03.12.1998
Ömer Lütfü Topal’la ilgili sorusturmada gelinen nokta insani hayete düsürüyor. Devletin Topal’dan alacagi para 350 trilyon liraya ulasiyor. Turizm Bakanligi memurlari Topal’in maasli adamlari gibi
Ömer Lütfü Topal, kumarhaneler imparatorlugunu, kan ve uyusturucu ile yogurup ‘Topal Cumhuriyeti’ne dönüstürürken kimlerden yardim aldi?
Bu sorunun yaniti kumar, uyusturucu, kara para mafyasinin yani sira devlet idaresine uzanan bir dizi iliskiler agini da gözler önüne sermektedir.
Bu sorunun yaniti önemlidir. Çünkü Topal’in ölümüyle birlikte baslatilan sorusturmalarda gelinen nokta insani hayrete düsürecek niteliktedir. Devlet, Topal’dan alacaklarinin miktarini 350 trilyon lira olarak saptamis durumdadir.
Bugün, Topal imparatorlugunu yaratanlarin dahi ondan korkar hale geldikleri su götürmez bir gerçektir. Iste korku gerçeginin arkasinda kanli para yigini yatmaktadir. Topal’in yakin adamlarindan Aliye Kara’nin Emniyet’te anlattiklari, savciliklara aktardiklari Ankara’da Turizm Bakanligi bünyesinde olusturulan rüsvet çarkinin nasil isledigini gözler önüne sermektedir. Bu, Topal’in paralarini kazanirken devleti nasil kullandiginin küçük bir örnegini veriyor bize.
3 milyon para cezasi
Memurlar devletin degil, Topal’in maasli adamlari haline gelmislerdir. Bunlarla ilgili sorusturma devam ettigi için adlarini buraya koymuyorum. Ama Türkiye’nin önündeki tablo korkunçtur. Rüsvet çarkinin dislileri arasina girmeyen üst düzey yönetici çok az kalmistir. Alt düzeyde memurlar ise mücadelelerinde, amir engellemesiyle karsi karsiya kalmislardir. Topal’in kumar imparatorlugu sik sik basilan ve inceleme geçiren bir yer degildir. Çünkü korunmaktadir. Polisinden Turizm Bakanligi üst düzey yöneticilerine kadar herkes baglanmis. Ama ara sira yapilan baskinlar sirasinda görülmüstür ki, 20 kumar makinesinin gözüktügü yerde 150 kumar makinesi bulunmaktadir. Bunlar tutanaklarla saptanmistir. Peki saptanip da ne yapilmistir? Hiçbir sey. Gerçege aykiri beyanda bulunuldugu için 3 milyon lira para cezasi kesilip çikilmistir. Bunda ne var demeyin. Topal’in servetini olusturan kayit disi para çarki iste bu kumar makinelerinde saklidir. Kayit disi diyorum, çünkü yasalarimiza göre kumar parasi kara para degildir. Ama Topal elde ettigi kazanci çok az gösterip, misli misli kazanacagi düzenegi çoktan oturtmustur otellere. Hem de herkesin gözünün içine baka baka.
Kumar makineleri Ömer Lütfü Topal ve adamlarinin gümrük sahtekârligi boyutunu, bunlardan elde edilen yüksek gelirlerin saklanip vergi ve diger kayitlara sokulmamasi ise yolsuzluk ve vergi kaçakçiligi suçunu olusturmaktadir.
Topal, kumarhanelerinde elde ettigi gelirle kendine has yöntemlerle uyusturucu kaçakçiligi da yapmistir. Bu kaçakçilik serüvenini kokain üzerine gelistirmistir. Yurtdisindaki mahpuslugu da ondandir. Gelirini yurtdisina çikartarak (bunda yabanci ortaklarinin da katkisini gözden irak tutmamak gerekiyor) yeni yatirimlar ve uyusturucu finansinda kullanmistir.
Içeride ise büyük arsa ve ev yatirimlarina girismistir. Kusadasi’nin neredeyse tamaminin tapusu Topal ailesinin elinde. Digerleri devede kulak cinsinden.
