15 Mayıs 2002
Milliyet’in “Komplo” manşetiyle patlayan skandalın ardından başlatılan soruşturma kapsamında iki polis açığa alındı. İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, bir mülkiye müfettişi ve bir polis başmüfettişini görevlendirdi
Komplo skandalı giderek boyutlanıyor. Belgeleri yayımlamamızdan sonra İzmir’de Balina Operasyonu ifadelerine ekleme yaptığı iddia edilen Ramazan Keleş adlı başkomiser ile dönemin Organize Suçlar Şube Müdürü Şerafettin Bural (halen Ankara Organize müdürü) açığa alındı. Olayları soruşturmakla bir Mülkiye başmüfettişi ile bir polis müfettişi görevlendirildi. Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın da olayların adli boyutunu soruşturmak üzere müfettiş görevlendireceğini de öğrendim.
Dünkü yazımda dönemin İzmir Valisi olarak şu an Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürütmekte olan Kemal Nehrozoğlu’nun adını yazmıştım. Yanılmışım. Sayın Nehrozoğlu ile dün konuştum. Kendisi bu soruşturmadan bir süre önce İzmir Valiliği’nden ayrıldığını, görevde olmadığını ve herhangi bir bilgisinin bulunmadığını söyledi. Ancak olayla ilgili değerlendirmesini de şöyle yaptı:
“Bu inanılmaz bir olay. Bu olayla ilgili bilgim olsa mutlaka gereğini yaparım. Bununla ilgili bilgi sahibi olup bir şey yapmamak mümkün değildir.”
Dönemin İzmir valisi bugün de aynı görevi sürdürmekte olan Alaattin Yüksel. Yüksel eski Emniyet Genel Müdürü idi. Yüksel de bu konudan Milliyet’i okuyunca haberdar olduğunu belirterek, bana şöyle konuştu: “Ben göreve başladığımda bu operasyonla ilgili gelişmeler tamamlanmıştı. Bana bilgi verilmedi. Çünkü DGM savcısıyla çalışılıyordu. En küçük bir bilgi sahibi olmadım. Gazetenizi okuyunca emniyet müdürü arkadaşımızdan bilgi istedim. O da olayla ilgili bilgi verdi. Bu konu son derece önemli. Adı geçen Şube Müdürü Şerafettin Bural o dönem emniyet müdürü olan Hasan Yücesan ile birlikte Ankara’ya görevlendirildi. Sonra da bana bir şey intikal etmedi. Şerafettin Bural sorduğunuz için söylüyorum, baktırdım, dönemin İçişleri Bakanı ile diğer şube müdürlerinin görüştüğü kadar direkt görüşme olanağına sahipmiş. Konuyla ilgili şimdi bilgi sahibi oluyorum. Ben asla bilgi sahibi edilmedim, bilgim yok. Bu konuda meslek hayatımı ortaya koyarım. Böyle bir şeyden bilgi sahibi olup bir şey yapmamak mümkün mü?”
Amaç İstanbul’u ele geçirmek
Şimdi dönemin İzmir Emniyet Müdürü Hasan Yücesan ile birlikte olayda adı geçenler ve ilişkisi bulunanlar hakkında soruşturmalar açıldı, açılacak.
Organize suç lideri Abdurrahman Yakupreisoğlu’nun ifadelerine eklemelerin son dönemde de devam ettiği ortaya çıktı. Ankara Organize Müdürü Bural’ın, İstanbul’a gelebilmek için İstanbul Emniyeti Mali ve Organize Şube müdürleri hakkında sahte belge tanzim ettiği ve Ankara DGM’de ifadelerinin alınmasını sağladığı ileri sürüldü. Yakupreisoğlu bu iki müdürün görevden alınması için kendisinin imzası bulunan bir sahte mektubun Bural tarafından Ankara DGM’ye gönderildiğini söyledi. Ayrıca Bural’ın aranmakta olan Yakupreisoğlu’nu Ankara’da makamında kabul ettiği ve görüşmeler sırasında İstanbul Emniyeti’ne ilişkin komploların ele alındığı, Yakupreisoğlu tarafından itiraf edildi.
Üzerine gidilsin
Ankara’dan siyasetçilerle de konuştum. Örneğin eski polis, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar olaylarla ilgili olarak hayretler içinde kaldığını ifade etti. Ağar ifadelere ekleme yapmanın en büyük suç olduğunu belirtti. Ağar’a göre böyle bir şey yapmak “çılgınlıkla” eşdeğer. Ve mutlaka bir Meclis soruşturma komisyonu kurularak olayın üzerine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Ağar’la konuşmamız sırasında “Bunun bir adamın cebine esrar koyup yakalatmaktan farkı var mı?” diye sordum. “Yok” diye yanıt verdi.
DYP Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu da aradı. Bu olayın ortaya çıkmasının önemine değindi. “Türkiye’de bu olayın ortaya çıkmasıyla artık her şey değişmelidir. Hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Siyaset ve siyasetçi ile bürokratları canından bezdiren, iş yapamaz hale getiren bu komplo düzeni yıkılmalıdır” diye konuştu.
