23 Nisan 2003

Amerikan yönetimi Irak Savaşı sırasında Türkiye ile yaşadığı sorunları nasıl değerlendiriyor? Bu konuda Amerika’da bazı etkili kişiler ve onların yakınlarındaki insanlarla görüşüp, saptadığım bazı noktaları sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü bunlar Türkiye için bundan sonraki yol haritasında çok önemli olacak ayrıntılar içeriyor.
Amerikalılar öncelikle Irak konusunda Türkiye ile ABD arasında gelinen bu noktayı anlamakta güçlük çektiklerini belirtiyorlar. Onlar için yaşananlar bir sürpriz olmuş. Şimdi konuşmalardan aldığım notları olduğu gibi aktarmak istiyorum ki Türkiye gerçek düşünceleri öğrensin. Çünkü bu konuda hata yapmamalıyız.
* * *
İşte Amerikalılar’ın aktardıkları ve notlar:
‘Yıllardır en önemli stratejik müttefiklerimizden olan Türkiye’nin izlediği politika, neticede kendi çıkarlarını zedelemiştir. Amerika’ya zarar vermiştir. Irak konusundaki müzakerelerde her iki taraf da ciddi hatalar yapmıştır. ABD olarak en önemli hatamız, Tayyip Erdoğan’ın yakınındaki danışmanlara güvenmek olmuştur. Bu danışmanlarla gayri resmi temasları şahin ekip yürütmüştür ve gelinen bu noktadan onlar da sorumludur. Şu an gelinen noktada Başkan Bush, Tayyip Erdoğan’ın ve Cumhurbaşkanı Sezer’in adını bile duymak istememektedir. Erdoğan, daha Başbakan olmadığı halde Washington’a davet edilmiş ve itibar gösterilmiştir. Tek nedeni, Irak’tır. Daha sonra Başkan Bush ile yaptığı telefon görüşmeleri de önemli fırsattı, ancak hepsini heba etmiştir. Erdoğan samimi davranmamıştır. Cumhurbaşkanı Sezer de meseleye sadece ‘uluslararası meşruiyet’ açısından bakmış, reel politikanın gerçeklerini görmezden gelmiştir. Kıbrıs konusunda Türkiye’yi işgalci olarak tanımlayan BM kararlarını Sezer’in nasıl yorumladığını bilmek istiyoruz. Ayrıca Türk Ordusu’nu K. Irak’a gönderme planlarınız, hangi uluslararası meşruiyete dayanacaktı… Türkiye, ABD’nin müttefiki olmaya devam edecektir. Ancak Washington’ın Irak konusunda yaşadığı hayal kırıklığının izlerinin silinmesi uzun zaman alacaktır.’
* * *
Burada Amerika’nın kendi yapısı içinde Türkiye’nin dinamiklerini ve yöneticilerini pek de ciddiye almadığı net olarak görülüyor. Amerika stratejik olarak Türkiye’nin konumunu istiyor. Gerisini düşünmüyor bile. Bu noktada Amerika’nın da öğrenecekleri var, ama bu daha sonra olacak anladığım kadarıyla.
Bu aşamada yeni ilişkiler nasıl gelişecek? Yani Irak’ın yeniden yapılanmasında Türkiye’nin rolü ne olacak? İşte yanıtlar:
‘Irak’ın yeniden imarı iki yönlü gerçekleşecektir. Bu bağlamda, ülkenin siyasi açıdan yeniden yapılandırılmasında ABD, Türkiye’ye herhangi bir rol biçmemektedir. Çünkü Türkiye’nin bu konuda yapacağı ciddi bir katkı bulunmamaktadır. Irak’ın ekonomik bakımdan yeniden yapılandırılmasında ise Türkiye’nin yapacağı önemli katkılar olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, bu sürece kendi katkılarını getirmeli, ABD’nin hayal kırıklığını giderecek jestlerde bulunmalıdır.
* * *
Peki Amerika bir Kürt devleti kurulmasından yana mıdır? Ne düşünüyor? Bu konuda Amerika’da ciddi bir Kürt sempatisinin bulunduğunu ve Kürt devletini oluşturacak kadroların eğitiminin yapıldığını belirterek geçeyim notlarımı aktarmaya:
‘ABD, Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti istememektedir. Bu konuda Türkiye ile hedeflerimiz aynıdır. Suriye konusu giderek daha fazla gündeme gelecektir. Dışişleri Bakanı Powell, Şam’a giderek Baas rejiminin davranışlarına çeki-düzen vermesini isteyecektir. Bu bir uyarı ziyareti olacaktır. Türkiye, Irak konusunda yaptığı gibi ‘bölgesel işbirliği ve dayanışma’ gibi temelsiz varsayımlarla Suriye’den yana bir görüntü çizmekten kaçınmalıdır. Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Suriye ziyaretini erteleme kararı isabetli olmuştur.
Bu ziyaretin daha sonra da gerçekleşmeyeceğini umuyoruz.’
* * *
Türkiye’nin yeni anlayışları Amerika’da hiç dikkate alınmıyor. Eğer Türkiye yeniden bir hamleyle ekonomik ve siyasi istikrara dönemezse, bugünkü iktidar dahil pek çok konuda Amerika ile büyük çatışmalar yaşanacak. Bunu şimdiden görüyorum. Amerika açık açık AKP ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhine çalışmalar yapabilir. Bunun bütün belirtileri mevcut.
İran konusunda ABD ne düşünüyor? İşte yanıt:
‘İran, kapalı kapılar ardında Irak’ta nüfuz tesis etmeye çalışmaktadır. Bir yandan Irak’a insani yardım sevkıyatında işbirliğine açık bir tutum sergilerken, perde arkasında Irak’taki gelişmeleri kendi arzuladığı istikamete çevirmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin ‘bölgesel işbirliği’ tezlerinde bunu dikkate alacağını sanıyoruz.’
Yani Amerikan tarafı, İran’ın bölgesel çalışmalarının Türkiye’yi de etkilediğini varsayıyor. Türkiye’nin İran alternatifi olması gerektiğini söylüyor. Aramızdaki yakınlaşmadan duyulan memnuniyetsizlik aktarılıyor.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin rayına oturtulması zaman alacaktır.
Bugün yönetimin üst düzeyinde kimsenin gündeminde Türkiye bulunmamaktadır. Yani olumlu olarak bulunmamaktadır. Bu nedenle ilişkilerin düzeltilmesi için gerekli adımları ABD yönetiminden beklemek gerçekçi değildir. Gerçekçi olan Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda içinde bulunulan durumu, yeni dönemi ve siyasi anlayışını açık açık Amerikan yönetimine anlatmasıdır. Amerika ile ilişkilerde dikkatli davranmak, bölgesel etkinliğimiz açısından çok önemli.