurmuştur. Sanıklara ve hükümlülere bu hukuki yolların ve insanların tanınması, yargılamada hukuki hataların olabileceğinin kabul edilmesi nedeniyledir. Müspet bir netice çıkarsa bu Yüce Yargı için ne ilk ne de son olacaktır. Bizlere düşen sükunetle Yüce Yargının kararını beklemektir. Onu yapıyoruz.”
Bunlara söyleyecek çok sözüm, açıklayacak çok belgem var. Ama artık buna gerek var mı? Korkut Eken’i daha fazla yıpratmanın bir anlamı var mı? Sadece İstanbul DGM’nin gerekçeli kararı ile esas hakkındaki mütalaası ve deliller listesi okunduğunda, doğruların ne olduğu görülür