Evet, bu komplo düzenini yıkmak için siyasetçilerin elinde şimdi bir ipucu var. Üzerine ya gider Türkiye’yi temizlerler ya da bu düzen böyle gider Türkiye’yi yok eder.
Tantan ifadelere inanıyor
Sadettin Tantan’ın etrafına söylediği bazı şeyler var. Onları da buraya aktarmalıyım. Tantan diyormuş ki: “İlahi adalet şimdi gerçekleşecek. Ben de böyle bir fırsatın ortaya çıkmasını bekliyordum. Bu ifadelerin İstanbul’da Abdurrahman Yakupreisoğlu’ndan dövülerek alındığına dair cezaevinden bir mektup yollanmış bir gazeteciye. O açıklanır yakında. Çok güzel oldu. Şimdi iki güne kadar savcı bey de konuşur.”
Bu sözler çok ilginç. Demek ki Yakupreisoğlu’nun ifadelerine Tantan inanıyor. Peki ama bunlara inanıyorsa, yani eski genel başkanı ve kabine arkadaşlarının bunları yaptıklarına inandıysa ne yapmış, hangi işlemleri gerçekleştirmiş, bunları şimdiye kadar neden saklamış, çok merak ediyorum doğrusu.
Aslında buradan Tantan’a bir duyuru yapmak istiyorum. Buyursun gelsin Kanal D’de Mesut Yılmaz, Turgut Yılmaz ve diğer suçlananlarla ilgili bir açık oturum yapalım. Ben de yönetmeyeyim, katılımcı olayım. İstediği kişi yönetici olsun. Bu dosyayı anlatsın. Suçlananlarla karşılıklı konuşsun. Orada kimin bulunmasını istiyorsa o da bulunsun.
Şu işlerin doğrusunu halk bir görsün. Var mısınız? Hodri meydan. Haydi çıkın ortaya.
İŞTE İFADELER
Abdurrahman Yakupreisoğlu.: Bu sorunun cevabını okuyun benim vermediğim belli zaten.
S.: Demiştir dedi ancak mahkeme safhasında olduğu için ayrıca eski İstanbul Defterdarı olan şu anki gelirler genel müdürü Mehmet Akif Hamzaçebi ve yine eski İstanbul Defterdarı Alper …… zamanında İstanbul’da bulunan Delta A.Ş. başta olmak üzere ……. dış ticaret firmaları ve Mecidiyeköy Vergi Dairesi’nden aylık beş yüz milyar TL ve üstü miktarda haksız KDV iadesi almışlardır. Halen daha almaya devam etmektedirler. Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürünü bizzat kendileri seçerek özel çıkarlarına hizmet etmek için tayin ettirmişlerdir. Ayrıca … yatırım bankası da vardır. Kuruluş izni 24 Nisan 98 tarihinde başvurusu ise 16 Nisan 98 tarihinde yapılmıştır. O tarihe bakacak olursak GSD Holding’in sahibine bir haftada banka kurma müsaadesi verilmiştir. Bu banka rekor düzeyde izin alarak Bakanlar Kurulu kararı ile faaliyete geçmiştir. GSD dış ticaretin ortakları GSD Faktoring, GSD Holding, GSD Sigorta … finansal kiralamadır ne demek istiyor bazen finansmanları GSD karşılar bu organizasyon halen genel müdür Mehmet Akif Hamzaçebi ve Alper Tunç oldukları o tarihteki Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürü … para karşılığı bu hayali ihracat olaylarına göz yummuşlardır ne diyorsun sen burda.
O psikoloji ile benim bunu hatırlamam mümkün değil. Tamamı Aydınlık gazetesinden aldıkları hali ile. Aydınlık gazetesinde bu haber var aynı tabirle. Açtı Aydınlık gazetesini…. GSD Holding biliyorsunuz tamamıyla Turgut Yılmaz’ın holdingi, Delta Turgut Yılmaz’ın firması. Aslında orada bir yanlışlık yaptılar. Delta A.Ş. Mecidiyeköy Vergi Dairesi’ne mükellef değildir. Ben sonradan öğrendim Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi’ne mükelleftir. Bankayı kaç günde aldığını bilmiyorum ama bu kayıtlara göre sekiz günde almış ama bu benim kullandığım bir ifade değil. Olay Turgut Yılmaz ve Mesut Yılmaz’ın üzerine kurulmaya burada başlıyor.
Asıl komplo burada başlıyor.
Bence burada başlıyor ondan sonrası devam ediyor.
….
