22 Subat 2002
Türkiye’nin ekonomik kriz öncesinde mali piyasaları iyi iken, yurtdışına giden bütün işadamları heyetlerine, TÜSİAD dahildir, yabancı kuruluşlar ve işadamları kara paracıları Türkiye’de bunlara nasıl göz yumulduğunu sorarlardı. 11 Eylül saldırılarının ardından artık bunu sormuyorlar. Amerika ve AB artık bu konuda çok sert önlemler alıyorlar.
AB’nin önlemler paketinde yer alan kara para düzenlemeleriyle ilgili olarak Paris Deklarasyonu’nda çok önemli unsurlar bulunuyor. Bunlar arasında işbirliği yapmayan bölge ülkelere karşı alınacak önlemler arasında önplana çıkanlar şöyle:
“Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) para aklanmasıyla mücadelede uluslararası standartları belirleyen 40 tavsiyesini uygulamayan ve işbirliği yapmayan ülke ve bölgeleri saptayacak. Bunlara karşı uygulanacak yaptırımların belirlenmesi ve uygulanması devletlere bağlıdır. Bu konuda Avrupa Birliği tarafından koordine edilen eylem sadece bu yaptırımların etkinliğini artırabilir.”
Mali yaptırımlar geliyor
Bu bağlamda deklarasyonda yer alan öneriler şunlar:
“Mali kurumların, bu ülke ve bölgelerdeki kişilerle ya da kuruluşlarla iş ilişkisine girmeden önce ekonomik lehdarların kimlik tespitlerini yapmalarına ilişkin yükümlülüklerinin artırılması. İşbirliği yapmayan ülke ve bölgelerle gerçekleştirilen mali işlemlerin, mali istihbarat birimlerine bildirilmesine ilişkin mekanizmanın güçlendirilmesi ya da sistematik bir şekilde bildirilmesinin sağlanması. Söz konusu ülke ve bölgelerle gerçekleştirilen mali işlemlere uygulanabilir ihtiyati oranların artırılması. Duruma göre, söz konusu ülke ve bölgelerde yerleşik kuruluşlarla ya da kişilerle gerçekleştirilen işlemlerin sınırlandırılması, ağır vergilere tabi tutulması ya da bu işlemlerin yasaklanması. Avrupa Birliği üye ülke kurumlarının, söz konusu ülke ve bölgelerde şube ya da temsilcilik açmalarının ya da muhabir hesaplara sahip olmalarının yasaklanması.
Merkezi, işbirliği yapmayan ülke ve bölgelerden birinde yerleşik mali kurumların Avrupa Birliği’nde şube ya da temsilcilik açmalarının ya da AB’de muhabir hesaplara sahip olmalarının yasaklanması.”
AB’den paraya kurallar
Bunlar konuyla ilgili duyarlılığını eylemsel boyuta taşımayan Türkiye’nin de her an karşılaşabileceği yaptırımlardır. Bu konuda uyarı görevimi yapıyorum. Yarın Maliye Bakanlığı ve diğer birimler ağlayarak ortalığa düşerlerse siz sakın şaşırmayın.
AB bu konuda polis ve adli mekanizmalarda da sınır aşan işbirlikleri istiyor. Bu noktada “Avrupa Kaçakçılıkla Mücadele Birimi”nin kurulması öncelikli hedef. Ayrıca IMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye’den yolsuzluklarla mücadele noktasında yeni birimler kurmasını istemesi de doğal. Çünkü yolsuzluk boyumuzu aştı.
AB şimdi mali suçlarla ilgili olarak suç ve cezaların uyumlaştırılması, paranın suç kaynağı hususunda kanıt yükünün azaltılması, özellikle suç gelirinin ve aklamada kullanılan araçların müsaderesine öncelik verilerek cezai müeyyidelerin uyumlaştırılması noktasında ısrarcı olacak.
Yani AB bir kişi veya kurum hakkında tutuklama kararı verirse, Türkiye o kişiyi tutuklayacak. Hem de en hızlı biçimde. Ayrıca AB sermaye piyasalarının kontrolü ve bunların ahlaklı işletilmesi noktasında da etkin önlemleri tartışıyor.
Paris Deklarasyonu’nda “Bu genişleyen denetimler ve mali düzenlemeler; hem geleneksel ya da kayıt dışı olsun (Hawala tipi) hem de aksine uluslararası sermaye piyasalarında çok iyi eklemlenmiş olsun (fon transferleri, interbank transferleri ve tazminatlar) uluslararası şebekeler de dahil tüm hukuki ve yasal hizmet sunan işletmeleri içermelidir” hükmü var.
“Belirli bir miktarın üzerindeki nakit ödemelerin sınırlandırılması. Geleneksel ve kayıt dışı şebekeler de dahil nakit ve hisse senedi transferi hizmeti sunan aracılar, şirket bilgi acenteleri (company formation agents), döviz büroları, internette faaliyet gösteren finansal aracılara yetki belgelerinin vericilerinin lisans alma zorunluluğuyla karşılaştırılması” da yaptırımlar arasında.
AB bütün finans ilişkilerini kara para nedeniyle yeniden düzenliyor. Ya uyacağız ya da uyduracaklar. Uymakta yarar var.
Bugün Kurban Bayramı, tüm yurttaşlarımın bayramını kutluyor, aydınlık ve temiz bir toplum diliyorum. İyi bayramlar.