Sabika kaydi temiz
Ömer Lütfü Topal rüsvet çarkini isletirken bir dövizciyi kullanmis. Paralar önce Istanbul’daki bu dövizciye gitmis, sonra da üst düzey ‘devlet adamlari’na. Çarki isleten bu kayirmacilik. Bu kayirmacilik öyle bir boyuta ulasmis ki, devlet içindeki çete Topal’i öylesine bir koruma altina almis ki, mahkûmiyetlerini bile görmezden gelmis. Nasil mi?
Örnegin Topal, Havas A.S.’yi satin alacak. Kendisi için bir sabika kâgidi lazim. Bunu alacagi yer Adalet Bakanilgi. Savciliklara müracaat ediyor. Ama kendisinin hem yurtdisinda, hem de içinde pek çok sabika kaydi var. Oysa Topal ne zaman Adli Sicil Müdürlügü’ne basvursa bir sabikasizlik kâgidi aliyordu zaten. Bugüne kadar bu sabikasizlik kâgitlarinin devlet kandirilarak verildigini, yani ad veya soyad yanlis yazildigi için bilgisayar yaniltilarak elde edildigini saniyorduk. Hiç de öyle degil. Elime geçen bir belge Topal’in devlet içindeki gücünü göstermesi bakimindan çok ilginç.
Topal’in avukatlarindan Volga Gökçe 23 Mayis 1995 günü Adli Sicil ve Istatistik Genel Müdürlügü Istanbul Bölgesi’nden aldigi sabikasizlik kaydinda, Ömer Lütfü Topal ile ilgili bilgileri eksiksiz bir sekilde beyan ediyor. Topal’a o dönem pek çok olayla ilgili olmasina, hakkinda uyusturucu kaçakçiligindan Türkiye’de isledigi pek çok suça ait sabika kaydinin arsivlerde bulunmasina ragmen ‘hiçbir sabikasi yoktur’ belgesi veriliyor.
Ömer Lütfü Topal ile ilgili olarak ölümü sonrasinda baslatilan sorusturmalar
gösterdi ki Topal, bakanlardan, emniyet müdürleri ve valilere, milletvekillerinde müstesar ve daire baskanlarina kadar güçlü bir bürokrat çevresine sahip. Ona bu çevreyi saglayan kisiler, kumar ve tekstil dünyasinin hiç ön plana çikmayan ama her dönem etkili olmayi basaran asil patronlariydi. Ona devletteki islerine yardimci olmasi için kiralik bakan bile tahsis ettiler. O bakan ki, kumarcinin kucagindan, bir digerinin kucagina dolandi durdu. Zaman zaman altina limuzinler çekildi, zaman zaman Istanbul’da isleri halledildi.
Ömer Lütfü Topal ile kara paracilar arasindaki baglantida önemli olan iki sektör vardir. Bunlar uyusturucu kaçakçiligi ve tekstil ile Kafkaslar’daki yatirimlardir.
Bu iki baglantidir ki, Nesim Malki ile Topal arasindaki bagi kurar. Kafkaslar konusunda Malki çok isteklidir, anahtar oralari çoktan ele geçirmis bulunan Topal’dir. Ömer Lütfü Topal trilyonlarin su gibi aktigi, naylon faturalarla çifter vurgunlarin vuruldugu ve güçlü adlarla koruma altinda olan tekstil sektörüne adim atmak istemektedir; anahtar Nesim Malki’dir. Her ikisinin de derdi banka kurmak-satin almaktir. Her ikisinin de Israil baglantili ortaklari vardir. Burada da kaderleri birlesmektedir. Tipki öldürülmelerinde oldugu gibi.
Bu iki adin, Kusadasi’nda ve Kibris’ta otel alim çabalarinin ötesinde, tekstil ve Kafkaslar için bir araya gelmelerinin nedeni ise yaptiklari illegal ugraslardir.
