03 Temmuz 2001
DSP İstanbul milletvekili Perihan Yılmaz’ın hangi boyutuyla kumarhane işinin içinde bulunduğunu bu köşede çıkan açıklamalarından öğrendik. Perihan Yıldız’ın yeniden açılması için cansiperane çalıştığı kumarhanelerle ilgili açıklamaları doğru değil.
Yılmaz diyor ki: “Kumarhanelerin kapandığı 1997’de İsrail’den gelen ziyaretçi sayısı 63 bin azaldı.”
Kumarhaneler 1997’de değil, 1998’in Şubat ayında kapandı. 1997 yılında İsrail’den gelen ziyaretçi sayısındaki azalmanın nedeni o dönem iktidarda olan Refahyol hükümetinin söyleminin İsrail’de yarattığı endişeydi. Nitekim sırf bu kaygıları gidermek için aralarında Musevi kökenli Jefi Kamhi’nin de bulunduğu bir grup DYP milletvekilinin de yer aldığı heyet İsrail’e giderek temaslarda bulundu. Nitekim, daha sonraki yıllarda kumarhaneler kapandığı halde İsrail’den gelen ziyaretçi sayısı arttı.
Yılmaz diyor ki: “Kumar oynamaya gelen İsrailliler diğer turistlerden daha çok para harcıyor.”
Merkez Bankası istatistiklerine göre, kumarhanelerin açık olduğu 1997’de İsrail’den gelenlerin kişi başını ortalama harcaması 828 dolar iken, kumar ile hiç ilgisi olmayan Avusturya, Belçika, ABD ve İsviçrelilerin kişi başına harcaması bin doların üzerinde.
Yılmaz diyor ki: “Kumarhaneler vergi ve gelir sağlıyor.” Gerçek bunun tam tersi oysa. Kumarhaneler faaliyette oldukları süre boyunca her yıl zarar göstererek, bir bölümü hiç vergi ödememiş, ödeyenler de ancak bir berber, fotoğrafçı, kuru temizlemeciden daha az ödemiştir.
Kumarhaneler iddia edildiğinin tersine, Türkiye’ye gelir getirmedi, döviz kaybettirdi.
DİE’nin 1997’de yaptığı istatistiklere göre Türkiye’ye gelen ziyaretçilerden 793 bin kişi, kimi bavul ticareti yoluyla yanında getirdiği malları satarak, kimi de o dönemde açık olan kumarhanelerden kazandığı para olmak üzere toplam 914 milyon dolar ile ülkelerine döndü. 43.513 kişi Türkiye’ye gelirken bir de kumarhaneye gidip oyun oynamış ve bunlardan bir bölümü kumardan para da kazanmış. Türkiye’den ayrılırken 53.656 dolar ile gitmişler.
Yılmaz diyor ki: “Türkiye’deki kumarhaneler kapatılınca bu potansiyeli çekmek için Polonya, Macaristan, Bulgaristan kumarhane açıp büyük potansiyeli kendilerine çekti.”
Olayın doğrusu ise böyle değil. Bu ülkelerde kumarhaneler Türkiye’dekiler kapandıktan sonra açılmadı, zaten vardı. Bu ülkelere kumar oynamak için gidenler ile aynı amaçla Türkiye’ye gelenler aynı ülkelerden aynı insanlar değildir.
Macaristan’a daha çok, hafta sonu gezileri için gidenler, Yunanistan’a gemi ile gidenler kumar oynuyor. Kumarhane olmadığı için Türkiye yerine söz konusu ülkelere giden yabancı yok, kumar için başka ülkeye gidenler yalnız Türklerdir, Onlar da KKTC ve Bulgaristan’a gidiyor. Bunlar ise dikkate değer bile değil.
Yılmaz diyor ki: “Kumarhaneler kapatılınca gemiler Türkiye’yi tur programlarından çıkarttı.”
Kumarhaneler kapatıldığı için Türkiye’nin programdan çıkarıldığı tek bir örnek yoktur. Ama tersine örnek her geçen gün artıyor. Kumarhanelerin kapalı olduğu dönemde Kuşadası ve diğer limanlara gelen gemi sayısı artmış, azalmamıştır. Ayrıca uluslararası sularda gemilerde kumar serbesttir. Doğrular bunlar sayın DSP milletvekili.
Deveye sormuşlar neren eğri diye, nerem doğru ki demiş. Kumarcıların doğrusu yok ki eğrisini konuşalım.
(Yazının hazırlanmasında Fehmi Köfteoğlu’nun arşivinden yararlanılmıştır)