30.05.1999
İstatistikler, ‘kumarhaneler açılsın, turizm kurtulur’ teziyle Ankara’da atağa geçen kumar lobisini yalanlıyor. Kumarhanelerin turizme getirdiği, götürdüklerinin yanında devede kulak bile sayılmaz
Tuncay ÖZKAN
Kanlı ve kara düzen geri getirilmeye çalışılıyor: Kumarhaneler açılmak isteniyor. Kumar lobisi suratına taktığı şirinlik maskesi ile cumhurbaşkanlığından bakanlıklara, bütün bürokrasi ve siyaset koridorlarında kol geziyor.
Kumarhanelerle, turizmin ne alakası varsa hep aynı nakarat tekrarlanıyor:
“Turizm bitti, battık. Aman ne olur kumarhaneleri açın.”
Bunların arasında çok az gerçek turizmci var. Çoğu kumarhane işletmecisi olan karapara babalarının emir kulları. Kara sektörün diriltilmesi için kullanılan tez aynen şöyle:
“Efendim İsrail ve Rusya’dan o kadar çok karaparacı ve kumar tutkunu turist geliyordu ki inanamazsınız. Bize bir şans verin, sadece Ruslar ve İsrailliler için kumarhaneleri açalım. Bakın turizmi nasıl kurtaracağız…”
Bunların hepsi yalan, yalan, yalan… Amaçları kanlı, kara, korku düzenini geri geirmek. İsrailliler ve Ruslar diye açtıkları bataklıkları mafyanın eli kanlı tetikçilerine teslim edecekler. Adam öldürecekler. Kan dökecekler. Adaleti, siyaseti, polisi, rüşvete, şantaja kurban etmeye çalışacaklar.
Ömer Lütfü Topal’dan başlayıp bütün pisliğin öyküsü yıllardır belgeleriyle gözler önünde. Topal’ından Suudi Özkan’ına kadar kumarhanelerin trilyonluk kaçakçıları geçmişte ne yaptılarsa, bundan sonra gelenler beterini yapacaklar.
Kumarhanecilerin oluşturduğu lobinin ilk günden beri yaydığı ‘Kumarhanelerin kapatılması bizi uluslararası alanda zor duruma düşürecek’ tezi de, -ki Cumhurbaşkanlığı’nı bile bu yaygarayla etkilediler-OECD’nin geçen yılın sonunda yayımlanan raporu ile tümden çürütülmüştür.
OECD yayımladığı raporda, karapara aklama birimi haline geldiği için Türkiye’nin kumarhaneleri kapatmasının çok isabetli olduğunu, bu yüzden Türkiye’nin kutlandığı açıklandı.
Efendim kumarhaneler Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulunuyormuş. Olmaz mı!.. Ömer Lütfü Topal’ın ve Susurluk sürecindeki diğer kumar bağlantılı uyuşturucu kaçakçılarının, çetelerinin, katillerin, işlenen cinayetlerin, derin devlet bağlantılarının Türkiye’nin tanıtımına katkısını küçümsemek haksızlık olur… Nankörlük etmeyelim şimdi!..
Kumarhanelerden Turizm Bakanlığı’na aktarılan para yıl yıl şöyledir:
Aynı dönemde sadece Ömer Lütfü Topal’ın devletten kaçırdığı para 2 milyar dolardır. Şimdi kim kimi kandırıyor? Kumarhaneler kaçakçılık yuvasıdır. Mafya inidir. Kan ve gözyaşı batakhaneleridir. Onlardan devlete para gelmez.
10 Mart 1994 tarihli Talih Oyunları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle Topal’ın şirketi Emperyal A.Ş.’nin toplam
13 oyun salonu için vermek zorunda olduğu 7 milyon 800 bin dolarlık teminat, bir kalemde 2 milyon 600 bin dolara indirilmiş. Aradaki üç milyon dolarlık fark ne oldu? Karşılığında Topal kimlere ne kadar rüşvet verdi? Topal öldürüldü, kumarhaneler kapatıldı, neredeyse batakhaneleri yeniden açacaklar, ama hâlâ bu soruların yanıtları bulunmuş değil.
Ömer Lütfü Topal bu kanunsuzluğu da tek başına mı yaptı? Nerede bu işlemi gerçekleştiren siyasi suç ortakları? Nerede bürokrat çetesi? Kimler onlar? Mezartaşlarına suç listeleri eklemek kimlere ne kazandırıyor, bize neler kaybettirecek?
Hâlâ hesap soramadığımız için bizi enayi yerine koyup kumarhaneleri açmaya yelteniyorlar.