Iste Topal imparatorlugunu önemli kilan bu ugraslarin Kafkasya boyutu inanilmazdir. Ömer Lütfü Topal buralarda KGB ve çok üst düzey yöneticilerin çocuklariyla birlikte giristigi isler sonucu öyle bir duruma gelmistir ki, bazi ülkeler kendisine kirmizi pasaport saglamislardir. KGB ve bölge oligarsisinin çocuklariyla gizli anlasmalar yaparak bölge petrol rezervlerini üçüncü ülkelere pazarlamaya baslamislardir. Yani Topal her alanda büyük bir çete organizasyonunu tamamlamistir. Sanmayin ki bu islerde tek basinadir. Arkasinda Türkiye’nin kirli isler imparatorlugunun derebeyleri, katiller ve çeteler vardir. Dokunulmazdir. Hem öylesine bir dokunulmazlik altindadir ki, Israilli ortagi Ruven Gavrielli ile birlikte milyon dolarlar degil, artik milyar dolarla konusmaya baslamislardir. Topal caninin istedigini, istedigi gibi öldürtmektedir. Polisteki adamlari onu koruyup, kollar. En önemli adami kendisini öldürenlerle yakin iliski içinde olan Hüseyin Kocadag’dir. Topal’in rüsvet, santaj, mezhepçilik ve baskiyla kurdugu polis agi basli basina bir inceleme konusu olabilir.
Topal’in öldürülmesinin ardindan baslatilan incelemeler öyle bir noktaya ulasti ki, Maliye Bakanligi uzmanlari neredeyse küçük dillerini yutacaklar. Su an için sonuçlanmayan sorusturmada Topal dosyasinda vergi, gümrük kaçakçiligi, kara para ve diger suçlarla birlikte devlet alacagi olarak çikarilan rakam tam 350 trilyon lirayi bulmaktadir. Evet içerde disarda ayri bir karanlik isler devleti gibi örgütlenip çalisan ‘Topal Cumhuriyeti’nin, ele geçirilen kayitlari insanin kanini dondurmaktadir. 1994-1996 yillari arasinda yapilan inceleme sonucu devletin alacak hanesine yazilacak rakam simdilik 350 trilyon. Sorusturma tamamlandiginda bu rakamin yükselecegi ise kesin. Üstelik hepsi belgeye bagli. Simdi, bu devleti yönetenlerin oturup iyiden iyiye düsünmeleri lazim. Nereden geliyor bu degirmenin suyu diye.
Kavga için neden çok
Acaba kimler, hangi güçler içte ve dista bu adamlari birer güç merkezi haline getiriyor? Yaratilan bu güç merkezleri Türkiye’de politikada, strateji belirlenmesinde, Türkiye’nin gündeminin saptanmasinda nasil kullanilacaklar?
Türkiye, bu olaylara polisiye veya adli vakalar olarak bakamayacak kadar çok bilgi ve belgeye ulasmis durumda. Bu nedenle yükü iki polis, iki savci, iki yargica yikip’ onlar halleder’ mantigiyla, sorumluluktan kaçmak aymazlik olur. Türkiye basina örülen çorabin ne kadar büyük oldugunu anladi. Bunun geregini yerine getirmeli.
‘Topal Cumhuriyetinin yaraticilari o ölünce çok sevindiler. Çünkü kendilerinin cesaret edemedigi seylere cesaret edip ne kadar yol alabileceklerini gördüler. Üstelik Topal’in biraktigi bosluk simdi daha büyük bir ranti içeriyor. Kavga için çok neden var. Zemini ve zamani kollamakta olan bu kisiler açtiklari yolda, kurduklari sistem içinde oyuna müdahale edecekleri günü bekliyorlar. Onlarin gününü görmeden, bizim onlara günlerini göstermemiz gerekiyor. Bunun için maliye, adalet, emniyet ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri en kisa zamanda MGK’nin gündemine sokmanin yollarini bulmalilar. Bu karanlik güçlerle mücadele için bundan daha iyi bir zaman bulunamaz.