17.06.1999
Nesim Malki’nin öldürülmeden önce Istanbul’da ugradigi saldiriyi Mustafa Kefeli yaptirdi. Malki ve Kefeli’yi DYP’li Mehmet Ali Yilmaz tanistirdi. Kefeli’nin kurtulmasi için büyük bir lobi kuruldu

Tuncay Özkan
Nesim Malki cinayeti dosyasi Türkiye’de karanlikta kalan pek çok olayi aydinlatacak. Ama bunun engellenmesi için elden gelen yapiliyor. Birileri ellerinde çantalar, Ankara-Istanbul arasinda mekik dokuyor. Aman su is bir an önce kapansin diye. Ama basaramayacaklar.
Nesim Malki dosyasinda karsimiza çikan Mustafa Kefeli adi, artik dügümü çözecek sihirli sözcük konumunda. Kefeli’ye dikkat edin! Malki’yi neden kursunlattigini sorun, arkasina gidin diye aylarca yazdim, kimse dönüp bakmadi. Sonra anladilar, ama o sirada Mustafa Kefeli yurtdisina kaçmisti bile.
Kefeli, Alaattin Çakici’nin konusmalarinda ‘topçu’ diye adlandirdigi kisi. Yeralti dünyasinda iyi baglantilari var. Bir otopark, iki üç insaat taseronlugu isi yapiyor. Ama milyon dolarlarla oynuyor. Degirmenin suyu nereden geliyor dersiniz? Mustafa Kefeli nasil korunup kollaniyor, polis pesindeyken nasil saklaniyor ve yurtdisina çikartiliyor?
‘Topçu’ sahaya çikiyor
Gelin bu olaylarin perde arkasina bakalim ve olup bitenlerle ilgili olarak Türkiye gerçegini görelim. Bankalar nasil kuruluyor? Paralar nereden geliyor? Devleti kimler yönetiyor? Mafya köklerini nerelere saliyor? Nesim Malki önce Fakto Finans adinda bir sirket kuruyor. Ama asil büyük düsü bir banka sahibi olmak. Bunun için çabaliyor. Sonunda isadami Tahir Güler, Mustafa Kefeli, Erdal Sakarcan araciligiyla hayalini gerçeklestirebilmek amaciyla ölümüne kadar uzanacak serüvene basliyor. Nesim Malki hem Güler’in ofisinde, hem de DYP Istanbul Il Baskanligi binasinda, o zaman Kibris Islerinden Sorumlu Devlet Bakani Mehmet Ali Yilmaz ile görüsüyor. Kibris’ta kuracagi banka için yardim istiyor. Mehmet Ali Yilmaz bu isin takibini, yakindan tanidigi Mustafa Kefeli’ye havale ediyor. Kefeli banka isi hallolursa 500 bin dolar alacagini Nesim Malki’ye bildiriyor… Erdal Sakarcan, Mehmet Ali Yilmaz’in bu isle ilgilenmesi karsiliginda Nesim Malki’nin DYP’ye para yardiminda bulunacaginin da garantisini veriyor. Nesim Malki, Kibris’ta Tunca Bank’i açiyor. Ama ne DYP’ye bir kurus para veriyor ne de Mustafa Kefeli’ye.
Malki’nin banka sahibi olabilmek hayalleri gerçeklesirken ondan para beklentisi içinde olanlar büyük bir düs kirikligina ugruyorlar. Çünkü Malki DYP’ye ve Mustafa Kefeli’ye para vermeyecegini, kendisine yardim edilmedigini söylüyor. Iste kiyamet de burada kopuyor. Ne mi oluyor, Kefeli önce Kibris isinin takipçisi olarak 500 bin dolarini istiyor. Erdal Sakarcan’a, “Bana Malki’yi sen tanistirdin, bu isleri sen istedin, bu parayi sen ödeyeceksin” diyor. Çünkü isi takip ederken kullandigi büyük dostlar da paralarini istiyorlar. Yil 1994, 500 bin dolar büyük para. Ama Sakarcan bunu kabul etmiyor. Sakarcan, Malki’den DYP’ye para sözünü yerine getirmesini istiyor ama olumsuz yanit aliyor. Herkes kendini kurtarmaya çabaliyor.
Bunun üzerine Ankara’da edindigi çevresini rahmetli bir emekli generale borçlu olan Kefeli, tam gaz saldiriya geçiyor. Önce Nesim Malki’yi vurmasi için iki adam tutuluyor. Tuncay Seker adli kiralik tetikçi ile Hasan Akdogan. Tuncay Seker, Kefeli’nin önceden tanidigi bir kisi. Görüsmeler hep Kefeli’nin kaçakçilik, rüsvet, adam saklama, vurdurtma gibi islerini gördügü bürosunda planlaniyor. Kefeli bu iki adami Nesim Malki’nin evinin önüne gönderiyor.
