Kıbrıs için Türkiye’de uzun yıllardan sonra ilk kez meydanlara çıkılacak. 1950’lerden 1980’li yıllara kadar Kıbrıs meydanların en önemli gündem maddesiydi. ‘Ya taksim ya ölüm’ sloganları, ‘Kıbrıs Türktür Türk kalacak’ haykırışları Türkiye’de meydanların sesi haline gelmişti. O mitingler Kıbrıs sorununu ‘Milli Dava’ noktasına getirmişti. Şimdi yeniden gösteri yapılacak meydanlarda. İlk gösteri 2 Şubat Pazar günü Abide-i Hürriyet Meydanı’nda. Gösteriyi 500 kadar sivil toplum örgütü organize ediyor. İçinde 68’liler Vakfı gibi sol kimliği ön planda olanlar çoğunlukta. Ama sağcısı, solcusu bir araya gelmişler. Bu organizasyonun Ankara’daki sözcülüğünü ise eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel yapıyor.
Kıbrıs konusunda aslında sadece Denktaş’a bağlı bir politika yanlış gelmiştir bana da. Denktaş yıpranmış bir lider. Ama Ada’da onun dışında şimdi ikili görüşmeleri yürütecek kimse de yok. Şu an bunları tartışmaya da gerek yok. Çünkü müzakere masası orta yerde duruyor. Orada artık Denktaş veya Klerides yok. Milli davalar var. Bu noktada zarar verici olmaktan uzak bakmak lazım olaylara. Dere geçerken at değiştirilir mi?
* * *
AKP iktidarının söylemlerini netleştirememesi Türkiye’de de, Kıbrıs’ta da kafaları karıştırdı. MGK tutanağını imzalayan hükümet Denktaş’ın arkasındayız diyor. Sonra başka başka açıklamalar geliyor. Bu çelişkiler, kafa karışıklıkları içinde en önemli ses AKP’li Meclis Başkanı Bülent Arınç’tan geldi. Arınç net bir şekilde aslında hepimizin söylemek istediklerini özetliyor. Kıbrıs konusunda AKP neden Arınç gibi düşünmüyor. Ya da onun kadar açık konuşamıyor? Sorun nereden kaynaklanıyor?
Başbakan Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki söylem farkının nedenleri ne?
Kıbrıs konusunda ok yaydan çıktı Türkiye’de. Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın açıklamaları sivil toplum örgütlerinin mitingiyle bütünleştiğinde Kıbrıs konusunda çok değişik bir tutum çıkacak ortaya. Bunu hükümetin iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Kıbrıs konusunda İstanbul’da yapılacak mitingde sivil toplum örgütlerinin tavrı şu noktada toplanıyor:
‘Kıbrıs’ta yapılan görüşmelerde bir oldu bitti yaratılarak Denktaş’ın eli masada zayıflatılarak, ‘Milli Politika’ gereği bugüne kadar devam eden tutumun Türkiye ve KKTC’ye sağladığı kazanımlar kaybedilecek. Buna karşı durmak gerekiyor. Kıbrıs’ta kazanımların elde tutulması ve bugüne kadar devam edegelen ‘Milli Siyaset’in getirilerinin korunması için, bu mitingle hükümet uyarılacak, Kıbrıs görüşmelerinde Denktaş’a destek sağlanacak. Annan Planı, Türkiye’yi, Kıbrıs’ta teslim almayı ve bugüne kadarki kazanımlarını eritmeyi, özellikle egemenlik haklarını ve bağımsız devlet olma özelliğini yok etmeyi getiriyor. Kıbrıs’ta Türkler azınlık olmamalıdır.’
* * *
Kıbrıs için mitinge çıkılması, Ankara’da duyarlılık ve dikkatle izlenmesi gereken bir olaydır. Bu miting toplum katmanlarından hükümete ulaştırılacak önemli bir mesajdır. Bu mitingin içinde bulunan unsurlar şu ya da bu siyasi görüşün tekelinde değil. Bu miting bir uzlaşının da simgesi.
Yeniden Türkiye meydanları Kıbrıs davasına endekslenirse bunun sonucunda ne olacağının iyi planlanması gerekir. Bu noktada sorumlu hükümettir. Hükümet kafasını bir an önce netleştirirse, Türkiye o kadar çabuk yol alacak. Irak savaşı ile aynı gündeme denk düşürülen Kıbrıs sorunu, Türkiye için en az Irak kadar önemli.
29 Ocak 2003