03 Kasım 2003
Irak’tan gelen haberler, savaşın bütün çirkin yüzünün yaşanmakta olduğunu gösteriyor. Ölülerin görüntülerinin alınmasını yasaklayan Amerikan yönetimi bile, artık olayları bu yasaklamalar yoluyla kontrol edemeyeceğini biliyor. Dünyaya koca savaşı bir oyun gibi göstermeyi başaran medya, artık kan ve gözyaşını gizleyemiyor.
Artık kimyasal silah olayında olduğu gibi gerçekler de gizlenemiyor. Amerikan kamuoyu Irak savaşının açıklanan ve gizlenen nedenleri üzerinde tartışmaya başladı. Bu neyi değiştirir? Belki hiçbir şeyi değiştirmez. Ama gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlar. Bu da geleceği değiştirir.
Irak olayı değişiyor
Doğrular ile yanlışların anlaşılması, ancak gerçeklerin ortaya çıkmasıyla mümkün oluyor. Irak konusuna bakın. Amerikan ve dünya kamuoylarının nasıl değiştiğini izleyin, ne demek istediğim daha net bir şekilde ortaya çıkacak sanıyorum. Artık Irak’a bakış değişiyor. Türkiye’ye bakın, dün Irak’ın Amerikan işgalini avuçları patlayana kadar alkışlayanlar, bugün yaşananlar karşısında farklı düşündüklerini söylüyorlar. Çünkü gerçek ile yalanın net olarak ortaya çıkması gerekiyor. Bazı kafalar kötü niyetlerinden, ganimetten pay istediklerinden, bazıları da anlamadıklarından yanlışların peşine düşebiliyorlar. Savaş karşısında bile alkış tutup, yalanlara ortak olanlar çıkmadı mı?
Duruşumuz ne oldu
Türkiye, Irak savaşının başından bu yana pek çok hata yaptı. Geleneksel olarak izlediği Kuzey Irak politikaları çöktü. Irak konusunda AK Parti iktidarı birinci tezkerede elde ettiği kazanımları koruyamadı. Ama elinde hala fırsat var. Bölgenin emperyalist emeller doğrultusunda bir Kürt devleti oluşumuna gittiğini görememek için kör olmak gerek. Bir zamanlar bunu savaş nedeni sayacağını ilanen duyuran Türkiye şimdi sus pus.
Savaş öncesinde birinci tezkere çıkmayınca Amerikalılar’dan çok Amerikalı olan yazarlar ‘Dilimizi yutacağız, sesimizi keseceğiz, bize ne söylenirse onu yapacağız’ diye yazmışlardı. Şimdi aynen öyle yapıyoruz ama durum daha da kötüye gidiyor. Oysa AK Parti birinci tezkere yoluyla çok büyük bir diplomasi fırsatı ve prestij yakalamıştı.
Kötüleşme
Irak olgusu bu hızıyla kötüleşmeye devam ederse, Amerikan işgali çok pahalıya mal olur üç ülke için. Bunlar Amerika, İsrail ve Türkiye’dir. Bu üçlü bölgesel konumlarını yitirirler. Geleneksel direnç noktalarını kaybederler. Sonrasında bugün cezalandırılmak istenenler yarın güçlü ve başarılı, ceza kesmeye kalkanlar da suçlu ve saldırgan olduklarıyla kalırlar. Yarın bölgesel zayıflığın güçlendireceği İran ile İsrail veya Amerika başeder sananlar varsa, büyük yanılgı içindeler.
Yeni emperyalizm
Amerika zamanlarımızı yani geleceğimizi alıyor. Bunu parasıyla olmazsa siyasi ve ekonomik baskıyla, bu da sökmezse askeri güçle yapıyor. Çünkü kendi geleceğinin beslenmesi için kaynakları şimdiden el altında tutması, kendisine bağlaması gerekiyor. Bu yeni emperyalist dalga dünyada büyük değişimleri ve kırılmaları ortaya çıkartacak. Yarın bu nedenle büyük hesaplaşmaların olması kaçınılmaz.
Ancak bu hesaplaşmalarda bir mucize olmazsa en hazırlıksız olan, en zor durumda kalacak ülke Türkiye. Ekonomisi, siyaseti, sosyal yapısı ve saldırılar karşısında direnç noktalarının güçlenmesi bakımından Türkiye ‘nin işi zor. Çünkü ordumuz dahil pek çok savunma merkezimiz bizden çok saldırganlara bağımlı durumda.