07 Temmuz 2001
Gömlek Kralı Özkan Akkayagil’in itirafları Halk Bankası’nda dönen dolapları ortaya döktü
Halk Bankası ve Yenal Ansen olayı Türkiye’de kamu bankacılığının geldiği boyutların gözler önüne serilmesi açısından inanılmaz önemli bir dosya. Bu dosyanın önemli adlarından biri, gömlek kralı olarak tanınan Özkan Akkayagil. Akkayagil Halkbank’ın zengin ettiklerinden. Bu kredili zengin şimdi yargıya hesap veriyor. Ama Halk Bankası’yla ilgili öyle itirafları var ki; insanın dudağı uçuklar. Yenal Ansen bunlara da yalan desin! Gerçek örtülemez. Buna ne Ansen’in ne de onun siyasi destekçilerinin gücü yeter.
Ansen’in karakutusu olan gömlek kralının itirafları dehşet. Akkayagil’in savcılara yaptığı itiraflarda bakın satırı satırında neler anlatıyor:
Makam odasında tanıdım
“Şirketimin parlak dönemlerinde Halk Bankası kendileriyle çalışmamı teklif ettiler. İstanbul Kadıköy Halk Bankası Şube Müdürü Mehmet Çalışkan’ın tavassutu ile Ankara’ya yapmış olduğum bir iş ziyareti sırasında 1996 yılının ikinci yarısında Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen ile Halk Bankası Genel Müdürlüğü makam odasında tanıştım. Bundan sonra normal işlerimi Halk Bankası ile yürütmeye başladım. 1997 yılı içerisinde sahibi olduğum Garibaldi firmasının değişik semtlerde üç adet mağazasını açtım mağaza açılışları ve iş görüşmelerinde Genel Müdür Yenal Ansen ile sık sık görüşme imkanım oldu. Aramızdaki ilişki daha samimi ve yakın ilişkide sürmeye başladı.
Çok miktarda gayrimenkul satın alıp karşılığını ödemekten şirket satışındaki zorlanmam üzerine Halk Bankası Beyoğlu Şubesi’ne kredi kullanmak amacı ile başvurdum. Yaklaşık 5.5 milyon dolar civarında kredi kullandım. Bu kredileri kullanmak amacı ile başvurduğumda bankanın Genel Müdürü Yenal Ansen ile de görüştüm. Şirketin durumu iyi olduğu için kredinin verilmesinde bir sorun çıkmadı. Şirketin satışlarında düşüş göstermesi ve daha önceki tarihlerde gösterdiği performansı sergileyememesi üzerine banka genel müdürü beni doğrudan telefonla arayıp ya da banka hukuk müşaviri avukat Güler vasıtasıyla değişik taleplerde bulunmaya başladı.
1
400 bin dolarlık rüşvet
Yenal Ansen beni telefonla arayarak 400 bin dolar para istedi. Paranın bir dostuna lazım olduğunu söyledi. Yenal Ansen’in o güne kadar herhangi bir para talebi olmamıştı. Sadece yukarıda belirttiğim konularda beni kullanıyordu. Bu parayı istediğinde ben de bu meblağda para olmadığını söyledim. O da bana Demir Halk Bank isimli bankadan bir kişinin kendisine geleceğini birkaç tapu fotokopisi verip bir form doldurup benim adıma kredi çıkacağını söyledi. 3 – 5 gün sonra Şişli Sıracevizler İş Bankası Şubesi’ne 400 bin dolar para geldi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra İstanbul Hilton Oteli Grenhause Restaurant’ında öğle yemeğinde buluştuk. Bu yemek esnasında 400 bin doların taksitlerine mahsuben 30 bin dolar vermeye kalktı. Ancak ben almadım. Bu parayı ben aylık olarak kendim ödedim. Bu konuyu delillendirmek için Şişli Sıracevizler İş Bankası Şubesi’ne sorulabilir. 1997 başı 1998 ilk altı ayına ait kayıtların incelenmesinde tespit edilecek ve dekont bulunabilecektir.”
2
Krediye karşı şantaş kaseti doldurttu
Bu taleplerinden bir örnek olarak o esnada Halk Bankası Yönetim Kurulu üyesi olarak çalışan Yücel Dirik isimli şahsın yönetim içinde bir şekilde bertaraf edilmesi gerektiğini bana iletti. Yücel Dirik ile daha evvelden tanışıyordum ve dostluğum vardı. Fakat Yenal Ansen kredi ödemelerini benden talep ettiği şeyleri yapıp yapmadığıma göre dengeliyordu. Benim de sıkıntıda bulunmam nedeni ile Yüksel Dirik’i Ankara Sheraton Oteli’ne sabah kahvaltı için davet ettim. Ve kendisinden Halk Bankası’nda bir kredi sorunum olduğunu, eğer ki kredinin çıkmasında bana yardımcı olursa sevineceğimi ve bunun altında kalmayacağımı, yani rüşvet vereceğimi ima ederek Yücel Dirik ile olan görüşmelerimi Genel Müdür Yenal Ansen talimatı doğrultusunda teybe kayıt ettim. Ancak teyp kasetini Yenal Ansen’e ilk on gün içinde vermedim.
