12 Kasım 2003
Bu başlık çok çarpıcı değil mi? ‘Küçüklerin ve Çocukların Rızası ile Irzına Geçmek’ ne demek? Bu konu Türk Ceza Yasası değişikliklerinde tartışılan konulardan biri. Toplum olarak pek çok konuda ne yazık ki bilgisiziz, bilgisizliğimiz yüzünden değişimleri yakalayamıyor, sonra bilgi sahibi olunca da başımıza gelene katlanıyoruz. Yeni yasa çalışmaları sırasında küçükler ve çocuklarla ilgili cinsel suçlar konusunda da düzenlemeye gidiliyor.
Rıza aramak sapık korumaktır
Düzenleme sırasında kadına karşı ayrımcı bir yaklaşımın geçerli olduğunu görüyorum. Bu çok üzücü bir olay. Ayrıca çocuklara karşı da ayrımcılık yapılıyor. Hatta kadın ve çocuklara karşı öylesine yasal düzenlemeler geliyor ki, bunları kadın ve çocuklara karşı suçu teşvik eder nitelikte buluyorum. Örneğin çocuklara karşı işlenen suçlarda ‘rıza’ diye bir şey söz konusu olabilir mi? Yasa olur diyor, değişiklik yapılırken de bu mantık dışı eskimiş anlayış korunmaya çalışılıyor. Herkesi buna karşı durmaya çağırıyorum.
Çocuk tecavüze uğrayacak, yargıç ceza verirken çocuğun ‘rızasının’ olup olmadığına bakacak! Böyle bir şey halen yasalarımızda var. Ama bunu devam ettirmek artık büyük bir ayıptır. Çocuk cinsel şiddet karşısında rıza sahibi olabilir mi? Böyle bir anlayış bugün geçerli olabilir mi? Bu kafa hastalık taşıyor bence. Bunu düzeltmek gerek. Bunu çocuk ve kadının korunması, cinsel kimliklerinin, beden ve ruh sağlıklarının korunması için düzeltmek gerek. Bunu yapmazsak büyük hata ederiz. Ayrıca uluslararası anlaşmalara da aykırı davranmış oluruz.
Bu tür suçlarda çocukların rızasının olup olmadığını aramak kadar tehlikeli, ayıp ve aykırı bir şay olamaz. Bu aranırsa çocuklara karşı cinsel şiddetin önü açılır. Bununla mücadelede büyük yaralar alırız. 15 yaşını bitirmemiş çocukların uğradığı cinsel saldırılarda rıza söz konusu olabilir mi? Asla olamaz.
TBMM özenli davranmalı
TBMM bu konuda mutlaka özenli davranmak zorundadır. Çocuklarımızı değil de sapıkları korumak olur aksi tutum. Türk Ceza Yasası’nın 316. maddesi şöyle diyor: ’15 yaşını bitirmiş olup da, henüz 18 yaşını bitirmemiş olan bir küçüğün rızası ile ırzına geçen kimseye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. 15 yaşını bitirmemiş olan bir çocuğun rızası ile ırzına geçen bir kimseye 4 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilir. Hükmen veya evlenme suretiyle reşit olan veya kılınanlara karşı işlenen fiiller hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.’
T.C.K. 416/3 madde- ‘Reşit olmayan bir kimse ile rızası ile cinsi münasebette bulunanlar fiil daha ağır cezayı müstelzim bulunmadığı takdirde altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ diyor. Bu halen geçerli. Biz bu ayıpla yaşıyoruz. Şimdi bu ayıpla yaşamaktan kurtulma şansımız var. Nasıl mı? Yasayı şöyle değiştirerek:
‘Çocuklara cinsel tecavüz’
‘(18) yaşını bitirmemiş olan da, çocukla, herhangi bir cinsel eyleme girmek, onu böyle bir eyleme yöneltmek veya onu herhangi bir cinsel eyleme katmak, çocuğun cinsel istismarıdır. Her kim 16 yaşını bitirmiş olup da henüz 18 yaşını bitirmemiş olan bir çocuğa cinsel tecavüzde bulunursa 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına mahkum olur. 16 yaşını bitirmemiş olan çocuğa, cinsel tecavüzde bulunan kişiye 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir.
Birinci fıkrada cezalandırılan cinsel eylem, tehdit veya hile ve zora dayalı değil ve taraflar arasında yaş farkı, 3 yıldan fazla değilse ceza uygulanmaz. ‘
Bu değişimi yapmak zorundayız. Çünkü tartışılan tasarı, uluslararası hukukta ve Batı kanunlarında yer alan ‘çocukların cinsel istismarını’ tanımamakta ve bu suçların meydana gelmesinde temel unsurlardan biri olan, mağdur ve fail arasındaki güç ve bağımlılık ilişkisini adlandırmamaktadır.
Tasarı; çocukların cinsel istismarında, çocuğun ‘rızası’nın var olabileceğini kabul etmektedir. Oysa diğer hukuk sistemlerinde, ‘rıza yaşı’ ortalama 16 yaştır. Ülkelerdeki öznel durumların da dikkate alınması elbette doğaldır.
Ancak, ülkemiz gerçeğinde 16 yaş kabul edilebilecek bir yaş düzeyidir. Bilim adamları, çocuğun tam anlamı ile cinsel farkındalığının 16 yaş olduğunda birleşmektedirler.
Bunun için haydin göreve…
Yararlanılan kaynak: Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ile sivil toplum kuruluşlarının ortak öneri kitapçığı.