13 Mayıs 2003
Amerika, Irak’ta ne yaptığını biliyor mu? Yaptıkları veya bundan sonra yapacakları konusunda Amerika’nın kafası karmakarışık. Çünkü yeniden yapılandırma sürecinde Amerika, Irak konusunda büyük belirsizlikler içinde hareket ediyor. Genel valilerden biri geliyor, diğeri gidiyor. Gidişler ve dönüşler önceden açıklanan yapılandırma takviminin tersine; çatışmalar içinde gerçekleşiyor. Amerika şaşkın. Iraklılar’dan oluşacak yeni kabinede Fazıl Osman en net addı. Enerji Bakanı olacaktı. Ama olamıyor. İknası çalışmaları devam ediyor. Belediye Başkanı olarak Bağdat’a getirdikleri kadın yönetici görevden apar topar alındı. Yani Irak tarafında işler karışık.
Yönetim modeli konusunda Amerika bir türlü karar veremiyor. Irak’ta Şii ağırlığı önceden hesaplayamayan Amerika, Irak’ın giderek İranlaşmasını engelleyemiyor. ABD, Irak’ın federal bir yapıya kavuşturulmasını istemekteydi. Ama Şiiler’in, Araplar’ın, Kürtler’in birlikte federatif yapılar içinde olmaları imkansız. Çünkü artık aralarında derin ve kanlı ayrılıklar var.
* * *
Türk-Amerikan ilişkilerinde gelinen nokta dikkate alındığında, Türkiye’nin Irak’ta federatif bir yapı kurulmasına karşı olması, ABD açısından dikkate alınacak bir husus mudur? Değildir, diyebiliriz. Ama o zaman Türkiye’siz bir Irak çözümünde Amerikalılar başarılı olabilecekler midir? Türkiye’siz çözüm aramak Amerika’ya öylesine pahalıya mal olacaktır ki, bugünkü zafer ileride yaşayacaklarını da gölgede bırakır.
Amerikalılar bölgesel ilişkiler ve bağlar bakımından Türkiye’nin birikimine asla sahip değiller. Ama Türkiye’deki yönetimden de şimdi memnun değiller. Onlar siyasal İslam kartının kendi aleyhlerine bu türlü kullanılabileceğini hiç düşünmemişlerdi. Seçim öncesinde siyasal İslam’a yaptıkları yatırım, seçim sonrası yanılgılarını ortaya koydu. Bugünkü yönetime karşı duyulan Amerikan tepkisi aslında çokça kendi yanılgılarına dönük. Ama bunu zaman iyice su üstüne çıkartacak. Amerika Türkiye’de bizi kim itti demeden önce, Amerika’da Türkiye’yi kim yanlış okudu sorusunun yanıtını arıyor.
Türkiye, Ortadoğu için önemli bir ülke en önce. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Türkiye’nin bölgesel rolleri Amerika için Türkiye’yi vazgeçilmez kılıyor. İlişkilerimizde ortaya çıkan bugünkü olumsuz tablo, kendi dinamikleri çerçevesinde ilerleyen Türk-İsrail ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecek bir nitelik de taşıyor. Bunun doğuracağı sonuçları Amerika iyi düşünmeli. Ancak, Türkiye’nin Suriye ve İran’la yakınlaşma stratejisinin,
İsrail ve ABD’deki Yahudi lobisi tarafından dikkatle ve endişeyle izlendiğini de Türkiye çok iyi anlamalı..
* * *
ABD Yönetimi’ndeki neo-konservatiflerin İsrail’de iktidarda bulunan Likud Partisi ile yakın bağlantıları ve bu ekibin geniş Ortadoğu vizyonunda Irak harekatıyla İsrail-Filistin meselesi arasında kurduğu ‘Kudüs’e giden yol Bağdat’tan geçer’ paradigması dikkate alındığında, bugünkü durumun Ankara-Tel Aviv ilişkilerine de olumsuz yansımaları olması ihtimal dahilindedir.
İsrail ile Türkiye bütün bu sorunların ötesinde mutlaka aklıselimi elden bırakmadan aralarındaki ilişkilerin düzeyini yükseltmeliler. Bu bölgesel çıkarlar açısından da dünya barışı açısından da önemli. İsrailliler Amerikalılar’dan daha akılcı bakıyorlar olaylara. Bu nedenle Türkiye, İsrail ilişkileri önemli. Amerika bunu bozacak yaklaşımlardan uzak durmalı.
Türkiye-Amerika ilişkilerinde, Amerika olayları soğukkanlılıkla ele almayı başarmalı. Yoksa çok şey kaybedecek.
* * *
Bugün, ABD’nin K.Irak meselesi bağlamındaki yaklaşımı, bu çerçevede bazı özel kuvvet mensuplarının Türkmenler’e silah verdiği için Irak’tan sınırdışı edilmesi, Irak’ın siyasi bakımdan yeniden yapılandırılmasında, Türkiye’ye bir rol öngörülmemesi, Türkiye’nin istikrar gücüne katılma taleplerinin kararlı bir şekilde reddedilmesi, Türkiye ile ABD arasındaki ‘müttefiklik’ ilişkilerinin özünün zedelenmiş olduğunu göstermektedir. ABD bir anlamda, Türkiye’yi ‘yumuşak karnı’ olan
K.Irak’ta hareket serbestisini ortadan kaldırarak ve Irak’ta bir rol vermeyerek cezalandırmaktadır. K.Irak’taki Kürt gruplar ise Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu olumsuz havayı, kendi çıkarları dahilinde istismar etmeye yönelmiş durumdalar. Oysa bölgede en büyük sorun Kürtler’in, Araplar tarafından asla affedilmeyecek olmaları. Türkiye artık daha sonra gündeme gelecek.
* * *
Irak konusunda gerek Türkiye, gerek ABD sayısız hatalar yaptı… Ancak artık kim hatalı, kim değil, ya da kim daha çok hata yaptı hususlarına takılıp kalınmaması gerekmekte. Türkiye ile ABD arasındaki mevcut güven bunalımının ve kriz havasının yok edilmesi zaruret. Türkiye’nin yapması gereken, karar vermek olmalı. Türkiye ABD ve AB ile ilişkilerini hangi zemine oturtacağını baştan belirleyip açıklamalı. İlişkiler geliştikçe tutum belirlemek yolunu artık bırakmalı. ABD’ye karşı AB, AB’ye karşı ABD kozunu oynamak gibi kimi komplo teorisyenlerinin pek sevdiği ve Suriye ve İran gibi çağdışı kalmış rejimler ile işbirliğine yönelmek gibi stratejilerle, Türkiye’nin bir yere varamayacağını herkesin görmesinin artık zamanı gelmedi mi?