Fakat ilerleyen günlerde ekonomik olarak iyice sıkıntıya düştüğüm için sesleri kaydettiğim kaseti kendisine Genel Müdürlük odasında vermek zorunda kaldım. Bu olaydan sonra sıra ve zaman şaşırabilirim üç olay daha oldu. Yani Yenal Ansen’in üç talebi daha oldu.
3
7Kumaş hırsızlığı ile teminat kapattılar
Bir başka konuda 1998 yılının üçüncü veya dördüncü ayında yine bir gün bankanın hukuk müşaviri Güler Hanım beni telefonla aradı. Normal muhabbetten sonra Tiffany Tomato isimli firmayı tanıyıp tanınmadığımı sordu tanımadığımı söyledim, o da bana bu firmanın bir kredi olayından dolayı teminat açığı olduğu, genel müdürleri Yenal Ansen ile müsait bir zamanda görüşmesinin uygun olup olamayacağını söyledi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra bir iş için Ankara’ya gittiğimde Yenal Ansen’in yanına gittim. Kendisi bana Tiffany Tomato firmasını tanıyıp tanımadığımı veya bir tanıdık bulup bulamayacağımı, bu firmanın sahip veya sahiplerinin ellerinde yüklü miktarda kot kumaşı bulunduğunu, bu kumaşların bulunup ve bir şekilde Halk Bankası tarafından teminat altına alınması gerektiğini ima etti. Ben de ekonomik sıkıntılarımın devam ettiğinden ve hala almam gereken krediler olduğundan bu işi halletmeye çalışacağımı söyledim. Ve benim kendi depolarımda 50 – 60 bin metre kravatlık birman kumaşı bulunuyordu. Bu kumaşlara 5 bin metre de kot kumaşı katarak kamyonlara yükledim. İstanbul Karaköy Halk Bankası Şube Müdürü veya o zaman Bölge Müdürü olabilen Muzaffer Tek ile gerekli koordinasyonu sağlayıp bankanın Marmara Bölgesi’nden görevli iki bayan avukatı ile bir icra memuru vasıtası ile Şişli’nin ara sokaklarına park ettirdiğim ve kumaş ve kotlarla yüklü kamyonları Muzaffer Tek’e teslim ettim. Muzaffer Tek de kamyondaki mallar icra memuruna Tiffany Tomato’nun malları imiş gibi lanse ederek icra ettirdiğini ve kamyonları Şişli’de bulunan Halk Bankası’nın lojmanlarının deposuna çektirdiğini öğrendim. Bu sayede teminat açığı kapanmış oldu.
4
Sahte belge satın aldırdılar
Diğer bir olay ise 1998 yılının başlarında Yenal Ansen’i ziyarete gittim. Normal bir muhabbet esnasında Toni Cauki isimli şahsın sahip olduğu Ege Metal’in iflas ettiğini ve şahısların yurtdışına kaçtığını bu firmaya ait tüm madenlerin şahısların yurtdışına kaçarken borçlarına karşılık Şehmus Tatlıcı’ya sattıklarını, fakat Şehmus Tatlıcı’nın bu madenleri işletemediğini Şehmus Tatlıcı’nın ve Toni’nin arasının bir şekilde iyileştirilmesi gerektiğini ve benimde katkımla bu madenlerin işler hale getirmesini istedi. Ben de bu tip işten anlamadığımı söyledim. Bu konuyu tekrar araştırdığımda aslında bu madenlerin maden üstü ipoteklerin olması gerektiği fakat ilgili şube tarafından bu konunun gözden kaçtığını öğrendim. Kısacası benden istedikleri Amerika’da bulunan Toni Cauki isimli şahısla irtibata geçmem ve şu anda hatırlayamadığım bir prosedürü yaparak şahıstan aldığım bir belgeyi alarak ve bu belgeyi MTA’ya onaylatarak bu belgenin Halk Bankası kayıtlarına girmesi gerektiğini öğrendim. Bunun üzerine Ege Metal’in avukatlarından Tamer Bey’le irtibata geçerek 50.000 dolar karşılığında bu belgeyi elde ettim. Bu belgeyi Yenal Ansen’e makamında teslim ettim.