Ayrıca on yıldır hayali ihracat uzmanları tarafından Türkiye’nin aleyhine bazı zümrelerin lehine çıkarılan kanunlar, tebliğler, yönetmelikler ayıklanmadıkça, yasal boşluklar ortadan kalkmadıkça, birbiri ile çelişen tebliğler devlet menfaatine aykırı tebliğler ortadan kaldırılmadıkça, bu mücadele başarı ile sonuçlanamaz. Emekler boşa gider. Yukarıda saydığım isimleri görevden geçici bir süre için bile olsa el çektirdiği anda yüzde yüz inanıyorum ki yukarıda bahsi geçen menfaat grupları büyük korku ve gaflete kapılarak bütün sistemlerini kesin sonuçlanıncaya kadar durduracaklardır. Yasalar, tahkikatlar, sorgular belki geç hazırlanır. Yukarıda belirttiğim siyasi bürokrasi ayağı kopmadıktan sonra sayın Sadettin Tantan’ın başlatmış olduğu operasyonların başarıya ulaşması mümkün değildir. Benim böyle bir konuya girmem mümkün değil. Allah aşkına mantıken düşünün. Ben bu Sadettin Tantan ifadesini oraya koydurtmam bir. Tebliğlerin değişmesini kendileri çıkartmışlar iki. Sektörel Dış Ticaret Firmasının tebliğlerini kendileri iptal ettirdiler sonra düzelttiler tebliğleri bunlar. Ankara’da incelendiği zaman belli ama burada net olan bir şey var. Bu TGS’yi ben demişim bunu kabul ediyorum efendim. Burada Evcil’le ilgili Erol Evcil’in firmasını ben demişim. Gazala grubunu ben dememişim. Mesela Hayri Kozakçıoğlu bize dava açmış. Burada Gazala grubu var. İbrahim Hatipoğlu’nu ben demişim kabul ediyorum. Sami Levi ile birlikte kabul ediyorum. Bayındır Holding’i ben demişim kabul ediyorum. Yavuz Çelikhan’la birlikte, Orhan Aslıtürk’le ilgili duyumlarımı söylemişim. Nevzat Bozdağ, bak bunu dememişim kesinlikle. Nevzat Bozdağ isimli şahıs …….. Hayır bunu Sami’ler benden istedi.
……..
Peki Cevdet Ulu bu operasyonun her safhasına katıldı mı?
A.Y.: Her safhasında.
Nasıl vardı?
A.Y.: Telefonla vardı. Emniyet Müdürlüğü’ne geldi Cevdet Ulu. Her safhasında Cevdet Ulu vardı operasyonun.
Kaç kere telefonla aradı, kaç kere geldi?
A.Y.: En az iki defa geldi. Bir defa geldi tanıştı benimle. Ondan sonra da en az on – on beş defa telefon açtı. Bakın burada o kadar çok net ki Nevzat Saygılı Mehmet … bildiklerimi anlattım ancak bunun üst yapısını Sümer Oral ve Mesut Yılmaz oluştururlar. Şöyle ki Sümer Oral geçmiş dönemde yani bakan olduğu dönemde yani bunu niye orda dememişim de burada yazmışlar onu yani yirmi yedi sayfada o kadar laf yazmışlar ki onu da orda yazsalardı savcı huzurunda niye yazmışlar onu kardeşinin Turgut Yılmaz’ın Dış Ticaret firmasıdır GSD.
Dördüncü sayfadaki ifadelerde adı geçen firmaların tamamı savcı tarafından eklenmiştir. Sebebine gelince…
Evet ne yazıyor dördüncü sayfada? Hangi firmaları diyorsun?
Birinci paragraftaki firmaların tamamı savcı tarafından kendi inisiyatifinde eklenen, sanki benim ağzımdan söylenen firmalar. Çünkü emniyette yirmi yedi sayfa ifade verdim. Yirmi yedi sayfa içinde firmaları hatırlamayıp savcının odasında altı saat içinde hatırlamam ne derece mümkün olabilir. Nedeni listeyi savcı bey önüme getirip koydu bunları da sen biliyorsun bunları da ekliyorum buraya kendi dedi Cevdet Ulu…
Yani bu firma isimleri emniyetteki ifadende yok mu?
Hayır yok onlar.
Emin misin yani nereden biliyorsun?
İkinci sayfadaki ifademde kesinlikle Mesut Yılmaz ismini ben söylemedim. Kendileri tarafından eklenildi bu ifadeye. Turgut Yılmaz ismini söylemedim kendileri tarafından eklenildi bu ifadeye. Sümer Oral kısmını söylemedim kendileri tarafından eklenildi. Benim ağzımdan resmi kayıtlarda olan KDV belgelerini bir şekilde öğrenerek bazı belgelere ulaştım diye eklemişler. Hangi şekilde öğrendiğimi sormuyor bana. Bir şekilde önüme koydunuz. Oradan öğrendim. O altı saat içinde ben o belgelere nasıl ulaşabilirim.
Bir de ikinci sayfasında Mesut Yılmaz diyor?
Ben Sümer Oral’la ilgili Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz’la ilgili hiçbir şey söylemedim.
Hangi paragrafında, bana yerini göster, ne diyor?
A.Y.: Sümer Oral ve Mesut Yılmaz oluşturuyor. Şöyle ki Sümer Oral geçmiş dönemde bakan olduğu dönemde başka partiden milletvekiliydi ancak yine maliye bakanıydı. Geliyoruz Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz … firmasının sahibidir. Bu firmanın yanında Delta A.Ş. ve diğerleri devam ediyor.
Hangileri doğrudur?
A.Y.: Nevzat Saygılı, Mehmet Akif Hamzaçebi ve Alper Kuş’la ilgili beyanlarım doğrudur. Diğerleri doğru değildir.