Emperyal A.Ş. tarafından işletilen Mersin Hilton Oteli kumarhanesi 20 Aralık 1995 tarihinde denetlenmiş. Kumarhanede 11 oyun masası 54 adet oyun makinesi bulunması gerekliyken 19 oyun masası, 154 adet de oyun makinesi saptanmış. 1996 yılı denetimlerinde ise 20 adet oyun masası, 23 kişilik yarış makinesi ve 154 adet oyun makinesi saptanmıştır. Hepsinde yasadışılık saptanmış. Saptanmış da ne yapılmış? Kumar makineleri izne bağlı ithal mallarıdır. İsteyen istediği sayıda getiremez. Bunlar gümrüklerden nasıl olmuş ta geçmiş? Kimler aracı olmuş? Kimler yol vermiş? Bu kanunsuzlukları Maliye Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı neden soruşturup cezaya bağlamamışlar? Raporlar Maliye, Turizm, Gümrük arasında top gibi kimler tarafından çevrilmiş? Topal’a ve aynı yöntemleri kullanan Suudi Özkan’a karşı yıllardır uygulamada tutulan büyük sabrın arkasında kimler var? Topal öldü, Özkan neden bugüne kadar görmezden gelindi? Yakın çalışanları milletvekili yapıldı. Şimdi kumarhaneler açılsın diye kimler nerelere bastırıyor dersiniz?
Ya savcılarımız?.. Onlar orta yerde duran bu suçlar ve suçlularıyla ilgili olarak neden dava açmıyorlar? Belge mi istiyorlar? Susurluk Komisyonu Raporu belge ve bilgi dolu. Daha ne isteniyor?
Silah deposu gibi kumarhane
Akgün Oteli’nin garajında Bülent Fırat adlı bir kişi öldürüldü. Fırat, Topal’ın tetikçisiyken sonra ona kafa tutan birisi. Cinayetten bir gün sonra otelin Emperyal A.Ş. tarafından işletilen kumarhanesinde arama yapılıyor. Bu arama sırasında kumarhanenin müdürü olan Göktuğ Ürektürk’ün belinde 38 kalibre ruhsatsız tabanca, o tarihte güvenlik elemanı olarak çalışan Erol Aydoğan’ın üzerinde ve müşteri dolabında buna ilaveten iki ruhsatsız tabanca daha ele geçiriliyor. Ayrıca müdür odasında Bülent Fırat cinayetinde kullanılan kurşunların boş kovanları ve cinayet öncesinde garajda dövülen mağdurların üzerinden gasp edilen eşyalar çıkıyor. Katiller suçlarını itiraf ediyor, sonra cezaevinde ikna edilip ifade değiştirtiliyor. Her şey göz önünde oluyor, harekete geçmesi gerekenler izliyor. Talih Oyunları Salonları Yönetmeliği’ne göre bu kadar olayı saptanan bir yere ne yapmak gerekir? Kumarhane kapatılmalıdır. Kanarya Sevenler Derneği’nde bunca olay olsa köküne kibrit suyu dökülürdü. Ama bizde ne yapılmıştır? Hiç. Kumarhaneler açılırsa bundan sonra ne yapılacaktır? İnanın ki hiçbir şey.
Adana Seyhan Oteli Emperyal kumarhaneAnlamaya çalışanı anlamama hastalığısinde öldürülen bir müşteriyle ilgili olarak ne yapılmıştır? Alanya Grand Kaptan Oteli, Emperyal kumar salonunda olay çıkarttığı gerekçesiyle cezalandırılmak istenen Uzun Hasan yerine öldürülen suçsuz günahsız vatandaş için ne yapılmıştır? Akgün’de Bülent Fırat, Kuşadası Onura’da sıradan bir yurttaş kumarhane müdürü tarafından, Bodrum Regal’de Hikmet Babataş bizzat Topal’ın emriyle öldürülmüşlerdir. Ayrıca Antalya Ofo Oteli’nin önünde bir kumar mağduru polislerin gözü önünde, kameraların saniye saniye kaydettiği gibi başına dayadığı silahla intihar etmek zorunda bırakılmıştır.
Ünlü dershaneci Mahmut Tezcan’ın intihar teşebbüsü daha dün gibi gözlerimizin önündedir.
Bunların dışında Emperyal kumarhanelerinde müşteriler güvenlik elemanı denilen eşkıyaların silahlı, silahsız darplarına maruz kalmıştır. Yüzlerce şikâyet vardır. Bunların zorla paraları, evleri, senetleri
alınmıştır. Kemikleri kırılmış, dalakları patlatılmıştır. Bu durumlar yüzünden açılan elliden fazla dava vardır. Bu sırada kumarhanelere Türk müşterilerin girmesi yasaktır. Tıpkı bugün çevirdikleri numaranın arkasına saklandıkları gibi. O zaman da aynı oyun oynanmış, mafyaya para akışı gasp ve darp yoluyla sağlanmıştır.
Kan aktı… Ceset çıktı… Uyuşturucu kaçakçılığı yapıldı… Silahlar patladı… Vergi kaçırıldı…
Daha ne olmalıydı ki bugün kumarhane lobisinin isteklerini yerine getirme durumunda olan siyasiler ile bürokratlar akıllansınlar?