Kefeli’nin tetikçilerden ricasi, “Bu Yahudi’nin bana borcu var. Bunu ayaklarindan vurun” seklinde. Çünkü Nesim Malki’nin parasini almak istiyor. Isi havale ettigi Tuncay Seker o tarihte MHP Sariyer Ilçe Baskani. Kefeli’nin istegiyle Malki’yi vurmaya giden Seker ve Akdogan, olay yerinde Malki’yi vurmaktan vazgeçiyorlar. Ama arabasinin koltuklarina ve tekerleklerine ates ediliyor. Tuncay Seker bu olay sonrasinda MHP’deki görevinden ayriliyor.
Kefeli, olayin arkasindan aradigi Sakarcan’a, “Bu Kefeli manyak, beni kursunlatti” diyor.

Arkadaslar sagolsun
Artik pabucun pahali oldugunu anlayan Malki, solugu o dönemin Istanbul Valisi DYP Milletvekili Hayri Kozakçioglu’nun yaninda aliyor. Aracilik eden kisi Korkmaz Yigit. Ama nafile. Malki, Kefeli’ye paralari ödemeden bu isten kurtulamiyor.
Peki ama Kefeli bu islerden nasil kurtuluyor? Kefeli’nin nasil tanidiklari var ki, ona hiç kimse bir sey yapmiyor. Kefeli, yeralti dünyasindan Alaattin Çakici ve ekibiyle çok iyi, dönemin Devlet Bakani Mehmet Ali Yilmaz’in yakini. 1994’te ve sonrasinda DYP ikinci adresi gibi. Il binasindan çikmiyor. Ankara’ya gitti mi Bayindir Holding’in patronu Kamuran Çörtük ile oturup kalkiyor. Olmazsa Çörtük ona, Istanbul’a geliyor ‘küçük ticaret yapiyorlar’ ne de olsa çocukluk arkadaslari. Ankara’da DGM’nin anli sanli bazi emekli savcilari, onunla yedigi içtigi ayri gitmeyen agabey kardes diyaloglarina sahip. Yalim Erez ile dost. Fuat Miras ile arkadas. Eski Vakiflar Bankasi Genel Müdürü Fehmi Gültekin ile can ciger kuzu sarmasi. Emin Cankurtaran ile usta-çirak, bankacilarin ünlü avukati Aydogan Semizer ile istedigi an görüsüyor, Erol Evcil’in dostu, eski bakanlardan Nafiz Kurt’un hemserisi, bilumum tetikçilerin hamisi.
Yani anlayacaginiz adam büyük! Türkiye’de büyük adamlara karsi yakalama, duyma, görme taktikleri geçerli oldugundan o simdi Miami’de keyf çatiyor. Bu arada adamlari Kefeli için ter atiyor. Para nereden geliyor?
Insanin bu kadar dostu olur da aç kalir mi demeyin… Bu piyasada düsmeye görün, yerler… Ama o yedirir mi kendini? Hayir. Çünkü kara gün için bildikleri vardir elbette.
Paralar kimin elinde?
Simdi aklima Nesim Malki’nin diger paralari geliyor da… dilim varmiyor söylemeye. Sakin Nesim Malki’nin tefecilik yaptigi dönemlerde, alinan paralarin bir kismi olmasin bugün harcananlar?
Simdi bu kadar çok dostu, postu olan; devlette her kademede ve renkte üniformaya kendini dinleten bir adami yakala, polise, savciya sorgulat… Böyle sey elbette olmaz! Kefeli gibi adamlarin Türkiye’ye döviz getirmesi için kirmizi pasaport ile öldüllendirilmesi gerek. Gerçi yurtdisina hangi renk pasaport ile çiktigini bilemiyorum ama, buna bir resmiyet kazandirmak gerek. Yasar Öz’e yesil pasaport verenlerin, Kefeli’ye aslinda kirmizi vermeleri lazim!
Adam da on parmak birden marifet küpü. Banka kurduruyor, haraç topluyor, banka genel müdürü atiyor, adam vurduruyor, siyasilerle dost; istedigini yaptiriyor. Ara buluyor, bütün mühim zevati taniyor. Ankara’da Istanbul’da, Bursa’da, Londra’da Zürih’te, Amerika’da her eyalette istendiginde kullanabilecegi bürolar emrinde!
Oysa bir yakalansa ve adam gibi sorgulansa Malki olayinin ardindan devlete mafyanin nasil çöreklenip, hangi siyasileri, hangi memurlari kullanarak neler yaptiklari ortaya çikacaktir.
Ama yakalatmadilar. Simdi de koruyorlar, kolluyorlar. Istedikleri operasyonlar bitsin, bu olayin üstüne giden memurlari, savcilari, yargiçlari, gazetecileri pasifize etsinler, bakin nasil getirecekler Türkiye’ye. Havaalanindan giderek, “Ben adalete güveniyorum” diyecek. Poliste sorgulanamayacak. Bir savci olacak, o da sorgulayamayacak. Bir iki hafta kalip, sonra yine serbest dolasacak: Yasasin adalet!
Namik Kemal ne güzel söylemis, “Düsman, vatanin bagrina saplamis kara hançerini; yok mudur kurtaracak…”
Üç devlet adami, üç yargiç, üç savci, üç polis…
Bunlari bulursak Türkiye’nin gelecegi güvende bilin.